Düş yolcuları ölümsüzleştikleri yerde anıldı: Unutturmayacağız

Suruç'un 10. yılında, 33 düş yolcuları ölümsüzleştikleri Suruç'ta Amara Kültür Merkezi'nin bahçesinde anıldı. Suruç şehitleri için yolu trafiğe kapatarak yürüyen çok sayıda kişi, "Arin'den Sibel'e yürüyoruz zafere" sloganını yükseltti. Anmada söz alan düş yolcularının yoldaşı SGDF'li Senem Nur Pektaş, "Biz o katliamdan, bizi bitirmek istedikleri bu topraklardan çelik gibi çıktık" dedi. Anmada, Suruç şehitlerini anmanın yolunun birleşik mücadelenin görevlerini yerine getirmekten geçtiği vurgulandı.
Gezi'nin çocuklarını Kobanê'nin çocuklarıyla buluşturmak ve Türkiye-Kürdistan halkları arasında kardeşlik köprüsü kurmak için yola çıkan sosyalist gençlere dönük katliam saldırısında ölümsüzleşen 33 düş yolcusu, katledildikleri saatte, katledildikleri yerde anıldı. 10 yıl önce bir bayram sabahı olan 19 Temmuz'da yola çıkan sosyalist gençler, Urfa'nın Suruç ilçesinde mola verdikleri Amara Kültür Merkezi'nde geçiş işlemlerinin yapılmasını bekledikleri sırada, açıklama yaparken devlet-DAİŞ işbirliğinde düzenlenen canlı bomba saldırısında katledildi.
ÇOK SAYIDA KİŞİ 33'LER İÇİN BİR ARAYA GELDİ
Katliamın 10. yılında bir araya gelen çok sayıda kişi Suruç sokaklarında 33'lerin ismini haykırdı, zılgıt yükseltti, düş yolcularının yarım bıraktığı "Arîn'den Sibel'e yürüyoruz zafere" sloganını tamamladı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, Suruç yaralısı Efe Çatalbaş, Sosyalist Gençlik Dernekleri (SGDF), Barış Anneleri Meclisi, Urfa Barosu, Suruç İçin Adalet Platformu, Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 10 Ekim aileleri, TJA, Urfa Emek ve Demokrasi Güçleri, DEM Parti il ve ilçe örgütleri başta olmak üzere çok sayıda kişi DEM Parti Suruç ilçe binası önünden buluştu.
'SURUÇ'UN HESABI SORULACAK'
Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin "Hiçbir düş yarım kalmayacak" pankartı, 33 düş yolcusunun fotoğrafları ve karanfillerle yürüyüşe geçen kitle yürüyüş boyunca "Suruç şehitleri ölümsüzdür", "Suruç'un hesabı sorulacak", "Suruç'u unutma unutturma", "Yaşasın Rojava devrimimiz", "Arîn'den Sibel'e yürüyoruz zafere", "Bijî serok Apo", "Savaşta, barışta seninleyiz Öcalan", "Şehit namirin" sloganlarını attı.
ÖLÜMSÜZLEŞTİKLERİ YERE FOTOĞRAFLARI YERLEŞTİRİLDİ
Yolu trafiğe kapatan çok sayıda kişi katliamın gerçekleştiği Amara Kültür Merkezi bahçesinde anma düzenledi. Katliamın ardından ağaçların yandığı ve yeniden çimlendirilen alana Suruç şehitlerinin fotoğrafları serildi, 33'lerin fotoğraflarına karanfiller yerleştirildi.
Anma Suruç şehitleri şahsında, devrim ve sosyalizm mücadelesine can suyu olanlar anısına saygı duruşuyla başladı. Bu sırada hep bir ağızdan "Çerxa Şoreşe" marşı okundu.
SÜRÜCÜ: HER DAİM MÜCADELEMİZDE YER ALACAKLAR
Anma, yapılan yürüyüşün ardından katledilenlerin anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. İlk sözü alan DEM Parti Urfa İl Eşbaşkanı Ayşe Sürücü, katliam sürecinde yaşananlara değindi. Sürücü, "Katledilen direngen gençler Kobanê ve Türkiye arasında kardeşlik köprüsü olmak istedi. Fakat buna tahammül edilemedi ve bomba patlatılarak katledildiler. Fakat DAİŞ geriledi ve kadınlar öncülüğünde dünyaya örnek olan bir model yapıldı. Katledilenleri saygıyla anıyoruz. Her daim mücadelemizde yerlerini alacaklar. Şehit namirin diyoruz" dedi.
ÇATALBAŞ: EN SON ARÎN'DEN SİBEL'E YÜRÜYORUZ ZAFERE DEDİK
Katliamda yaralanan ve uzun yıllardır tutsak olan Efe Çatalbaş da kısa bir konuşma yaptı. 10 sene önce bu bahçede olduklarını belirten Çatalbaş, "Acımız da öfkemiz kadar taze. Halkların kardeşliğine inandığımız için buradaydık. Rojava devrimine inandığımız için buradaydık. Yine buradayız, dile kolay 10 sene oldu. Katliam da olsa işkence de olsa mahpusluk da olsa vazgeçmeyeceğiz. Burada en son 'Arîn'den Sibel'e yürüyoruz zafere' dedik. O zafer buraya gelecek, o adalet gelecek" diye vurguladı.
PEKTAŞ: AMARA BİZİM İÇİN YALNIZCA BİR DURAKTI
Düş yolcularının yoldaşı SGDF üyesi Senem Nur Pektaş söz aldı. 10 yıldır Suruç katliamının ardından kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkür ederek söze başlayan Pektaş, "Biz on yıl önce Rojava devriminin, Kobanê'nin acılı çocuklarının çağrısıyla yola çıktık. Trabzon'dan Adana'dan, Kürdistan'ın pek çok kentinden yola çıktık buraya geldik. Amara aslında bizim için yalnızca bir duraktı. Biz Kobanê'yle buluşmak isterken, burada bu bahçede katledildik. Burada Türk ve Kürt halklarının kardeşliğini bir kez daha sosyalistler olarak tekrar ve tekrar haykırdık. Burada aslında SGDF öncülüğünde toplanmış olsa da düş yolcularımız; onlar yalnızca sosyalistler değildi. Onlar Kobanê çağrısını duyan, Kürt halkına karşı sorumluluk hisseden onlarca, yüzlerce insanımızdı. Suruç şehitlerimizin içinde sürgünü, soykırımı çok iyi bilen, onu daha önce yaşamış Çerkes halkının evlatları vardı. 'Karadeniz yalnızca faşizmle, Kürt emekçilerine saldırıyla bilinmemeli' diyen Karadeniz'den yola çıkan Karadenizli gençler vardı. Onlar buraya cüretleriyle aktılar. Ölümsüzleştiler. Hepsi önünde eğiliyorum, saygıyla anıyorum" dedi.
'DEVLET BİR MESAJ VERDİ, YİNE BU TOPRAKLARDAYIZ'
Amara'nın bahçesinde yaşanan katliamda devletin kendilerine bir mesaj verdiğinin altını çizen Pektaş, "Burada 33'ümüzü alarak sosyalist hareketimize vicdanıyla, sorumluluğuyla Kürt ulusunun yanında olan, onun taleplerini saran sarmalayan milyonlara bir mesaj vermek istedi. Eğer ki Kürt ulusunun taleplerini sahiplenirseniz, Gezi'nin çocuklarıyla Kobanê'nin çocuklarıyla buluşturmaya cüret ederseniz sonunuz böyle olur dediler. Fakat biz onların cüretini kuşandık da buraya geldik. 10 yıldır onların verdiği mesajı alıyoruz, yine buradayız, yine bu bahçedeyiz, yine bu topraklardayız" vurgusu yaptı.
'BİZİ BİTİRMEK İSTEDİKLERİ BU KATLİAMDAN ÇELİK GİBİ ÇIKTIK'
"Biz burada can verdik, ama hiçbir düş yarım kalmayacak da dedik, can verdik, ama düşlerimizin ölmesine izin vermedik" diyen Pektaş, 10 yıldır Hendek için, Hande Kader için, Soma için, Diyarbakır için, 10 Ekim için adalet diyerek Suruç için adalet mücadelesini 10 yıllık bir adalet mücadelesi destanına dönüştürdüklerini söyledi. Pektaş, şöyle devam etti: "Biz o katliamdan, bizi bitirmek istedikleri bu topraklardan çelik gibi çıktık."
'BESRA ANNEMİZ ŞAHSINDA SİYASİ TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ'
Yürüttükleri adalet mücadelesinde sayısız saldırıya uğradıklarını hatırlatan Pektaş, "Aradan geçen 10 yılda katledilmemiz yetmezmiş gibi adalet mücadelesi verdiğimiz için, şehitlerimizin mezar başında olduğumuz için yargılanıyoruz. Halen Besra annemiz, Suruç şehidimiz Evrim Deniz Erol'un mezarı başında yaptığı konuşma nedeniyle Elazığ Hapishanesinde tutsak. Besra anneye bütün devrimci, hasta tutsaklara özgürlük istiyoruz" dedi.
'SURUÇ ŞEHİTLERİMİZİN ÇAĞRISIYLA YÜRÜMEYE ÇAĞIRIYORUZ'
Sosyalist gençlikle birlikte 10 yıllık adalet mücadelesine katılanların yıllardır tutsak edildiğini, gözaltılarla tehdit edildiğinin; failler, katiller, işbirlikçileri, siyasi sorumlular yargılanmazken sosyalist gençlerin kuyu tipi hapishanelerde tecrit edildiğinin altını çizen Pektaş, tutsak SGDF'lileri selamladı. Pektaş, şöyle devam etti: "Avukatlarımızla, ailelerimizle, bütün vicdan sahipleriyle bir adalet mücadelesi yürüttük, fakat yanıt alamadık. Halen katiller yargılanmıyor. Fakat biz söylemekten bıkmayacağız, Suruç için adalet isteyenleri değil katilleri yargılayın. Suruç için adalet isteyenleri değil işbirlikçileri yargılayın. Suruç için adalet isteyen ailelerimizi değil katliamın siyasi sorumlularını yargılayın. Devlet görevlilerini yargılayın diyoruz tekrar ve tekrar. Ve Suruç'un bugünkü çağrısına değinmek isterim; Amara'da buluşmuşken, biz 2014'te Rojava devriminin çağrısını duyduk beraber savunmaya gittik. 2015'te bu sefer Kobanê'nin yıkımını duyduk beraber kaldırmaya yola çıktık. Şimdi 2025 yılındayız, gençlik bir tarafta ayakta 19 Mart'tan bu yana onuru ve özgürlüğü için gelecek mücadelesi yürütüyor. Biz buradan tüm Türkiye ve Bakur gençliğine bir çağrı yapıyoruz. İşte 2013'ün ardından 2015'in ardından şimdi 2025 yılındayız, Kürt ulusunun talepleri var. Bütün Türkiye gençliğini, Bakur gençliğini Kürt ulusunun taleplerini kuşanmaya, onları yükseltmeye, siyasi tutsaklara özgürlük demeye, tecride son demeye, anadilde özgürlük talebini yükseltmeye çağırıyoruz. Suruç şehitlerini pusula alalım onların izinde yürüyelim diyoruz. Suruç şehitleri bizim yalnızca geçmişimiz değil, hem bugünümüz hem yarınımızdır. Onların çağrısıyla yürümeye çağırıyoruz."
KORKMAZ: KANLARI YERDE KALMAYACAK
Barış annesi Meyaser Korkmaz, 33 şehidin ardından yine bir arada olduklarını söyledi. Korkmaz, alanı işaret ederek, "Kanları yıkamakla geçmedi. Allah bile kabul etmeyecek. Kanları yerde kalmamalı, kalmayacak" dedi.
ÖNCEL: HUKUK MÜCADELEMİZİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ
Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel ise Suruç davası hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı. Yıllardır katillerin yargılanması için mücadele ettiklerini, ancak arpa boyu yol kat edemediklerini söyleyen Öncel, bu topraklara barış gelecekse Suruç katliamıyla yüzleşmek gerektiğinin altını çizdi. Öncel, şöyle devam etti: "Bu süreçte siyasi partilere çağrımızdır; hakikatlerle yüzleşilsin. O dönem katliamlara yön ve yer veren devlet yetkilileri yargılansın. Hakikatle yüzleşme komisyonu kurulmazsa bu katliamlar ortaya çıkarılmalıdır. Hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz."
TİTİZ: ROJAVA, KOBANÊ NASIL DÜŞMEDİYSE SURUÇ ŞEHİTLERİNİ DE UNUTTURMAYACAĞIZ
SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz ise şunları söyledi: "Dün Rojava devriminin 13. yılını kutladık. Rojava nasıl düşmediyse, Kobanê nasıl düşmediyse buradaki mücadelemizde düşmedi düşmeyecek. Suruç şehitlerini unutturmayacağız. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz."
UÇAR: SURUÇ FAİLLERİ YARGILANMALIDIR
ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, 10 yıldır hiçbir baskı ve saldırı karşısında geri adım atmadıklarını dile getirdi. Uçar, "Bugün içinden geçtiğimiz süreçte nasıl eşitlik, özgürlük olmazsa barış olmaz diyorsak devlet eliyle gerçekleşen katliamlarda failler yargılanmadan adalet ve barıştan bahsedemeyiz. Suruç failleri yargılanmalıdır" dedi.
'BİRLEŞİK MÜCADELENİN GÖREVİNİ YERİNE GETİRMELİYİZ'
Bugün 33'lerin izinden yürümenin sadece onları anmaktan geçmediğinin altını çizen Uçar, "Dün birleşik mücadelenin en önemli görevi Kobanê'yi savunmak ve yeniden inşa etmekti. Bugün de Kürt halkının eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesini büyütmekten, yanı başımızda Alevi ve Dürzilerin katledilmesine karşı durmaktan, hala tehdit altında olan Rojava devrimini sahiplenmekten geçiyor. 33'lerin bize bıraktığı ödev budur, onların düşünü gerçekleştirmek buradan geçer" çağrısı yaptı.
BİRLİK: BİZE VERDİKLERİ MESAJ BOŞA ÇIKTI
DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Birlik de aşırı sıcağa rağmen bir araya gelenleri işaret etti ve devam etti: "Katliamla bizi korkutmak, bu yoldan koparmak için verilen mesajın boşa çıktığını bu kalabalığa bakarak görüyoruz."
HATİMOĞULLARI: SOSYALİST GENÇLERİN KÜRT HALKIYLA DAYANIŞMA İÇİNDE OLMASINI KABULLENMEYEN ZİHNİYET BU KATLİAMI GERÇEKLEŞTİRDİ
Amara Kültür Merkezi'nin bahçesinde yapılan anmada son olarak DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları söz aldı. Suruç katliamını sol sosyalist hareket ile Kürt hareketinin dayanışma içinde olmasını kabullenmeyen zihniyetin gerçekleştirdiğinin altını çizen Hatimoğulları, "Bu gençler, Türkiye'deki bütün sol sosyalist gençlere; yüreği demokrasiden, insan hakkından, adaletten yana olanlara, IŞİD gibi zalim ve katil bir örgüte karşı mücadele ve direniş çağrısı yaptılar. Onlar Türkiye'den bir kardeşlik köprüsü kurmak istediler. Çocuklara buradan oyuncaklar götürmek istediler. Savaşın yarattığı yıkımdan sonra bir kenti, Kobanê'yi çocukların duygularıyla yeniden yepyeni bir dirilişle kurmak üzere gitmek istediler. Ama ne yazık ki, Türkiye sol sosyalist hareketinin Kürt hareketi ve halkıyla dayanışma içinde olmasını kabullenmeyen zihniyet bu katliamı gerçekleştirdi" dedi.
Katliamı DAİŞ ve devletin ortak gerçekleştirdiğini söyleyen Hatimoğulları, Suruç dosyasından tek bir kişinin tutuklanarak, sorumluluğu olanların gizlenmek istendiğini söyledi. Hatimoğulları, bunu kabul etmeyeceklerini belirtti.
'BARIŞ VE DEMOKRASİ MÜCADELESİYLE SAHİP ÇIKACAĞIZ'
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısınğn ardından yürütülen "süreç"e işaret eden Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Evet, bizler acılarımızı hakikatlerle yüzleşerek azaltabiliriz. Parlamentoda kurulacak bir komisyonla, hakikatlerle yüzleşme komisyonuyla hakikatlerle yüzleşmek ve bir daha asla olmayacak demek için bizler mutlaka adım atmalıyız. DEM Parti olarak defalarca böyle bir komisyonun kurulması için tekliflerde bulunduk, ama ne yazık ki başta iktidar partileri bunu reddettiler. Bugün gerçeklik olduğu yerde duruyor. Mutlaka bizler acılarımızı azaltabilmek ve barışın önünü güçlü bir şekilde açabilmek için bu gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Bunun yanı sıra hakiki bir barışın inşası adaletten, özgürlükten, eşitlikten, sosyal ve toplumsal adaletten geçer. Biz bunları tesis ettikçe inanıyoruz ki onurlu barışın kapıları da sonuna kadar açılacak. Bizler demokratik siyasetin bütün unsurları olarak, sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısına güçlü bir barış ve demokrasi mücadelesiyle sahip çıkmaya devam edeceğiz."
'DÜŞLERİNİZ ASLA YARIM KALMAYACAK'
Suruç için yürütülen adalet mücadelesinin enternasyonalist olduğunu söyleyen Hatimoğulları, "Yoldaşlarımızı ölümsüz kılan şey enternasyonalist mücadelenin ve dayanışmanın gücüne olan inançlarıdır. 33 düş yolcusunu ölümsüz ve onurlu kılan şey bu ülkeye ve coğrafyaya barışın tesis edilebileceğinin, onurlu bir barışın inşa edilebileceğinin mesajını güçlü şekilde vermeleridir. Sevgili düş yolcuları, sizleri asla unutmayacağız, düşleriniz asla yarım kalmayacak. Barış ve demokrasi mücadelemiz mutlaka zaferle taçlanacak. Ama sosyalizm ve enternasyonalizm mücadelemiz zafere ulaşana dek devam edecek. Bu da yaşamını yitirdiğiniz, şehit düştüğünüz bu noktada sizlere sözümüz olsun" ifadelerini kullandı.