Canan Kaplan yazdı | NADA Kongresi: 21. yüzyılı kadın devrimi çağına dönüştürmek

Kongre, kadın özgürlük mücadelesinin bölge çapında parçalılığı ve kopukluğunu aşacak bir birliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu gösterdi. Sosyalist kadınlara ise bu birliğin gerçekleşebilmesi için çabalarımızı sürdürmek ve teorik-pratik eleştirilerimizi koruyarak birliğe katkı sunmanın temel çizgimiz olduğunu yeniden hatırlattı.
Güney Kürdistan'ın Süleymaniye kentinde 15-17 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA) 1. Kongresine, Türkiye'den Kürt kadın hareketi, feministler ve sosyalist kadınlardan oluşan bir heyetle katıldık. Kongre, bölgeden kadın hareketleri, demokratik kitle örgütü temsilcileri, dört parça Kürdistan'dan kadınlar, mütedeyyin, seküler, feminist, komünist kadınlar ve Türkiye'den feminist ve sosyalist kadınların dört yıllık ortak çalışmasının ürünü.
NADA ittifakının, daha önce biri 2013 yılında Amed'de, diğeri 2021 Temmuz ayında Beyrut'ta iki konferansı düzenlenmişti. "Kadın Birliği ile Demokratik Devrimi Gerçekleştireceğiz" şiarıyla Beyrut'ta düzenlenen konferansa yine sosyalist kadınlar olarak delegemizle katılmıştık. Koalisyon NADA adını bu konferansın sonunda almıştı.
İki konferansta da temel başlıklarda şu ortak mücadele kararları alındı:
🔹Bölgesel kadın dayanışmasının güçlendirilmesi.
🔹Erkek egemen sistem ve devlet şiddetine karşı direniş.
🔹Kökten dinciliğe ve ulus-devlet tekçiliğine karşı demokratik, çoğulcu toplum inşası.
🔹Kalıcı barış için barış süreçlerinde kadınların eşit temsiliyeti.
🔹Filistin ve Kürt halklarının mücadelesine destek.
🔹Kültürel, toplumsal ve siyasal temsilde kadınların rolünün artırılması.
🔹Kadınlara yönelik göç ettirme politikalarına karşı duruş.
🔹Kadınlara yönelik hak ihlallerinin belgelenmesi ve uluslararası kamuoyuna taşınması.
🔹Mülteci kamplarında kadınlara yönelik ihlallere karşı gözlem ve müdahale mekanizmalarının geliştirilmesi.
🔹Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in Paris'te katledildiği tarih olan 9 Ocak'ın "Siyasi Kadın Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü" ilan edilmesi.
🔹Siyasi, ideolojik fark gözetmeksizin kadınlara yönelik saldırılara karşı ortak direniş.
🔹Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü talebinin ortak gündem haline getirilmesi.
Süleymaniye'de yapılan NADA kongresi, üç gün boyunca yoğun tartışmalara ve deneyim alışverişlerine sahne oldu. Kongreye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan 19 ülkeden toplam 200 delege katıldı. Açılışta Şengal'den ve Afganistan'dan kadınların selamlaması büyük coşkuyla karşılandı. "Tarihimiz, kimliğimiz ve yaralarımız için buradayız" vurgusu yapıldı. Açılış konuşmasında Kürt kadın hareketi adına Büşra Ali, kongrenin amacına şu sözlerle değindi: "Sadece acılarımızı değil, stratejilerimizi ve mücadelemizi belgelemek için de buradayız. Son sözü kadınlar söyleyecek. Ortadoğu'da savaş içinde olsak da özgürlük haritasını biz şekillendirelim."
Kongrenin ilk gününde, kadına karşı ataerkil tahakküm aracı olarak ulus devlet modeli, 3. Dünya Savaşı, siyasal İslam'ın yükselişinde araçsallaştırılan kadın ve ekolojik kırıma karşı kadın mücadelesi tartışıldı. Kürt kadın hareketine göre, 3. Dünya Savaşı yaşanmakta ve buna karşı "jin, jiyan, azadî" felsefesiyle savaş karşıtı bir hat izlemek gerekiyor.
Kongre toplamının büyük bölümünün katıldığı bu önerme, bir yandan barış mücadelesinde kadınların önemini koşullarken, öte yandan barış mücadelesinin aciliyeti konusunda Ortadoğu ve Türkiye'den kadınlar arasında bir açı farkı olduğunu da ortaya çıkardı. Türkiye'den kadınlar olarak bizler savaş gerçekliğine ve kazanılmış haklarımızın gasp edilmesine, barış ve demokratik toplum çağrısına daha fazla vurgu yaparken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan kadınlar, kadınların insan olduğunu kanıtlama ve haklarını kazanma mücadelesi verdiklerini ifade etti.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kadınlar araç kullanma hakkı, kadın sünnetinin yasaklanması, özgürce başka şehirlere ve ülkelere seyahat etme, yasal bir boşanma elde edebilme, bedenlerinin alınıp satılmasından kurtulma, toplamda siyasal İslam'ın araçsallaştırdığı kadın bedenine yönelik saldırıları bertaraf edebilme gibi temel haklar konusunda halen savaş veriyor. Bu gerçeklik, bütün ağırlığıyla kongre oturumları arasında yaptığımız sohbetlerde Türkiye ve Kuzey Kürdistan'dan kongreye katılan biz kadınların bölge hakkında çok az şey bildiğimizi açığa çıkardı. Filistin, Yemen, Sudan ve Irak'tan komünist kadınlarla yaptığımız sohbetlerde ise kadın hareketinin enternasyonalizm ihtiyacı ve sınıf mücadelesinin kadın özgürlük mücadelesindeki rolü üzerine konuştuk.
Ve bu kongrede, hem biz hem diğer ülkelerden kadınlar, birbirimizin sorunları hakkında ilk kez bu kadar çok şey öğrendik. Sorunlarımızın aciliyeti ve başkalığı, bizleri ortak kadın mücadelesini örmek konusunda daha da heveslendirdi. Savaşla ilgili aldığımız sözlerde de antiemperyalist, antifaşist, antisömürgeci ve siyasal İslam karşıtı bir mücadele örmenin gerekliliğine vurgu yaptık.
Kongrenin ikinci gününde, "Ortak kadın mücadelesinin zorlukları, temel engelleri ve fırsatları nelerdir", "Kadın mücadelesinde NGO'ların rolü", "Kadın düşmanı ataerkil ittifaklara ve neoliberalizme kadın ittifakının önemi", "Ataerkil iktidar sistemine karşı kadınların özsavunma sistemini örmek" başlıklı atölyeler gerçekleştirildi. Üçüncü oturumda ise "Kadınların ortak vizyonla siyasi çıkışı-barış için kadın ağı", "Dünya demokratik kadın konfederalizminde NADA'nın rolü", "Çağımızın sorunlarına kadın cevabı olarak kadın devrim", "Barış ve demokratik toplum inisiyatifinde kadın öncülüğü" başlıklar üzerine konuşuldu.
Atölyelerde daha çok kadınların hak temelli mücadelede hangi talepleri olduğu ifade edildi. Bu talepler aslında kadın mücadelesinin neredeyse standartlaşmış diyebileceğimiz talepler, örneğin kadınların bedenleri ve kimliğine dönük yasal koruma sağlanması, boşanmaların kolaylaştırılması, sağlık hakkı vs. gibi. Tüm bunlar sistemsel talepler, ancak Kürt kadın hareketi bu konuda kadınların kendini sistemin dışında örgütlemesine daha çok vurgu yaptı.
Kongrenin üçüncü gününde ise Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi ve Kuzey ve Doğu Suriye'de Kadın Devrimi belgeleri tartışmaya açıldı ve onaylandı. Demokratik kadın konfederalizmi önermesi, dünya çapında kadın hareketleri arasındaki parçalılık ve kopukluğa karşı kadın mücadelesinin örgütlenebileceği bir demokratik sistem inşası. Mevcut egemen sistemin dışına çıkmayı, sistem dışında örgütlemeyi önüne koymasına rağmen bu önerme, sistemi yıkmayı öngörmüyor.
Kongrenin sonuç bildirgesinde mutabık kalınan 12 madde açıklandı. Bildirge, enternasyonalist bir kadın hareketine ihtiyaç olduğu vurgusunu yaparken, sonuç oturumlarında; kadın örgütlerinin barışın inşasında ve kadın devrimini esas alan demokratik bir toplum kurulumundaki rolünün artırılması, bölgesel düzeyde kadın dayanışmasının güçlendirilmesi ve erkek egemen-neoliberal koalisyonlara karşı ortak mücadele perspektifinin geliştirilmesi gerekliliği vurgulandı. Kadınların, hukuki, anayasal ve güvenlik temelli koruma mekanizmalarına sahip olmaları gerektiği belirtildi.
Üç gün süren kongre, kadın özgürlük mücadelesinin bölge çapında parçalılığı ve kopukluğunu aşacak bir birliğe her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu gösterdi. Sosyalist kadınlara ise bu birliğin gerçekleşebilmesi için çabalarımızı sürdürmek ve teorik-pratik eleştirilerimizi koruyarak birliğe katkı sunmanın temel çizgimiz olduğunu yeniden hatırlattı.