7 Mayıs 2025 Çarşamba

Devrimci sosyalistler tahliye edildi

Devrimci sosyalistlerin yargılandığı dava Müslüm Koyun'un savunmasıyla 22. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Koyun, SGDF'yi, eylem ve etkinlikleri savunarak, "Alevilerin ve Kürt halkının çocuklarıyız. Taleplerini ve haklarını savunuruz" dedi. Devrimci sosyalistler, Atılım gazetesini, ESP ve SGDF'nin eylem ve etkinliklerini savunarak sosyalist kimliğine sahip çıktı.

Devrimci sosyalistlere dönük 21 Ocak'ta gerçekleştirilen ev baskınlarında gözaltına alınan ve 24 Ocak'ta tutuklananların ilk duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Tutuklu yargılanan Devrimci Parti PM üyesi Yakup Bulut, ESP Esenyurt temsilcisi dönüşümlü açlık grevinde olan Cafer Ersöz ve Muhammet Devrim Altınkaya, SGDF üyeleri İbrahim Akbay, süresiz açlık grevi direnişindeki Müslüm Koyun, Onur Yoldaş Mete ile ESP üyesi Rezzan Akkoyun mahkemede hazır edildi. ESP üyesi Doğan İnan, Sincan Hapishanesinden SEGBİS ile bağlandı.

Duruşmayı tutsakların aileleri, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, ESP PM üyesi Şahin Tümüklü, SKM MYK üyesi Serpil Topal, SGDF, Devrimci Parti, TİP Gençliği, SOLDEP, HDK Gençlik Meclisi, SMF, Öğrenci Dayanışması ve İstanbul Üniversitesi Gençlik Meclisi izledi.

'İDDİANAME CİDDİYETSİZ'
İlk olarak kuyu tipi hapishanelere karşı süresiz açlık grevi direnişinde olan Müslüm Koyun, savunma yaptı. Koyun, "Devrimci sorumluluklarımızı ve sosyalist kurumlarımızı kriminalize etmek için 'sözde myk', 'sözde' dernek gibi söylemleri kabul etmiyorum. Siyasi bir talimatla başlayan bu dosyada, tutuklanma tarihimizle soruşturmanın açıldığı tarihin aynı olmaması bile bu iddianamenin ciddiyetsizliğini gösteriyor. Burada yargılanan şey yasadışı bir örgüt değil, SGDF'dir" diye konuştu. Koyun, "SGDF gençleri sosyalizm etrafında örgütlemek, sosyalizmi savunmak için kurulmuştur. Bu yönde eylem ve etkinlikler yapar. Bu konuda bildiri, broşür basar ve dağıtır. Bunların hepsi anayasal haklar kapsamındadır. Biz emeği, doğayı savunuruz, geleceğin işçi ve emekçileriyiz biz. Bu topraklarda yaşanan çocuk işçiliğine, işçi katliamına, emek sömürüsüne elbette karşı dururuz. 1 Mayıs'a katılırız" dedi.

'SOSYALİZM İÇİN MÜCADELE EDEN YASAL BİR DERNEKTİR SGDF'
"Doğanın talan edilmesine karşı gençlik içinde mücadele ederiz. Uyuşturucu ve çeteleşmeye karşı mücadele ederiz, bunlara karşı gençleri örgütlü mücadeleye çağırırız. Özerk, demokratik üniversite hakkını savunuruz" diyen Koyun, SGDF'nin antifaşist ve cins özgürlükçü bir dernek olduğunu, Alevilerin ve Kürt halkının taleplerini ve haklarını savunmasının doğal olduğunu belirtti.

"Tam da bu yüzden 11. Genel Kurulumuza saldırılmıştır. SGDF, yasal bir dernek olarak genel kurul toplamak zorundadır. Açık ve kamuoyuna katılım çağrısı yapılan, gençleri SGDF'de örgütlenmeye çağıran bir biçimde yapılmıştır" diyen Koyun, genel kurul günü kapıda birçok polisin beklediğini ama müdahale etmediğini kaydetti.

'KÜRT VE ALEVİLERİN ÇOCUKLARIYIZ'
"Ancak genel kuruldan 10 gün sonra bu soruşturma açıldı, çünkü talimat öyle geldi" diyen Koyun, "SGDF bu topraklardaki devrimci bir gençlik örgütüdür. '68 ve '78 gençlik atılımının tarihinden gücünü almıştır, bugün yılmayan iradesi ve gençliği örgütleyen gücü nedeniyle hedef alınmıştır" dedi.

Koyun, "Biz kendi inancını yaşayan Alevilerin, okulda dili yasaklanan ve uyuşturucu ile çürütülmek istenen Kürt halkının çocuklarıyız. Elbette halkımızın taleplerini sahipleniriz, büyütürüz" diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin SGDF'nin yasal statüsüne dair ve yasadışı örgütlerle ilişkilendirilemeyeceğine dair kararlarını hatırlatan Koyun, "Kendi yasalarına ve yargı kararlarına bile güvenmeyen bir iddianameyle karşı karşıyayız" dedi.

'SURUÇ KATLİAMI KATİLLER İLE ADALET İSTEYENLERİN SAFLAŞMASIDIR'
2015 yılında 33 düş yolcusunun katledildiği Suruç Katliamının iddianamede suçlama konusu yapılmasına tepki gösteren koyun, "Bu bir saflaşmadır. Bir tarafta DAİŞ'i savunanlar diğer tarafta katliamın aydınlatılmasını isteyenler vardır. Bizim tarafımız bellidir" dedi.

Katliamı yapan katilin katliamdan önce gözaltına alınıp bırakılması, Suruç Ailelerinin, yaralılarının yargılanıp tutuklandığı ama katillerin mahkeme önüne çıkarılmadığı bu düzende adalet istemenin doğal olduğunu belirten Koyun, her ayın 20'sinde Halitağa'da oturma eylemi yaptığını belirtti. "Birileri ısrarla Suruç Katliamının aydınlatılmasını istemiyor, çünkü Suruç Katliamı aydınlatılırsa bir dönemim karanlığı da aydınlatılacaktır" diyen Koyun, "70 yılda yargılansak bu katliamın aydınlatılması için mücadele edeceğiz" diye kaydetti.

'GENÇLİK İTİRAFÇILIĞA ZORLANIYOR, TANIK YARATILIYOR'
Tanık ifadelerinden "yasadışı örgüt" üyeliğine delil gibi sunmayı polisin sevdiğini belirten Koyun, tanıkların bile SGDF'nin yasal bir örgüt olduğunu belirterek, belli aralıklarla zorla alınan tanık ifadelerinin yargılama konusu yapıldığını kaydetti. Koyun, "Bu durum artık bir komediye dönüştü" dedi.

Karakolda, sokakta, hapishanede sosyalist gençlerin arkadaşları hakkında yalan ifade verilmeye zorlandığını dile getiren Koyun, "Sosyalist gençler bu çürümüşlüğe asla pirim vermiyor. Bizim için SGDF'li olmak ve SGDF'yi savunmak onurdur. Biz bu onuru savunmayı iddia makamının keyfine bırakacak değiliz" diye kaydetti.

'DENİZ'İ DE MAZLUM'U DA ANARIZ'
İddianamede yer alan hayatını kaybetmiş devrimcilerin mezar anmalarının suçlama konusu yapılamayacağını kaydeden Koyun, "Sosyalistler olarak değerlerimiz var ve bunları her durumda savunuruz. Dün Deniz Gezmiş'lerin yıldönümüydü, dışarıda olsaydık onların da mezarı başında olacaktık. Üstelik sadece Denizleri değil, Mazlum Doğan'ı, Kutsiye Bozoklar'ı da anarız" dedi.

AKP'nin yıllardır tüm baskı ve hegemonya politikasına rağmen kendi değerlerini yaratamadığı için devrimcilerin değerlerine saldırdığını kaydeden Koyun, "Sosyalist gençlik direneni de dövüşeni de unutmaz. Mektup göndermek, para yatırmak suç değildir. Mektupların üzerinde devletin kurumu görüldü damgası basıyor ama bir başka kurumu o mührü yasadışı ilan ediyor" dedi.

'KÜRTÇE'Yİ BİR ZAHMET ÖĞRENİN'
Koyun, "Kayyumlara tepki göstermek, DAİŞ ve HTŞ çetelerinin Suriye'de Alevilere yönelik katliam saldırılarını elbette protesto ettik. Bunu da talimatla yaptığımız iddia ediliyor. Ama yanlış, biz talimatı halktan alırız" diye kaydetti. "Biz bu kayyumları Kürt halkından, üniversitelerden iyi biliyoruz. Bu yüzden Kürt halkının ve gençliğin iradesinin kayyumla gasp edilmesine izin vermeyeceğiz" diyen Koyun, iddianamede Kürtçe sloganların yanlış yazılmasına tepki göstererek, "Bir zahmet bu ülkede konuşulan Kürtçeyi doğru kullanın" dedi.

'ATILIM GAZETESİNİ OKURUZ VE DAĞITIRIZ'
Atılım gazetesinin düzenlediği 30. yıl etkinliğine katılmakla "suçlandığını" kaydeden Koyun, "Basının bu kadar faşist baskıya maruz kaldığı bir süreçte Atılım gazetesinin özgür basın geleneğin devamcısı olduğunu belirtti. Atılım gazetesinin yasal bir sosyalist basın olduğunu ifade eden Koyun, "Atılım gibi devrimci, özgür basın geleneğini savunan ve yaratan her devrimci basını okur ve dağıtırız" diye belirtti.

'FAŞİZM BUDUR'
ESP'nin kongresinin kriminalize edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Koyun, ESP Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş'ın kendi partisinin kongresine katıldığı için tutuklu olduğunu belirterek, "İşte faşizm budur" dedi.

'KUYU TİPLERİNDE İRADEMİZ KIRILMAK İSTENİYOR'
Kuyu tipleri hapishanesine karşı açlık grevinde olduklarını belirten Koyun, "Bu sürgünlerle irademizi kırmaya çalışıyorlar ama biz her gün biraz da fazla çelikleşiyoruz. Biz bu çürümüş düzen karşısında sosyalizmi örgütlemeye ve savunmaya devam edeceğiz. Çünkü asıl trajedi mücadeleyi bırakınca başlıyor" dedi.

HAKİM TANIĞI YÖNLENDİRDİ
Tanık Yusuf Günebakan mahkemeye bağlandı. Müslüm Koyun'u SGDF'den tanıdığını söyleyen Günebakan'a mahkeme heyeti ısrarla SGDF'nin yasadışı bir örgütle bağlantısı olduğunu söyletmeye çalıştı. Tanık, "SGDF'nin yasadışı bir örgütle ilişkisi olmadığına" dair ifade vermesine rağmen, hakim tekrar tekrar soru sorarak, tanık ifadesini yönlendirmeye çalıştı. 

ALTINKAYA: GÜLİSTAN DOKU VE SURUÇ İÇİN ADALET İSTEDİM
Muhammet Devrim Altınkaya, SGDF genel kuruluna katıldığını belirtti. Altınkaya, iddianamede Atılım gazetesinin "yasaklı yayın" olarak geçmesine tepki gösterdi. Altınkaya,  iddianamede gözaltına alınmasına ilişkin sosyal medyada haber yapılmasının suç gibi yansıtıldığını belirleterek, "Bağlar Belediye Meclis üyesiyim. Gözaltına alındığım bilgisinin sosyal medyada paylaşılması gayet doğal" dedi.
 
"Yoksul bir ailenin çocuğuyum ve bundan dolayı sosyalist fikirler edindim. Bir süre SGDF içinde faaliyet yürüttüm. Gülistan Doku'nun bulunmasından Suruç katliamı için adalet istemeye kadar birçok çalışma yürüttüm" diyen Altınkaya, bir dönem de ESP PM üyesi olduğunu belirtti.

Altınkaya, "SGDF ve ESP yasal bir dernek ve partidir. Katıldığım eylem ve etkinliklere ESP ve SGDF bayraklarıyla katıldım. Bu suç değildir" diye konuştu. Kuyu tipi hapishanede kaldığını belirten Altınkaya, kuyu tiplerinin tecrit olduğunu belirtti.

ERÖZSOY: ALEVİLER KATLEDİLİRKEN ELBETTE SES ÇIKARACAĞIM
ESP Esenyurt temsilcisi dönüşümlü açlık grevinde olan Cafer Erözsoy, "Sosyalist bir işçiyim ve ESP Esenyurt temsilciyim. ESP yasal bir partidir. ESP kurulduğu günden bugüne kadar, doğa katliamına, kadın cinayetlerine, işçilerin sömürülmesine karşı mücadele etti, bundan sonra da edecektir. Ben de ESP üyesi olarak bu eylem ve etkinliklere katıldım" dedi.

ESP'nin çalışmalarının kriminalize edilemeyeceğini belirten Erözsoy, Esenyurt halkının iradesini gasp eden kayyum saldırganlığına karşı yapılan eylemlere katıldığını söyledi. "HTŞ çetesi Suriye'de Alevi halkını katlediyordu. Ben de bir sosyalist olarak Alevilerin katledilmesine karşı çıktım. Suruç'ta 33 düş yolcusu katledildi. Bir sosyalist olarak Suruç için adalet istedim. Suruç için adalet istemek de Alevi katliamına karşı çıkmak da suç değildir" diyen Erözsoy, Atılım gazetesi okumanın suç olmadığını kaydetti.

Çorlu Hapishanesine sürgün sevk edildiklerini ve hapishane girişinde çıplak arama dayatıldığını, günlerce su ve hijyen malzemesi verilmediğini belirten Erözsoy, kuyu tiplerinin yaşanan tecride vurgu yaptı.

METE: KUYU TİPİNE İRADEMİZİN KIRILMASI İÇİN SÜRGÜN EDİLDİK
SGDF üyesi Onur Yoldaş Mete, sosyalist olduğunu ve İstanbul Üniversitesi öğrencisi olduğunu belirtti. "ESP üyesiyim ve ESP yasal bir partidir. Bir sosyalist olarak ESP'nin eylem ve etkinliklerine, kongresine katılmam suç değildir" dedi.

SGDF'nin yasal bir dernek olduğunu ve 11. Genel Kurulu'nu yapmasının son derece normal olduğunu kaydeden Mete "Ben de bu genel kurula katıldım. Gençliğin geleceksizliğe mahkum edilmesine, eğitimin içeriksizleştirilmesine karşı mücadele yürütüyor SGDF. Bu suç değildir" diye konuştu.

Atılım gazetesi okuduğunu, dağıttığını, sosyalist bir gazeteyi okumanın suç olmadığını kaydeden Mete, "Yargıtay'dan aldığım ESP ve SGDF üyeliğine dair belgeler, iddianameye suç delili olarak konulmuş. Bunlar bile dosyanın ne kadar absürt olduğunu gösteriyor" dedi.

"Biz tutuklanmamız gereken bir dosyadan tutuklandık. Üstelik kuyu tipi denilen hapishaneye sürgün edildik. 12 saat havalandırma hakkımızı olmasına rağmen sadece günde 1.5 saat havalandırmaya çıkıyoruz. İhtiyacımız olan malzemeler verilmiyor, gardiyanlar saldırgan davranıyor" diyen Mete, kuyu tiplerine sürgün edilmelerinin cezalandırma amaçlı olduğunu ifade etti.

ESP, SGF EYLEM VE ETKİNLİKLERİNİ SAVUNDULAR
ESP üyesi Rezan Akkoyun'un savunmasıyla duruşma devam etti. Akkoyun, "Katıldığım eylemler kayyum eylemleridir. Aynı zamanda da demokratik eylem ve etkinliklerdir" dedi. 
Esenyurt Belediyesine yönelik kayyum irade gaspına karşı yapılan eylemlere katılmakla yargılanan Devrimci Parti MYK üyesi Yakup Bulut, beraat etti.

SGDF Genel Kuruluna katıldığını, SGDF'nin yasal bir dernek olduğunu belirten İbrahim Akbay, genel kurulda gençliğin sorunlarının konuşulduğunu ve katılımcıların tek tek söz aldığını kaydetti.

"Bende söz aldım ve fikirlerimi ifade ettim" diyen Akbay, SGDF genel kuruluna katılmanın suç olmadığını söyledi.  Mahkeme heyeti, Akbay'ın beraatına karar verdi.
ESP üyesi Doğan İnan, Sincan Hapishanesinden SEGBİS ile bağlandı. ESP üyesi Doğan İnan,  "Abdullah Öcalan'ı övmekle suçlanıyorum ama bugün MHP Genel Başkanı tarafından Abdullah Öcalan meclise davet ediliyor" dedi. Atılım gazetesini okumayı, dağıtmayı, Atılım gazetesinin 30. Yıl etkinliklerine katılmanın suç olmadığını söyleyen İnan, ESP kongresinin yasal olduğunu belirtti.

KARAR
Mahkeme Müslüm Koyun'un tahliyesine ve duruşmanın 4 Kasım'a ertelenmesine; Muhammet Devrim Altınkaya'nın tahliyesine ve duruşmanın 2 Ekim'e ertelenmesine karar verdi.
Onur Yoldaş Mete ve Cafer Erözsoy'un örgüt üyeliğinden beraatına ve propagandadan ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HGB) karar verdi.

Rezan Akkoyun, Doğan İnan, Yakup Bulut ve İbrahim Akbay'un beraatine karar verildi.