Türkoğlu: Meclis çatısında kurulacak komisyonda kadınlar özne olmalıdır
Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın ardından Meclis'te sürece ilişkin bir komisyon kurulması gerektiğini ifade eden DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, "Meclis çatısı altında kurulacak komisyon hiçbir kesimi dışarıda bırakmamalıdır. Kadınların içerisinde özne olacağı bir komisyon inşa edilmelidir" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, partinin Ankara'da bulunan genel merkezinde toplandı.
Açılış konuşmasını yapan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Çerkes Soykırımının yıldönümü olduğuna işaret ederek, "Bizler Çerkes halkının ve kadınların yanındayız. Soykırımın tanınması için mücadelemizi büyüteceğimizi belirtmek isterim" dedi.
'NADA KONGRESİNİN KARARLARI ÇOK TARİHİDİR'
Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu'nun (NADA) 15-17 Mayıs arasında Süleymaniye'de "Kadın Devrimine dayalı Demokratik bir Topluma Doğru" şiarıyla 1. kongresini gerçekleştirdiğine işaret eden Türkoğlu, "Çatışma ortamının, kadına yönelik şiddetin her geçen gün kadın kırımı haline geldiği ve aslında kadınlara yönelik bir savaşın olduğu bir coğrafyada, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kadınlar bir araya gelerek eşit ve özgür bir toplumun olanaklarını konuştular. Bu kongrenin kararları çok tarihidir" ifadelerini kullandı.
17-31 Mayıs'ın Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası olduğunu hatırlatan Türkoğlu, "Kayıplar Haftası vesilesiyle bir kez daha başta Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri olmak üzere tüm kayıp yakınlarının mücadelesini selamlıyorum. Mücadeleleri mücadelemizdir" dedi.
'BU TARİHİ SÜRECİN YÜKÜNÜ EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE OMUZLAYACAĞIZ'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın kadınlar açısından barışın ve özgürlüğün; demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmanın çağrısı olduğunu belirten Türkoğlu, "Özgür ve eşit yaşamın çağrısına biz kadınların, dün olduğu gibi bugün de vereceği cevap nettir. Barışı ve demokratik toplumu inşa etmek için daha fazla çalışacağız. Girmedik sokak, çalmadık kapı bırakmayacağız. DEM Parti Kadın Meclisi olarak her planlamamızı, her çalışmamızı demokratik toplumu inşa etmek için yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Böylesi tarihi süreçlerin yükünün de sorumluluğunun da ağır olduğuna işaret eden Türkoğlu, "Ancak biz kadınlar bu tarihi sürecin de onurlu barışın da yükünü en güçlü şekilde omuzlamaktan geri durmayacak bir geleneğin mirasçılarıyız. Bu uğurda binbir emek ve bedel ödeyen mücadelenin ardıllarıyız. Devraldığımız kadın mirası, aynı zamanda bu süreci en güçlü şekilde nasıl inşa edeceğimizin deneyimleriyle doludur" ifadelerini kullandı.
'ŞİDDETSİZ VE SÖMÜRÜSÜZ BİR TOPLUM İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ'
Öcalan'ın çağrısının toplumsal değişim ve dönüşümün çağrısı olduğunu belirten Türkoğlu, "İçerisinde kadınların katledildiği, şiddet gördüğü, yok sayıldığı, işsizlikle ve yoksullukla sınandığı bir toplum değil, şiddetsiz ve sömürüsüz bir toplum için mücadele ediyoruz. İşte biz buna demokratik toplum diyoruz" diye belirtti.
PKK'nin 12. Kongresini gerçekleştirerek çağrının gereğini en güçlü şekilde yerine getirdiğini vurgulayan Türkoğlu, sürecin tek taraflı ilerlememesi için iktidarın da kendi sorumluluğunu derhal somut adımlarla yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi. Bunun için Meclis çatısı altında kurulacak bir komisyonun önemli olduğunu dile getiren Türkoğlu, "Meclis çatısı altında kurulacak komisyon hiçbir kesimi dışarıda bırakmamalıdır. Kadınların içerisinde özne olacağı bir komisyon inşa edilmelidir. Çünkü bu ülkede onurlu barışı inşa edecek öncü güç kadınların gücüdür, kadınların sesidir, kadınların sözüdür, mücadele deneyimidir. Oluşturulacak komisyonu en güçlü şekilde yönlendirecek olan da kadınların barış deneyimidir, demokrasiye olan inancıdır, uğruna mücadele ettiği değerleridir" dedi.
'DÖNÜŞÜM DEMOKRATİKLEŞME TEMELİNDE OLMALI'
DEM Parti Kadın Meclisi olarak ilk günden beri çağrının toplumsallaşması ve sahiplenilmesi için çalışmalarını yürüttüklerini belirten Türkoğlu, "Kadınların ve gençlerin bu çağrıyı neden sahiplenmesi gerektiğini anlattık ve anlatmaktan da geri durmayacağız. Toplumsal dönüşümü sağlamak bu açıdan kıymetlidir. Bu dönüşüm demokratikleşme temelinde olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Kadınların katledilmediği, şiddete uğramadığı eşit ve özgür bir yaşamın inşasını amaçladıklarını kaydeden Türkoğlu, sadece nisan ayında 29 kadının katledildiğini, 14 kadının şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini belirtti. "Bu ülkede yargının geldiği nokta, boşanma aşamasında şiddet gören Seda Eker kararıdır. Seda Eker'i darp eden ve ölümle tehdit eden Hebun Eker'e mahkeme kararıyla Seda Eker'in yaşadığı evde ev hapsi verilmesidir. Bu skandal karar, yargının kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete yaklaşımındaki ciddiyetsizliği göstermektedir" diyen Türkoğlu, bu kararı veren yargı mensuplarının kadın cinayetlerinden sorumlu olduğunun altını çizdi.
'KADINLARIN SABRINI TAŞIRMAYIN'
"Aile Yılı" adı altında hayata geçirilen politikaların kadınları eve ve şiddet gördüğü aileye hapsetme politikaları olduğunu belirten Türkoğlu, şöyle devam etti: "Kadınların çalışmasına ve eğitim, barınma, ulaşım ve sağlık alanlarına teşvik yapılmalıyken, evliliğe yapılmaktadır. Ev içi emeği yok sayılarak yaşamın dışına atılan, her türlü emek sömürüsüyle karşı karşıya kalan kadınların çalışma ve emeklilik hakkına kavuşması için bir teşvik yok. Kadınların ve çocukların sağlığı üzerinden bir teşvik, girişim yok. Düğün kredilerinden, sinema ve uçak biletlerinden bahsediliyor. Bu politikalarda ısrar etmek kadınların yaşam hakkından ve emeğinden çalmaktır. Kadınların sağlığa ücretsiz erişimini sağlayacak politikalar derhal hayata geçirilmelidir. Biri der '3 çocuk yapın', öteki der '3 çocuğu yapana memuriyet hakkı tanınsın.' Tüm bunlar, erkek egemenliğinin geldiği sınırı ve hadsizliği göstermektedir. Kadınların sabrını taşırmayın. Tekrar ediyorum: Kaç çocuk doğuracağına da nasıl doğum yapacağına da kadınların kendisi karar verir. Haddinizi bilin."
Ankara Kadın Platformunun basın metnini okuyan doktor Ayşe Uğurlu'ya ceza verilmesine tepki gösteren Türkoğlu, "Ayşe Uğurlu hakkında bakanlıkça verilen hukuksuz ve keyfi ihraç kararını kabul etmiyoruz" dedi.
'ÖĞRENCİLER DERHAL SERBEST BIRAKILMALI'
"Aile Yılı olarak ilan ettikleri 2025 yılının ilk 5 ayında kadınlara ve gençlere yapmadıklarını bırakmadılar. Her türlü kısıtlama, engelleme, susturma ve sindirme politikası devrede" diyen Türkoğlu, Boğaziçi Üniversitesinde çocuk istismarı ve kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran sözleriyle bilinen Nureddin Yıldız'ı protesto eden öğrencilerin tutuklanmasına tepki gösterdi. Türkoğlu, "İstismarı savunan zihniyetin her zaman karşısında olacağız. Öğrenciler derhal serbest bırakılmalıdır" ifadelerini kullandı.
'TOPLUMSAL CİNSİYET KAVRAMINI HEDEF ALMAK NEFRET SUÇLARINI KÖRÜKLEMEKTİR'
Toplumsal cinsiyet kavramının da hedefte olduğuna işaret eden Türkoğlu, "Toplumsal cinsiyet kavramını tehlikeli görerek yasaklayan bir genelgenin amacı cinsiyetçiliktir, kimlikleri yok saymaktır. Bu eşitsizliği meşru gösteren genelgenin il müdürlüklerine gönderilmesi asla kabul edilemez. Toplumsal cinsiyet kavramını hedef almak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini savunmaktır; nefret suçlarını körüklemektir. Bu genelge insanların yaşamlarını hedef almanın önünü açmaktır. Nereden tutarsanız elinizde kalacak bu genelge derhal geri çekilmelidir" dedi.