DEM Parti Kadın Meclisi: Aile politikaları kazanımlarımızı tehdit ediyor
DEM Parti Kadın Meclisi, kadın örgütleriyle Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek, iktidarın "Aile yılı" ilanına karşı kadın özgürlük mücadelesini büyütmeye devam edeceklerinin altını çizdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, AKP-MHP iktidarının kadına yönelik şiddet politikaları ve saldırılarına dair kadın örgütleriyle birlikte Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Ankara Kadın Dayanışma Vakfı, Halkevci Kadınlar, Emekçi Hareket Partisi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Eğitim Sen, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) katıldı.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, AKP'nin bu yıl "Aile Yılı" ilan ettiğini hatırlarak, "AKP'nin LGBTİ+ düşmanı politikaları ve kadın haklarına ağır saldırıları sonucunda patriyarkal kapitalizm güç kazanıyor, erkek egemenliği ve erkek şiddeti güç kazanıyor. Bu iktidar, aslında çok uzun süredir bakanlığın isminden başlayarak kadının adını her yerden sildi. Kadın olan her yere aileyi yerleştirdi. Ailenin güçlendirilmesi politikasının ifade ettiği her politikada bir kez daha kadın hakları ve kazanımları gasp ediliyor" dedi.
Kadınların yaşamın alanında eşit ve özgür olarak yer almak için mücadele ettiklerini belirten Saki, "Dinci politikalarla güçlenen aile politikaları tüm kazanımlarımızı tehdit ediyor. Biz mücadelemizden vazgeçmiyoruz" diye konuştu.
'NAFAKA KADINA DEĞİL ÇOCUĞA VERİLİYOR'
Kadın Dayanışma Vakfı adına konuşan Candan Dumrul, nafaka hakkının gasp edilmek istendiğini hatırlatarak, "Kadınlar, nafaka almak için çalışmamazlık yapmıyor; gerçekten iş gücüne katılamadıkları için nafaka almak zorunda kalıyorlar. Geliri olmayan kadınların, boşandıktan sonra hayatlarını sürdürebilmeleri için nafaka almaktan başka seçeneği kalmıyor. Üstelik bahsettiğimiz nafaka sadece kadınlara ödenen bir nafaka değil; çoğunlukla çocuklara ödenen nafakayı da içeriyor. İtiraz edilen nafakanın büyük bir kısmı, aslında çocuklara ödenmesi gereken nafaka oluyor. Erkekler, sadece boşandıkları eşlerine değil, çocuklarına da nafaka ödemek istemiyor. Kadınlar, boşanmaktan başka şansları olmadığı için bu çok düşük nafakaları kabul etmek ve hayatlarını bu şekilde sürdürmek zorunda kalıyorlar" ifadelerini kullandı.
Kadınların nafaka alamadığı durumda şiddete geri döndüğünü kaydeden Dumrul, "Boşandığında yoksulluğa düşen ve şiddetten kurtulmak için boşanmaktan başka çaresi olmayan kadınların bin 179 lira 40 kuruşla nasıl geçineceğini neden tartışmıyoruz?" diye sordu.
'KADIN YOKSULLUĞU İLE AİLE POLİTİKASININ AMACI AYNI'
İlan edilen "Aile Yılı"nın yoksullaştırma politikalarının devamı olduğunu vurgulayan Halkevci Kadınlar temsilcisi Çiğdem Serin, "'ailenin güçlendirilmesi', kadınların güçlendirilmesinin ve şiddetten korunmasının önünde tutuluyor. Çünkü sermaye, kadınların ev içinde görünmeyen emeğini sömürmeye devam etmek istiyor. Sermayenin kalkınma planı, kadınların emeği ve bedeni üzerinden yükseliyor. Bu iktidarın yoksullaştırma politikalarının, aile politikalarından bağımsız olmadığını görüyoruz" dedi.
"Bu ülkede barakalarda çocukların öldüğünü biliyoruz. Bir taraftan nüfus politikaları hazırlanıp teşvikler verilirken, çocuklar yoksulluktan ölüyor. İktidar 'Aile Yılı' ilan eder etmez, Antalya'daki yangından kurtulan çocuklar 'Annemin parası yok' diyerek hastaneye gitmemek için ağlıyorlardı. Bu koşullar içerisinde, bir yandan teşviklerin açıklanmasıyla karşı karşıya kalıyoruz. İtibardan tasarruf etmeyenler, bizim hayatlarımızdan, yaşamlarımızdan, emeğimizden tasarruf etmeye çalışıyor" diyen Serin, bu yılı "Kadın yılı" ilan ettiklerini duyurdu.
'BARIŞIN ÖNCÜLÜĞÜNÜ KADINLAR YAPACAK'
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, "Kadını özne, yaşamın dinamiği olarak görmeyen ve sadece aileye bağlı bir varlık olarak tanımlayan bu politikayı reddediyoruz. Evde, işyerinde, sokakta, yaşamın her alanında kadınlar yaşamlarını sürdürebilmek ve hayatta kalmak için mücadele ediyor" diye kaydetti.
Diyarbakır'da yapılan barış ve özgürlük mitinginde Özgür Kadın Hareketi (TJA) ambleminin Diyarbakır Emniyeti tarafından "yasak" ilan edildiğini belirten Kaya, "TJA, 2016 yılından bu yana Türkiye'nin her kentinde kadınların hak mücadelesine destek veren ve kadınların şiddetsiz bir yaşam içerisinde var olmasını isteyen bir kadın hareketidir. Ben milletvekili olmadan önce TJA aktivistiyim. Bu ünvanı taşıdığım için de gururluyum" diye konuştu.
Kadın hareketinin bu ülkenin demokratikleşme ve barış mücadelesini verdiklerini vurgulayan Kaya, "Biliyoruz ki barışın öncülüğünü de yine kadınlar yapacak ve bu ülkenin demokratikleşmesini de kadınların eşit yurttaşlık hakları için verdikleri mücadele sağlayacak. Jin jiyan azadi felsefesiyle sizleri selamlıyorum" dedi.