Elende Yılmaz yazdı | Seferberlik zamanı

Halkın dayanışması, kenetlenmesiyle Kobanê'de insanların yaşamlarını sürdürmesi için gerekli bireysel ihtiyaçlarının neredeyse tamamı karşılanmıştı. Herkesin ortak gündemi, kolektif bir ruh ile seferberlik çağrısına yanıt olmaktı. Kim nasıl ve hangi biçimde katılabildiyse seferberliğe katıldı.
Sömürgeci Türk devleti ve emperyalistlerin askeri ve politik olarak eğittiği, donattığı ve iktidara hazırladığı politik islamcı faşist HTŞ 27 Kasım'da askeri hareket başlattı. Baas rejimine karşı saldırıları birdenbire hız kazandı. Bu süreçte faşist şef Erdoğan ve saray cuntasının örgütlemiş olduğu çete grupları da bu saldırılarda yer aldı. Faşist saray cuntasının örgütlediği çete gruplarının ve HTŞ'nin asıl amacı Baas rejimine son vermek iken, faşist şef Erdoğan'ın talimatıyla yönlerini Şehba ve Til Rifat'a çevirdiler. Efrîn işgalinden sonra yerleşim alanı olan Şehba ve Til Rifat bölgelerini işgal etmek üzere harekata geçtiler. Bu süreçte hem QSD, hem Efrîn özgürlük savaşçıları, çetelerin amaçladığı halka yönelik katliamı önledi. Yapılan anlaşmalar sonucu insani bir koridor açıldı. Şehba ve Til Rifat halkı Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'nin güvenli bölgelerine 6 yıl sonra bir kez daha göç etmek zorunda kaldı.
Halkımız, "ne oluyor" sorusu etrafında durumun aciliyetinin farkına varır varmaz harekete geçti.
SEFERBERLİK RUHUYLA HALKLAR BİRBİRİNİN ACISINI SARDI
Peki seferberlik TKŞ, JKŞ ve CKŞ'nin örgütlü kuvvetleri açısından ne anlama geliyordu? Neler yaşandı bu süreçte. Öncellikle devrim kurumlarına gidilerek doğru bilgi toplama çabası ile başladı her şey. Kurumlarımızda yaptığımız durum değerlendirmelerimiz ve sürece dair öngörülerimizi merak eden 7'den 70'e halkımız ziyaretler örgütledi. Aynı süreçte Özerk Yönetim'in seferberlik çağrısıyla da çeşitli örgütler kurulmaya başlandı. İlk elde ne kadar tim oluşturulabilirsek (en az 3 en fazla 5 kişi) -özellikle JKŞ ve CKŞ kuvvetlerinden- oluşturuldu. Bu timlerimiz Kobanê'de mahalle mahalle, kapı kapı gezip kim ne verebildiyse toplamaya başladı. Battaniye, giysi, tabak-çanak, ped, tarak, bebek beşiğine kadar, ellerine ne geçtiyse, kimin gücü neye yettiyse verilenler toplandı. Ertesi gün daha geniş bir çevreden, kendi mahallelerinden aynı biçimde eşya toplamalarını istedik. Yardım çabalarımızı daha da geniş bölgelere yaydık. Halkımız bir yandan bu zulme isyan ederken, diğer yandan kardeşlerinden dayanışmasını eksik etmedi. Toplanan eşyalar hem TKŞ, JKŞ ve CKŞ'nin kurumlarına, hem Özerk Yönetim'in açtığı yardım çadırlarına teslim edildi. Halkımız benim, senin demeden, arabasından, boş duran mülklerine kadar tereddütsüz paylaştı.
Sadece yardımlaşmak yeterli değildi. Siyasi sürece dair de söz söylememiz, tepkimizi ortaya koymamız gerekiyordu. Seferberliğin ikinci gününde yardım toplamanın yanı sıra bir de basın açıklaması örgütledik. İşgal saldırganlığının sürdüğü bölgeden halkımız Tebqa ve Rakka'ya geldiğinde bu yardımlar onlara ulaştırıldı. Yardım amaçlı toplanan eşyalar Özerk Yönetime teslim edildi. Ayrıca TKŞ-JKŞ göç eden halkın olduğu bölgelere ziyaretler ve toplanan yardımların ulaştırılmasını örgütledi. Bütün bunlar yaşanırken Suriye bir iç savaş halindeydi ve faşist saray cuntasının çeteleri fırsattan istifade Minbic'e saldırmaya başladı. Kobanê şehrine sınır olan Minbic Kantonu ciddi saldırı atlındaydı ve Kobanê şehri tehlikedeydi.
Bu dönemde hemen, JKŞ ve CKŞ grupları devrim kurumunda toplanarak silah eğitimlerini tekrarlayarak savaş sürecine girmiş bulundu. Silah eğitimlerin tekrarından sonra cephane temizliği ve sayımı başladı. Gruplarımız önce basın duyurusu yaptı, ardından nöbetleşerek kurumlarının, sokaklarının güvenliğini sağlamak için nöbet ve devriye başlattı.
KOLEKTİF SEFERBERLİK RUHUYLA ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
JKŞ'nin özgün grupları ve CKŞ'nin silahlı grupları, dağıtılan silahlarla devrime sahip çıktı. Bu süreçte artık Tişrîn Barajına yönelik saldırıyla eş zamanlı Kobanê şehir merkezine 40 km kala Qereqozax Köprüsüne saldırı ve direnişi başladı. CKŞ ve dostları bu duruma kayıtsız kalmadı. CKŞ'liler, Qereqozax Köprüsüne başta silahsız gitti. Orada QSD savaşçılarıyla bağlantı kuramayınca geri gelip, direnişin bir parçası olmak silahlanıp tekrar yola çıktılar. Bu hengamenin arasında kendi kurum işleyişimizi hep sürdürdük. Bu tarihi direniş halkımızın duyarlılığını en üst seviyelere taşımıştı artık.
Kimimiz nöbet tuttu, kimimiz cepheye koştu ve mevzilerde yer aldı.
Neredeyse her gün üst üste şehit merasimleri oldu. Bu dönem sürdürülen direnişte 26 savaşçının şehit düştüğü ilan edildi. Güçlerimiz Şehit Aile Kurumuyla beraber hareket ederek merasimlere katıldı. Halkımız nispeten uzak olan şehitliğe kimi zaman yürüyerek akın ettiler. Taziye çadırları hiç boş durmadı. Bu tarihi direnişin sembolleri olan şehitlerimiz layığıyla uğurlandı ve bu yiğit evlatları yetiştiren aileler yalnız bırakılmadı.
Halkın dayanışması, kenetlenmesiyle Kobanê'de insanların yaşamlarını sürdürmesi için gerekli bireysel ihtiyaçlarının neredeyse tamamı karşılanmıştı.
Herkesin ortak gündemi, kolektif bir ruh ile seferberlik çağrısına yanıt olmaktı. Kim nasıl ve hangi biçimde katılabildiyse seferberliğe katıldı. Kobanê şehrinde yaşam bazı yönleriyle zorlaşmaya başladı. Saldırılar nedeniyle elektrik ve sular kesik. Şehirde ve elde ısınmak için olan mazot idareli kullanılmaya başlanmıştı.
Biz Rojavalı komünistler olarak hem topraklarımıza ve devrim kurumlarımıza sahip çıktık. Adeta karıncalar gibi çalışarak, sürece kendimizi yatırarak, 'dayanışma ezilen halkın inceliğidir' sloganıyla çalışmalarda yer aldık. Bir kez daha Kobanê şehri ve halkı olarak tarihe bu biçimiyle damgamızı vurmuş olduk.