11 Temmuz 2025 Cuma

Emrullah Akhamur ve Murat Yurtgül: Aynı yolda iki yoldaş

Emrullah ve Murat'ı Suruç'a götüren şey; yaşama, insanlığa dair umutları, hayalleri ve zulmün olduğu yerde susturulamayan vicdanları oldu. "Bu insanlar, dünya insanlarıdır. İnsanlık adına insanlık yapanlardır. Bugün Soma'da, yarın Kobanê'de, başka bir gün Filistin'de olurlar."

Cumhuriyet İlkokulu'nu Murat ile birlikte bitirdi. Sonra yolları çok kısa süre ayrılsa da Kızıltepe Atatürk Lisesinde yeniden birleşti. Araya farklı kentlerde üniversite yılları girdi, ama dostluklarının ve yoldaşlıklarının arasına hiçbir şey giremedi.

Emrullah Mersin Üniversitesi tarih bölümünü, Murat Arel Üniversitesi'nde psikoloji bölümünü okudu. Murat, sosyal medyada SGDF'nin kampanyasından haberdar oldu ve başvuruda bulundu. Başvurudan sonra dönemin SGDF Eşbaşkanı Özgen Sadet ile görüştü. Özgen'in aktarımı ise şöyleydi; "Gözlüğünün tek sapı kırıktı ama onu kırık haliyle kullanıyordu. Bu nedenle sürekli düzeltmek zorunda kalıyordu gözlüğünü. Sohbet sırasında laf gözlüğüne de geldi. 'Böyle de idare ediyorum' demişti. Ona harcayacağı parayı başka bir şey için harcamak daha mantıklı geliyordu."

Murat'ın kitaplarla özel bir ilişkisi vardı. Çevresindeki arakadaşlarını da okumaya yönlendiyordu.

Murat bisikletle dünyayı gezmek istiyordu. Şiir okumayı ve yazmayı çok seviyordu. Emrullah ile birlikte sürekli film izliyorlardı. Sanata ve edebiyata yoğun bir ilgisi vardı.

Kobanê yolculuğuna Emrullah da katıldı. Emrullah, telaşlanır diye annesi Zehra'ya söylemek istemedi, "Mersin'e gideceğim" diyerek evden çıktı. Abisi Ümran da Suruç'a gideceğini bilmiyordu. Emrullah'ı şu sözlerle anlatmıştı: "Emrullah her etkinliğe ya da yürüyüşe gitmiyordu. Bazı eylemlerin, insanların kendi vicdanlarını rahatlatmak için yapıldığını düşünüyordu. Ancak bu eylem, düşündüğü gibi bir eylemdi. Gerçekten bir şeyler yapmak istiyordu. Kendini hiçbir zaman herhangi bir partiye ya da örgüte bağlamadı. SGDF üyesi de değildi. Orada iyi bir şey gördüğü için vicdanıyla gitti."

Emrullah'ın kardeşi ise Emrullah'ın tiyatroya ve kitaplara olan ilgisini şu sözlerle aktarmıştı; ‘‘Abi demezdim pek, lakabıyla seslenirdim. Birlikte sohbet ederdik, film izlerdik. Bana okumam konusunda sürekli tavsiyelerde bulunurdu. Tiyatroyla ilgilenmemi istiyordu. Hatta bir tiyatro kitabını göstermişti, 'Buna arada bir bak' demişti. Kendisi de severdi tiyatroyu ve bir kere bir oyunda oynamıştı."

Emrullah ve Murat'ı Suruç'a götüren şey; yaşama, insanlığa dair umutları, hayalleri ve zulmün olduğu yerde susturulamayan vicdanları oldu. "Bu insanlar, dünya insanlarıdır. İnsanlık adına insanlık yapanlardır. Bugün Soma'da, yarın Kobanê'de, başka bir gün Filistin'de olurlar." 

*Portre dizimiz yarın Okan Pirinç ile devam edecek...

Kaynakça:
*Kobanê'ye Gitmek 
*Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak