Hakkari ve İzmir'de kayıpların akıbeti soruldu

Kayıp yakınları, Hakkari ve İzmir'de yan yana gelerek kayıpların akıbetini sordu.
Kayıp yakınları, Hakkari ve İzmir'de yan yana gelerek kayıpların akıbetini sordu.
HAKKARİ
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 182. haftasında Yüksekova ilçesindeki Sanat Sokağında bir araya geldi. "Failler belli, kayıplar nerede" ve "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartları açılan eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı.
Koruş Akgöl, 1987'de katledilen Hacı Sala'nın hikayesini kamuoyuyla paylaştı. Hacı Sala'nın askere gitmeden önce Kavlegûnd köyüne akrabalarıyla vedalaşmaya gittiğini belirten Akgöl, dönüş yolunda Hacı Sala'nın askerler tarafından durdurulduğunu dile getirdi.
Akgöl, şöyle devam etti: "Kimlik kontrolü yapılmasına rağmen sınır hattından geldiğini söyledikleri Hacı Sala'ya şiddet uygulandı. Her ne kadar sınırdan gelmediğini ve askere gideceğini söylese de rütbeli bir asker Sala'yı silah ile yaraladı ve olay yerinde öylece bırakılması yönünde emir verdi. Köy halkı olaya şahit oldu ve köylülerin olay yerine gitmesi askerlerce engellendi. Yardım götürmek isteyenlere ise müdahale edildi. Olay yerinde kan kaybeden Hacı Sala'yı tanıyanlar bağırarak yarasını sarmasını ve kan akışını durdurması yönünde telkinlerde bulundu. Lakin Hacı Sala bir müddet sonra gösterdiği tüm çabaya rağmen kan kaybından dolayı bilincini kaybederek yaşamını yitirdi."
Askerlerin tekrar olay yerine giderek Hacı Sala'nın cansız bedenini karakola götürdüğünü belirten Akgöl, "İyice kalabalıklaşan köylüler Şahe karakolu önünde toplandı ve olaya tepki gösterdi. Açıklama yapan dönemin tümen komutanı, Hacı Sala'nın sınır ihlali yaptığı sırada vurulduğunu iddia etti ve köylülerin müdahalesine izin verilmediğine dair bilgiyi yalanladı. Oysaki otopsi raporunda Hacı Sala'nın kan kaybından hayatını kaybettiği resmi olarak belgelenmişti. Herhangi bir soruşturma açılmadığı gibi Hacı Sala'nın akıbetini sormak için adliyeye giden aile bireyleri tehdit edildi" dedi.
Hacı Sala için "ben vurdum" diyen askere ödül verildiğini ve rütbe takıldığını dile getiren Akgöl, "Akabinde tehditler alan aile bireyleri sindirme politikası sonucunda herhangi bir başvuru yapamadı. Faili belli olmasına rağmen Hacı Sala'nın akıbeti faili meçhul bırakıldı" ifadelerini kullandı.
İZMİR
İHD İzmir Şubesi, Konak eski Sümerbank önünde yan yana geldi. Bu haftaki eylemde, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Emekçileri Sendikası (Tüm-Bel-Sen) İzmir 2 No'lu Şube kurucusu İkram Mihyaz'ın akıbetine dikkat çekildi. Açıklamaya, Mihyaz'ın eşi ve oğlunun yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
İHD İzmir Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş, Mihyaz'ın 5 Temmuz 1994'de işinden dönerken kaçırılıp, katledildiğini belirtti. Açılan soruşturmanın ise kapatıldığını aktaran Gümüş, "Eşi Azize Mihyaz takipsizlik kararının kaldırılması için savcılığa dilekçe ile başvurdu. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımı süresinin dolduğunu, yapılan araştırmalara karşın suçu işleyenlerin kimliklerinin tespit edilemediği kararını verdi. Adli emanetteki bir adet deforme mermi çekirdeği, bir adet 9 mm çapında boş kovan, Mihyaz'ın üzerinden çıkan kanlı gömleği ve diğer giysilerinin 'ekonomik değere sahip olmamaları' ve zaman aşımı dolmuş olması nedeniyle, karar kesinleştikten sonra imha edileceği de belirtildi" diye konuştu.