HDK'den 'Barış için 1 Milyon İmza' kampanyası
"Barış için 1 Milyon İmza" kampanyasını başlatan HDK, "Kürt sorunu, demokratik, barışçıl ve toplumsal çözümünü beklemektedir. Barışı kazanmaktan ve ortak yaşam geleceğimizi savunmaktan vazgeçemeyiz" diyerek herkesi barışın inşasında sorumluluk almaya çağırdı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Taksim Hill Otel'de basın toplantısı düzenleyerek "Barış İçin 1 Milyon İmza" kampanyasının duyurusunu yaptı. Basın toplantısına HDK Eş Sözcüleri Meral Danış Beştaş ve Ali Kenanoğlu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Murat Çepni, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Feray Yılmaz Mertoğlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP),Yeşil Sol Parti, Partizan, Özgür Gelecek, SMF, 78'ler Girişimi, BEKSAV, DİK, DSİP, Halkların Köprüsü, motokurye işçileri, atık kağıt işçileri ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri katıldı.
Kampanya deklarasyonuna ilişkin konuşan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, 1. ve 2. emperyalist paylaşım savaşlarına atıfta bulunarak, Filistin'den Ukrayna'ya, Rojava'dan pek çok ülkeye kadar savaş nedeniyle çocukların, kadınların, yaşlıların zulüm gördüğünü belirtti. Beştaş, 3. Dünya Savaşına doğru gidilen bu atmosferde "Farklı inançlardan ve kültürlerden gelenler olarak bir arada yaşamamız mümkün" dedi. Suriye'de Alevilerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Durzîlerin kimliklerine yönelik saldırılarla karşı karşıya olduğunu kaydeden Beştaş, "Bundan kurtulmak mümkün. Kürt sorununun çözümü ve farklılıklarımızla bir arada yaşamak için pozitif barışı örmek mümkündür. Ve imza kampanyamızı başlatarak barışı her yerde konuşacağız" ifadelerini kullandı. Beştaş, tüm devrimci demokratik kamuoyunu sorumluluk almaya çağırarak, kampanyayı imzaladı.
'HERKESİ BARIŞ İÇİN SORUMLULUK ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu ise barış talebinin kolay olmadığını belirterek, barışı dilendirmenin bu topraklarda bedel ödemeyi gerektirdiğini kaydetti. Suruç, Ankara katliamlarını ve Barış Akademisyenlerini hatırlatan Kenanoğlu, buna rağmen barış demekten vazgeçmeyeceklerini söyledi. Barışın toplumsal kesimler tarafından dillendirildiği sürece anlamlı olacağını belirten Kenanoğlu, imza kampanyasının metnini okudu.
"Uzun yıllardır yaşadık ve yaşıyoruz ki, Kürt sorunun çözümü adına dayatılan güvenlikçi politikaların yarattığı çatışma hali, yüz binlerce insanın ölümü, gözyaşı ve büyük acılarla dolu bir toplumsal tablo ortaya çıkardı, çıkarıyor. Barışçıl çözümü dışlayan bu ısrarın kaçınılmaz olarak ağır ekonomik maliyetleri de var. Güvenlikçi politikaların öncelenmesi nedeniyle Türkiye'de son 40 yılda en az 3 trilyon dolar harcanmıştır. Bu durum, yaşanılan toplumsal yoksunluğun ve yoksulluğun dayanılmaz boyutlara ulaşmasının da en temel nedenidir. Kürt sorunu, demokratik, barışçıl ve toplumsal çözümünü beklemektedir. Barışı kazanmaktan ve ortak yaşam geleceğimizi savunmaktan vazgeçemeyiz" diyen Kenanoğlu, Suriye'de yaşanan katliam ve soykırımın halklar ve inançlar açısından barışın hayati olduğunu kanıtladığını söyledi. "Bu sebeplerle, başta TBMM olmak üzere, tüm siyasi ve toplumsal çevreleri, özgür ve adil bir yaşam özlemi duyan yurttaşları, barışın inşası için sorumluluk almaya davet ediyoruz" diyen Kenanoğlu, kampanya metnini imzaladı.
Kampanya sürecinde ilişkin bilgi veren Kenanoğlu, bu süreçte farklı illerde konferans, panel ve söyleşi gibi birçok etkinlik yaparak tüm kesimlerle barışı konuşacaklarını kaydetti.
'SAVAŞ HEM ÇÜRÜME HEM DE EKONOMİK YIKIM GETİRİYOR'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, HDK'nin kampanyasını desteklediklerini söyleyerek ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.
Ortadoğu'da derin bir kırılma yaşadığını söyleyen Bakırhan, kendi barışını sağlayan ülkelerin bu kırılmadan en az biçimde etkilendiğini, ancak kendi ülkelerinde toplumsal barışı sağlamayanların daha fazla etkilendiğini kaydetti. Bakırhan, "Biz de bugün burada sorumluk alıyoruz ve bu kırılmayı azaltmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. AKP'nin toplumsal çürümenin yanında ekonomik sorunları da derinleştirdiğini söyleyen Bakırhan, "Hatta emekli maaşlarını nasıl ödeyeceklerinin kaygısını taşıyorlar. Böyle bir yönetimle karşı karşıyayız. Bu çürüme, kaos ve krizin tek bir sebebi var, o da Türkiye'nin kendi iç barışını, toplumsal barışını sağlayamamasıdır" dedi.
Türkiye'nin ekonomik kaynaklarının savaşa gittiğini dile getiren Bakırhan, "Barışı savunanlar bunu sormak ve sorgulatmak zorundadır. Savaşın kendisi bir çöküş ve acı demektir" dedi. Çıkışın Kürt sorununun demokratik çözümünden geçtiğini belirten Bakırhan, "Çözümün tarafındayız" dedi. Erdoğan'ın "Gerekli çağrı yapılırsa tüm Türkiye kazanır" sözlerini hatırlatan Bakırhan, "Katılıyoruz ama bu çağrının nasıl, kim tarafından yapılacağının da önemli olduğunu ve çağrıyı yapanların güven altına alınıp alınmayacağını, nerede yaşayacağının da konuşulması gerekir" dedi.
'BARIŞ BEDEL GEREKTİRİYOR'
"Savaş ciddi bir karanlık yarattı. Sabahın dördünde kimin kapısının çalınacağı belli değil" diyen Tuncer, İstanbul Barosuna açılan soruşturmayı ve Akdeniz Belediyedine atanan kayyumu hatırlattı. Bakırhan, "Türkiyeyi savaş karanlığından barış aydınlığına geçirmek istiyoruz" dedi.
SYKP Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu da, savaşın yarattığı yıkımdan bahsederek barışın kapısının aralandığını kaydetti. "Kürtler onurlu bir barıştan yana mücadale ettiler ama siyasal iktidarın barışa dair bir sözü yok" diyen Mertoğlu, barışın AKP'nin insafına bırakılamayacağını kaydederek, barışın tüm kamuoyuna anlatılması gerektiğini dile getirdi.
'BARIŞ MÜCADELESİ STATÜ MÜCADELESİDİR'
ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, barış kampanyasının önemine vurgu yaparak çalışmanın sonuçlarının önümüzdeki dönemde daha net anlaşılacağını belirtti. Çepni, "Bölgemiz emperyalist barbarlıkla karşı karşıya. Milyonlarca insan hayatını kaybediyor ve yerinden yurdundan ediliyor. Kürt sorununda çözüm tartışması yapıyoruz ve hiç tereddütsüz şunu söyleyebiliriz ki: Kürt halkı yıllardır mücadele ediyor. Bu mücadele statü mücadelesidir. Kolektif haklarının kabul edilmesi mücadelesidir. Bu kampanya emek ve demokrasi güçlerinin, milyonlarca işçi ve emekçinin doğrudan sorumluluk üstlenmesi gereken bir süreçtir. Bu sürecin nereye gideceği, bu kampanyada nasıl sorumluluk üstlendiğimize bağlıdır. Milyonlarca insanın sesini burada dillendiriyoruz" dedi.
'ONURLU BARIŞ TALEBİNİN YANINDAYIZ'
SMF adına konuşan Mahir Gürz, "Savaş ve sömürü zemininden beslenen bir iktidarla karşı karşıyayız ve buna karşı adil, eşit ve onurlu bir barış talebinin yanındayız" diyerek devrimcileri, demokratları, emekçileri, aydınları bu talebi yükseltmeye çağırdı.
Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Başkanı Abdulhakim Daş, "Bu imza kampanyası bu savaşa karşıdır. Bu savaşın bitip barış ile sonuçlanması halkların mücadelesi ve örgütlülüğü ile ancak taçlandırılabilir. Barışı, azınlıkların haklarını vermeyen ve bunun için diktatörlük kuran bir rejimden beklemek doğru değil. Bu nedenle başlatılan imza kampanyası önemlidir" dedi.
Ardından HDK bileşenleri söz alarak kampanyayı desteklediğini belirtip imza attı.