27 Temmuz 2025 Pazar

Hepsijet işçileri: Sonuç alana kadar direneceğiz, sesimize ses olun

Esenyurt'ta bulunan Hepsijet deposu önünde 5 gündür direnen işçiler ETHA'ya konuştu. Mobbing, sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar, hijyen koşullarının sağlanmaması, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmaması nedeniyle direnişe başlayan 28 işçi, haklı fesih hakkını kullanarak başlattıkları direnişi sonuna kadar sürdüreceklerini vurguladı. Sadece kendileri için değil, halen çalışan işçiler için de direndiklerini vurgulayan direnişteki kadın ve erkek işçiler, bugüne kadar kendilerini yalnız bırakmayanlara teşekkür etti, direnişlerine destek çağrısı yaptı.

Hepsijet Esenyurt depo işçilerinden 28'i çalışma koşulları ve yemeklerin iyileştirilmesi, mobbingin sona ermesi, hasta olduklarında prim ve ücretlerinde kesinti yapılmaması, sendikalaşma hakkına yönelik baskıların sona erdirilmesi talebiyle, haklı fesih kararı alarak direnişe başladı. Daha önce iki kez direniş örgütlenen Hepsijet'te işçiler direnerek kazanmıştı. Bir kez daha kazanım elde etmek için 5 gün önce direniş başlatan işçiler, direnişlerinin 4'üncü gününde ETHA'ya konuştu. Direnişte insan olduklarını hatırladıklarını, slogan atmayı, pankart hazırlamayı, dayanışma ve birlikte mücadelenin önemini kavradıklarını anlatan direnişteki kadın ve erkek işçiler, sendikalara, siyasi partilere ve emek dostlarına dayanışma, direnişlerine güç verme çağrısında bulundu.

 

ALİ YAŞAR: YEMEKLERDEN KIL, SİNEK VE SALYANGOZ ÇIKIYOR
Direnişteki işçilerden Ali Yaşar, 3 yıldır Hepsijet'te çalıştığını söyledi. Yöneticilerin bazı kişilere torpil yaptığını, bu şekilde işçileri bölmeye çalıştığını anlatan Yaşar, "Yöneticiyle tartıştım. 'İstediğimi kadroya alırım, istediğimi almam, kime şikayet edersen et' dedi. Temizlik sorunu var. 5 gün boyunca su yoktu. Yemeklerde sıkıntılar çözülmedi. Yemeklerde kıl, sinek ve salyangoz çıkıyordu" diyerek Hepsijet'teki sorunları aktardı.

İSİG ÖNLEMLERİ ALINMIYOR
İşçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından yaşanan sorunlara da dikkat çekti Ali Yaşar. İSG uzmanıyla yaptıkları toplantıda istif yaparken insan boyunu geçmeyecek şekilde yapılması gerektiğini anlattığını, ancak insan boyunu geçen istifleri gördüğünde müdahale etmediğini söyleyen Yaşar, "İSG uzmanını çevirdim. Gördüğün halde beni uyarmıyorsun dedim. 'Size hak veriyoruz ama bazı şeyler bizi aştığı için size bir şey demiyoruz' yanıtını verdi" dedi.

İşçilerden Mehmet İsteyici, İSG uzmanının "istifler insan boyunu geçmesin" uyarısının ardından buna uygun istifleme yaptığı için mobbinge uğradığını, hatta daha ağır işe verildiğini anlattı.

Ali Yaşar, Hadımköy'deki depoda İSG uzmanının denetim yapmadığını belirterek, orada çalışan işçilerin her an bir iş kazasıyla karşı karşıya gelebileceği uyarısında bulundu. Yaşar, "Bize destek verin, bu zulmü en kısa sürede bitirmek istiyoruz. 28 arkadaşla bu direnişi başlattık, çalışan arkadaşlarımız hala bu zulmü çekiyor. Kamuoyundan destek bekliyoruz" çağrısında bulundu.

AMİNE YAŞAR: İŞ KAZASI YAŞANIP HASTANEYE GİDERSEK YEVMİYEMİZ VE PRİMİMİZ KESİLİYOR
Hepsijet deposunda çalışanların yarısı kadın işçiler. Bu kadın işçilerden Amine Yaşar, 2,5 yıldır Hepsijet'te çalışıyor. Amine de mobbing ve hijyen sorunlarına dikkat çekti. 5 gün su olmadığını, ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, molalara çıktıklarında çay içemediklerini, sıcak havalarda soğuk suya ihtiyaçları olduğu halde karşılanmadığını aktaran Amine Yaşar, iş kazalarında yaşananları şöyle anlattı: "Tutanak tutuluyordu. Hastaneye götürmüyorlardı. Götürdüklerinde de işyerinde kullanılan kamyonetlerle götürüyorlardı. Hem yevmiyemiz hem de 2 bin lira primimiz kesiliyordu. Yıllık izin istediğimizde de verilmiyordu. Üstelik yöneticiler bizi azarlıyordu. İstediğimizde izin kullanamayacaksak ne zaman izin kullanacağız."

'VERİLEN DESTEK SAYESİNDE GÜÇLENİYORUZ'
Direnişlerinin çok iyi gittiğini söyleyen Amine Yaşar, siyasi partilerin, milletvekillerinin destek verdiğini belirterek, "Biz daha da güçleniyoruz onların sayesinde. Hem bizim hem de içeride çalışan arkadaşlarımız için biz elimizi onlara uzatıyoruz, onlar da bizim elimizden tutup, destek versinler" çağrısında bulundu.

RAMAZAN DEMİR: HAKKIMIZI ALANA, ÇALIŞMA KOŞULLARI DÜZELTİLENE KADAR DİRENECEĞİZ
Ramazan Demir, 4,5 yıldır Hepsijet'in Esenyurt deposunda çalışan işçilerden biri. 28 işçi olarak çalışma koşulları nedeniyle iş bırakıp haklı fesih kararı aldıklarının bilgisini veren Demir, çalışma koşullarına ilişkin şirket yöneticileriyle yaptıkları görüşmelere rağmen taleplerinin dikkate alınmadığını söyledi. "Kötü çalışma koşulları devam ettirildi, herhangi bir önlem alınmadı. Haklıyız, haklarımızı alana, içerideki arkadaşlarımızın çalışma koşulları düzeltilene kadar direnişimiz devam edecek" diye vurgulayan Demir, iş yükünün de fazla olduğunu anlattı.

'60-70 KİLOLUK KARGO TAŞIYAMA ZORLANDIK'
İş kanunlarına göre kargo desilerinin maksimum kadınlarda 15, erkeklerde 25 kilo olması gerektiğini hatırlatan Demir, yaklaşık 60-70 kilolara varan kargolar geldiğini, bunları taşımaya zorlandıklarını ve bu nedenle işçilerin sakatlandığını söyledi. İş kazası olduğunda "kasten yapıldığı" ya da işçiler hastalandığında "yalan söyledikleri" iddia edilerek baskıya uğradıklarını söyleyen Demir, çalıştıkları depolarda ambulans, sağlık personeli, revir hatta ilk yardım çantası dahi olmadığını, ambulans çağrılmadığını, hastaneye götürecek şirket arabası olmadığını kaydetti. Demir, Amine Yaşar'ın anlattıklarını doğrulayarak yük taşınan kamyonlarla hastaneye götürüldüklerini söyledi.

'ESP'YE VERDİĞİ DESTEKTEN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ'
"Hasta olduğumuzda zorla çalıştırıldığımız zamanlar oldu" diyerek Hepsijet'teki sömürü düzenini aktaran Demir, kamuoyuna şu çağrıyı yaptı: "Siyasi partiler, STK'lar, haklı fesih kararımızın yanında durmalıdır. Gerek sosyal medya mecralarından, gerek kendi platformlarından, gerek fiziki olarak yanımızda bulunarak destek vermelerini istiyoruz. Ezilenlerin Sosyalist Partisi'ne de verdikleri destekten dolayı arkadaşlar adına teşekkür ediyorum."

TUĞBA İSTEYİCİ: NEREDEYSE BEYAZ EŞYA TAŞITACAKLAR
Tuğba İsteyici de 4 yıldır Hepsijet'te çalışıyor. Daha önce gelen kolilerin hafif olduğunu, sonra ağır koliler gelmeye başladığını anlatan İsteyici, "Neredeyse artık beyaz eşyaları da banda verecekler. Ağır olduğu için biz alamıyoruz. Kaçağa veriyoruz. Sonra bizi azarlıyorlar. Lavabolar leş gibi, peçete yok, su yok. İçme suyu yok. Yazın klima, kışın da soba yok. Isınamıyoruz kışın, kendimize çuval sarıyoruz. O da olmasa soğuktan donarız" dedi.

'HASTALANACAĞIMIZI BİR HAFTA ÖNCE BİLDİRMEMİZİ İSTİYORLAR'
Senelik izinlerini kullanamadıkları gibi hastalandıklarında bir hafta önce haber vermelerinin istendiğini anlatan Tuğba İsteyici, bu duruma şu sözlerle isyan etti: "Ben hastalanacağımı nereden bileceğim de sana haber verip izin alacağım."

'AMELİYAT OLDUM RAPORA RAĞMEN AĞIR İŞTE ÇALIŞTIRILDIM'
Burun ameliyatı olduğunu, doktorun iki kez rapor verdiğini ama buna rağmen iyileşmediğini aktaran İsteyici, müdürle konuşarak senelik iznini istediğini, fakat verilmediğini söyledi. Doktorunun "bu şekilde çalışamazsın" dediğini, en azından hafif işte çalışabileceği yönünde rapor verdiğini aktaran İsteyici, iyileşmeden çalışmaya başlamak zorunda kaldığını, üstelik daha ağır işe verilerek mobbing uygulandığını vurguladı. Baygınlık geçirdiği için bir süre dinlendiğini anlatan İsteyici, bu nedenle hakkında tutanak tutulduğunu söyledi. İsteyici, "Eğer iyileşmezsem Hepsijet'e dava açacağım" dedi.

'CİNSİYETÇİ KÜFÜR EDİLİYOR'
Tuğba İsteyici, Hepsijet depolarında müdürler, müdür yardımcıları ve diğer yöneticilerin de dahil olduğu erkeklerin cinsiyetçi küfür ettiklerini, bunu kabul etmediklerini söyledi. Bu nedenle direnişe başladığını vurgulayan İsteyici, direnişe başladıktan sonra insan olduğunun farkına vardığını söyledi. "İnşallah kazanacağız. Vazgeçmeyeceğiz. Kardeşlerimizle beraber hep birlikte mücadele ediyoruz" diyen Tuğba İsteyici, kadınlara şöyle seslendi: "Biz bu zor şartlar nedeniyle direnişe başladık. Tüm kadınların desteğini bekliyoruz."

'HALEN ÇALIŞAN İŞÇİLER İÇİN DE DİRENİYORUZ'
İsteyici, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere bakanlıklara seslenerek, Hepsijet depolarında inceleme yapılmasını istedi. Haklı iş akdi feshi gerçekleştirerek direniş başlattıklarını belirten İsteyici, içeride çalışan işçiler olduğunu hatırlatarak, "Her an onların başına bir şey gelebilir. Kargo atıyorlar, arkadaşların kafasına geliyor. Beyin kanaması bile geçirebilir arkadaşlar" dedi ve direnişlerinin halen çalışan Hepsijet depo işçileri için de olduğunu vurguladı.

OZAN KILIÇ: KADIN ARKADAŞLARA ARGO KELİMELER KULLANILIYOR
Hepsijet deposunda çalışan en genç işçilerden biri de Ozan Kılıç. Bir yıldır Hepsijet'te depo işçiliği yaptığını anlatan Kılıç, mobbinge maruz kaldığını, sözlü tartışmanın çok fazla yaşandığını, işçilerin bezdirilerek işten çıkarılmaya çalışıldığını söyledi. Tuğba İsteyici'nin cinsiyetçi küfürlerle ilgili anlattıklarına benzer şeyler anlatan Kılıç, "Kadın arkadaşlara argo kelimeler söylediklerine şahit oldum" dedi.

'NAMAZ KILAN İŞÇİ SÖZLÜ VE FİZİKİ ŞİDDETE MARUZ KALDI'
Ozan Kılıç ve direnişteki işçilerden Mehmet İsteyici, bir işçinin mesai saatinde namaz kıldığı için sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldığını anlattı. Kılıç, "Arkadaşımıza zorbalık yaptılar. Hatta vardiyasını değiştirdiler bu yüzden" derken, İsteyici, namaz kılan işçinin kolundan tutularak dışarı çıkarıldığını söyledi.

Temmuz ayında ücretlerinin artırılacağının söylendiğini ancak zam yapılmadığını, sorularına da yanıt verilmediğini kaydeden Kılıç, "Maaşlarımıza zam yapacaklarına işi çoğalttılar, ürünleri arttırdılar" dedi.

'MESAİYE KALMAYANLARIN MAAŞLARINDA KESİNTİ YAPILIYOR'
İşçilerin mesaiye kalmaya zorlandığını, kalmadıklarında "hakkınızda tutanak tutulacak" denilerek tehdit edildiklerini de söyleyen Kılıç, mesaiye kalmadıkları için maaşlarının kesildiğini, mesaiye kalan işçilerin mesai ücretlerinin ise tam olarak verilmediğini belirtti. Ozan Kılıç, 28 işçi olarak direnişe, diğer işçilere destek olmak, ümit vermek ve onların da direnmelerini sağlamak için başladıklarını vurguladı.

NERGİZ EREN: YANIMIZDA OLUN, BİRLİKTE OLALIM, DAHA ÇOK GÜÇLENELİM
Nergiz Eren, 2 yıldır çalıştığı Hepsijet deposunda mobbinge maruz kaldığını, lavabolar ve depo içinin pis, tozlu olduğunu ve böceklerin bulunduğu anlattı. Geçen sene 11 işçinin uyuz olduğunu, hem diğer işçileri hem de kargo alıcılarını tehdit eden bu sağlık sorununun gizlendiğini vurgulayan Eren de işçi sağlığı ve iş güvenliği kurallarına uyulmadığına dikkat çekti. İşçilere ikinci el iş ayakkabı dağıtıldığını söyleyen Eren, "Direnişimiz gayet iyi gidiyor. Direnmeye devam edeceğiz. Git gide çoğalıyoruz, daha çok güçleniyoruz. Birlik oldukça kazanacağımıza eminim. Sendikalar, siyasi partiler destek verdikçe biz daha çok güçleniyoruz. Yanımızda olun, birlikte olalım, daha çok güçlenelim" çağrısı yaptı.

MEHMET İSTEYİCİ: DİRENİŞİMİZ SAYESİNDE DEPOYA VANTİLATÖR TAKILDI
Mehmet İsteyici, kışın ısıtıcı, yazın soğutucu sorununun daha önceki süreçte çalıştıkları depoda, 6 Şubat'ta yapılan direnişle çözüldüğünü, son çalıştıkları depoda da vantilatör olmadığını, kendilerinin direnişe geçmesinin ardından oraya da vantilatör takıldığını anlatarak, direnişlerin getirdiği kazanıma işaret etti.

'DİRENİŞTE İNSAN OLDUĞUMU HATIRLADIM'
İki kişilik iş yaptığını, hiçbir zaman işini aksatmadığını, şirket yetkililerinin de vaatlerde bulunup yerine getirmediğini vurgulayan İsteyici, artık sabırlarının taştığını söyledi. Siyasi partiler ve emek dostlarının desteğini beklediklerini söyleyen İsteyici, işçilere sendikaya üye olma çağrısında bulundu. İsteyici, "Ben 4 gündür direnişteyim. 4 gün içinde ben insan olduğumu hatırladım" diye vurguladı.

VEDAT ÇAKIR: 6 ŞUBAT DİRENİŞİNE DESTEK VERDİĞİM İÇİN MOBBİNGE MARUZ KALDIM
Vedat Çakır 3,5 yıldır Hepsijet'te çalıştığını, kargo takip biriminin sorumlusu olduğunu, çuval ve bant dağıtımı yaptığını anlattı. İşçilerin sağlığını tehlikeye atacak eski, tozlu, pis çuvallar yerine yeni çuvallar verdiği, iş için kullanılan bantları dağıttığı için baskıya maruz kaldığını söyleyen Çakır, kendisine hırsız muamelesi yapıldığını, azarlandığını ve bunu kabul etmediği için sorumluluklarının azaltıldığını, mobbing uygulandığını kaydetti. Çakır, mobbing ve baskıya maruz kalmasının nedenlerinden birinin de 6 Şubat'ta 4 kadın işçinin başlattığı direnişe destek vermesi ve sendikaya üye olması olduğunu ifade etti.

"Mobbing uygulayarak beni bezdireceklerini sandılar ama ben pes etmedim" diyen Çakır, şu an direnişte olan 28 işçinin hepsinin daha önce sendikaya üye olduklarını dile getirdi. 6 Şubat'ta direnişte olan kadın işçilere destek verenlerin hepsinin işten atıldığını, bu şekilde sendikanın işyerinde örgütlenmesinin de engellendiğini kaydeden Çakır, "Birçok kadın arkadaşımız kargoların otomatik ayıklanması sistemine geçiyoruz denilerek işten atıldı. Bu kesinlikle yalandı. Onları işten çıkarıp yeni kadın arkadaşları işe aldılar" diye konuştu.

'SLOGAN ATMAYI BİLMİYORDUK, DİRENİŞTE ÖĞRENDİK'
Çakır, "Bugün direniyoruz. İlk gün gittiğimizde bir pankartımız bile yoktu. Sadece bir baskı afişimiz vardı. Sesimiz çok çıkmıyordu, slogan atmayı bilmiyorduk. Ama öğrendik. İkinci gün arkadaşlarımızdan pankart getirenler olmuş. Pankartları evde kendileri hazırlamış. Resimde yetenekli bir kadın arkadaşımız var, İSG'nin maketini çizmiş, yanına yazı yazmış. Sonraki gün bir branda ördüler kapıya" sözleriyle direnişte nasıl öğrendiklerini ve kendilerini geliştirdiklerini anlattı.

HEPSİJET İŞÇİLERİNİN TALEPLERİ
Direnişteki Hepsijet işçileri ETHA'ya verdikleri röportajda taleplerini de şu şekilde dile getirdi:
♦ "Mevcut çalışan arkadaşlarımızın koşullarını iyileştirin.
♦ Sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırın.
♦ Lavabolardaki, yemeklerdeki hijyeni düzeltin.
♦ Pazar günü çalışma zorunluluğunu kaldırın.
♦ Arkadaşlarımız hastalandığında hastaneye gidebilsinler. Hastaneye gittiklerinde primlerini kesmeyin.
♦ Haklı iş akdi feshini kullandığımızdan dolayı oluşan haklarımızı verin."

Direnişteki Hepsijet işçileri, kitle örgütlerine, sendikalara, siyasetçilere, hukuk örgütlerine, gazetecilere, kalbi emekten yana atan herkese şu çağrıyı yaptı: "Bizler 28 Temmuz Pazartesi günü saat 15.00'te direnişimizi devam ettireceğiz. Sonuç alana kadar direneceğiz, geri çekilmeyeceğiz. Bu süreçte yanımızda olun. Sesimize ses olun."