Koçyiğit iktidara seslendi: Failler ortada, gereğini yapın
Meclis'te gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kartalkaya katliamına işaret ederek, iktidara, " Sorumluları net, Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Bolu İl Özel İdaresi, otel işletmesi bu facianın, bu yangının birinci dereceden sorumlusu. Buyurun failler ortada, gereğini yapın" çağrısı yaptı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kartalkaya katliamında yaşamını yitirenler için başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Koçyiğit, önlem alması gereken, insanı yaşatma sorumluluğu olan iktidarın hiçbir şekilde bu sorumluluğu yerine getirmediğini söyledi.
İktidarın politikasının temelinde insan yaşamı değil rant ve talanın yer aldığını vurgulayan Koçyiğit, "O anlamıyla Bolu'daki meseleyi sadece bir yangın olarak değil bir sistem krizi, yönetememe olarak görmek gerekiyor. Bu krizin müsebbibin de halkın yaşamını, güvenliğini, sağlığını hiçbir şekilde gözetmeyen iktidarın olduğunu söylememiz gerekiyor" dedi.
'TEK ÖNCELİĞİ SERMAYE OLAN BİR SİSTEM İNŞA ETTİLER'
Oteli denetlemesi gereken Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın oteli pazarlamakla meşgul olduğuna işaret eden Koçyiğit, şöyle devam etti: "Bir turizm otel zinciri sahibi nasıl bir kamu hizmeti olan Kültür ve Turizm Bakanı koltuğunda oturabilir? Halkın en temel hakkı olan sağlık hakkının yürütüldüğü Sağlık Bakanlığı'nın başına nasıl hastane patronları getirilebilir? En temel hak olan kamusal eğitimin başına nasıl okul sahipleri oturtulabilir? Oturtuldu bu ülkede. Sorun bu, çürüme buradan başlıyor. Devleti şirketleştiren, kamu hizmetlerini tasfiye eden, bütün kamunun çalışmalarını ve hizmetlerini bir yük olarak gören, halkı sırtında yük olarak gören, tek önceliği sermaye, patronlar, yandaşlar ve kendi kesesi olan bir çürümüş sistem inşa ettiler. Bu sistemin altında bütün toplum kalıyor, bütün insanlar bu sistemin altında inim inim inliyorlar, yaşamlarını yitiriyorlar."
6 Şubat Maraş merkezli deprem katliamının yıldönümünün yaklaştığına işaret eden Koçyiğit, "O depremdeki insanların çaresizliğinin, beton binaların altında evlatlarını kaybeden annelerin, kardeşlerin gözyaşlarının tanığıyız. Tek bir müdür istifa etti mi, görevden alındı mı? Hayır. Herkes yerinde ve aklandı. Kader ve mukadderat denilerek işin içinden sıyrıldılar. Asrın felaketi dediler ellerini yıkadılar, köşelerine oturdular" dedi.
'TEŞVİK VERİRKEN İYİ, DENETLEME YAPARKEN GÖZ YUMULUYOR'
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kurdular, ortada denetim yok, parlamento işlevsiz. TMMOB'un yetkilerini, meslek odalarının yetkilerini tırpanladılar. Yangın yönetmeliği çıkararak gerçek anlamda belediyelerin yetkilerini tırpanladılar. Tam bir denetimsizlik içerisinde parasına para katan patronlar ordusu yarattılar" diyen Koçyiğit, bakanlığın 37 gün önce otelde denetim yaptığını ve "bir eksiklik yok" dendiğini hatırlattı.
"Çok açık ve net bir şekilde göz yumulmuş, iltimas geçilmiş. Aynı otelin teşvik üzerine teşvik aldığını görüyoruz. Teşvik verirken iyi denetleme yaparken göz yumuluyor, denetlenmiyor, görmezden geliniyor" diyen Koçyiğit, sonuç olarak 78 insanın katledildiğini, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.
'SORUMLULAR NET: BAKANLIK, İL MÜDÜRLÜĞÜ, İL ÖZEL İDARESİ'
AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in sözlerine işaret eden Koçyiğit, "Bütün failleri ve sorumluları açığa çıkaracağız demiş. Sayın Çelik'e çağrı yapıyoruz, çok uzakta aramanıza gerek yok. Aynı kabinede yan yana oturuyorsunuz. Aynı kabinede Turizm Bakanı ile yan yana oturuyorsunuz. Bilirkişi raporları ile açık ve net söyleyelim. Sorumluları net, Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Bolu İl Özel İdaresi, otel işletmesi bu facianın, bu yangının birinci dereceden sorumlusu. Buyurun failler ortada, gereğini yapın" dedi.
'TARİHİ FIRSATI DEĞERLENDİRMELİYİZ'
22 Ocak'ta DEM Parti heyetinin PKK lideri Abdullah Öcalan'la yaptığı 4 saatlik görüşmeye işaret eden Koçyiğit, Sayın Öcalan'ın meselenin çözümü açısından halihazırda bir şans olduğunu, takındığı tutum ve durduğu yerin Türkiye halkları, Ortadoğu halkları ve Kürt sorununun demokratik çözümünde önemli bir belirleyici olduğunun altını çizmemiz lazım. Kendisinin de ifade ettiği gibi bu sefer gerçekten bu sorunu çözmek gerekiyor. Bu şansı, bu tarihi fırsatı gerçekten değerlendirmek gerekiyor" dedi.
'HIZLA YASAL ÇERÇEVE OLUŞTURULMALI'
"Çözüm" tartışmalarının nihayete ermesi ve pozitif sonuçlanması için iktidarın pratik adımlara yoğunlaşması gerektiğini belirten Koçyiğit, "Hızlı bir şekilde yasal çerçeve için özellikle meclisin inisiyatif geliştirmesi ve bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiğini ifade edelim. Halihazırda tecrit koşuları devam ediyor. Sayın Öcalan'ın rolünü oynaması, Kürt sorununun demokratik çözümündeki bu tarihsel fırsatın ıskalanmaması için sayın Öcalan'ın çalışma koşullarının hızla düzeltilmesi, tecridin kalkması, sağlık, güvenlik ve özgürlüğü için hızla adımlar atılmalıdır" ifadelerini kullandı.
Bu meselenin sadece Kürt sorununa değil Türkiye'nin demokratikleşmesine ilişkin de olduğunu ifade eden Koçyiğit, "Halihazırda mecliste bulunan bütün siyasi partilerin ve meclis dışındaki siyasi partilerin ve toplumsal kesimlerin bu çözüm tartışmalarına omuz vermesine dair olan beklentimizi ifade edelim" dedi.
'İŞSİZLİK FONU SERMAYEYİ DESTEKLEME FONUNA DÖNÜŞTÜ'
Meclise gelen yeni torba yasaya işaret eden Koçyiğit, şöyle devam etti: "Gelen torba yasada işsizlik fonu ile ilgili bir düzenleme var. İşsizlik sigorta fonuna ilişkin bu düzenleme 2024 Ocak ve Aralık aylarında aylık 33,33 bin liralık sermayeye bir aktarım yapılıyor. Onlara asgari ücret desteği veriliyor. Bu anlamıyla işsizlik sigortası fonunun 99 yılında kurulduğunu hatırlatmak istiyorum. İşsiz kalan işçilere iş buluncaya kadar asgari geçim yardımı olduğunu ifade edelim ama bu fondan işçilerin yararlandırılmadığının, fonun sermayeyi destekleme fonuna dönüştüğünün altını çizelim. Şu ana kadar toplamda fondan yararlananlara baktığımızda sadece 2023'te işsiz kalan işçilere ödenen pay yüzde 18.5 iken patronlara yapılan destek ise yüzde 67. Yine DİSK'in yaptığı açıklamalara göre işsiz kalan işçilerin yüzde 87'si işsizlik fonundan faydalanamıyor. Adı işsizlik fonu olabilir, ama sermayeyi patronları destekleme fonu olarak ifade edersek yanlış olmaz."
'GÖZALTI VE TUTUKLAMALARI ASLA KABUL ETMİYORUZ'
Ezilenlerin Sosyalist Partisi'ne (ESP) dönük tutuklama saldırısına dikkat çeken Aktaş, şu ifadeleri kullandı: "Bu gözaltı ve tutuklamaları asla kabul etmiyoruz. Bugün tutuklanması gereken birileri varsa 78 canımızın yaşamına mal olan Grand Kartal Otelinin failleridir. Orada yangına yol verenler tutuklanmalıdır. Denetim görevini yerine getirmeyenler tutuklanmalıdır ama ne yazık ki kayyumu protesto eden, bu ülkedeki hukuksuzlukları protesto eden, demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir ülke için mücadele eden devrimciler, sosyalistler tutuklanıyor. Bununla da yetinilmiyor. Özgür basın çalışanları her gün hedef gösteriliyor, sizin gibi burada mesleki görevlerini yapan, halkın haber alma hakkı için 7/24 çalışan basın emekçileri, muhalif basın, özgür basın çalışanları gözaltına alınıp tutuklanıyor."
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Fırat Epözdemir'in tutuklanmasına da tepki gösteren Koçyiğit, "Tamamen İstanbul Barosu'nu kriminalize etmek ve seçimde alamadıkları, ikili baro yönetimiyle alamadıkları, bütün baskılara rağmen alamadıkları İstanbul Barosu'na operasyon çekmek için kumpas kurmuş durumdalar. Kumpası işletmeye devam etmek istiyorlar. Bunun üzerinden de her gün adliyede adalet mücadelesi veren bir avukat arkadaşımızı da gözaltına alıp tutukladılar. Sayın Fırat Epözdemir'in tutuklanma gerekçesinde özellikle HDK ibaresi dikkat çekici. HDK'nin Eş Sözcülüğünü yapmış biri olarak şunu ifade edeyim. HDK içerisinde bir çok siyasi partinin ve derneğin bulunduğu bir yapıdır. Hem yasaldır, hem meşrudur, hem hukukidir. O anlamıyla HDK'nin krimalize edilmesi, hedef gösterilmesi ve onun üzerinden de bazı kurumlara operasyon çekilmesini de asla kabul etmiyoruz" dedi.