6 Temmuz 2025 Pazar

Öğretmenler Ankara ve İstanbul'dan seslendi: Emeğimizin, onurumuzun ve geleceğimizin takipçisiyiz

Büyük Öğretmen Yürüyüşü sonucunda görüşmeler sürerken Öğretmen Sendikası üyesi eğitim emekçileri, öğretmenin emeğini sömüren özel eğitim kurumları önünde açıklamalarını sürdürüyor. 

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası'nın (Öğretmen Sendikası) özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin gasp edilmek için hakları sürüyor. 25 Haziran'da İstanbul'dan Ankara'ya Büyük Öğretmen Yürüyüşü başlatan ve 1 Temmuz'dan itibaren de Ankara'da nöbette olan eğitim emekçileri, Ankara ve İstanbul'da eğitim emekçilerinin emeğini sömüren özel eğitim kurumları önünde eylemlerine devam ediyor.

ANKARA'DA YENİMAHALLE AÇI KOLEJİ ÖNÜNDE EYLEM
Özel Sektör Öğretmenler Sendikası, öğretmen emeğinin sistematik biçimde sömürüldüğü, haklarının gasp edildiği ve hukuksuzluğun dayatıldığı gerekçesiyle Ankara'da bulunan Yenimahalle Açı Koleji önünde basın açıklaması yaptı.

"Emeğe Bakış Açı'nızı Değiştirin" yazılı pankartın açıldığı eylemde, "Öğretmenler haklarını istiyor", "Belirli, süreli iş sözleşmelerine son", "Toplu sözleşme ve grev hakkı istiyoruz" dövizleri taşındı. 

'ÖĞRETMENLER İSTİFAYA ZORLANIYOR'
Açı Okulları'nın iddialı büyük laflarının ardında saklanan çürümüş düzeni ifşa etmek için toplandıklarını belirten öğretmenler, yaptıkları basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Açı Okulları bünyesinde çalışan yaklaşık 70 meslektaşımız, kıdem tazminatları ödenmemek için istifaya zorlanmaktadır. Yıllarca belirli süreli sözleşmelerle çalıştırılan bu öğretmenler, tek bir imzayla sessizce kurumdan uzaklaştırılmak istenmektedir. Bu uygulama, öğretmen emeğini yok sayan sömürü zincirinin açık ve somut bir halkasıdır. Kıdem tazminatı yalnızca yasal bir hak değil, aynı zamanda öğretmenin yıllarca verdiği emeğin birikimidir. Bu hakkın 'uzlaşma' adı altında gasp edilmek istenmesi açıkça suçtur. 'Uzlaşma' adıyla öğretmenlere sunulan her belge, baskı ve tehdidin ürünüdür."

'AÇI OKULLARINA SESLENİYORUZ'
Öğretmenlere kıdem tazminatı vermemek için yönetimin öğretmenleri istifaya zorladığına dikkat çeken öğretmenler Açı Okulları yönetimine şöyle seslendi: "İstifaya zorlama suçtur. Kıdem tazminatı hakkı gasp edilemez. Öğretmenin onuru pazarlık konusu yapılamaz. Açı Okulları'nda yaşananlar sadece bu kuruma özgü değildir. Türkiye genelinde özel okul öğretmenlerinin maruz kaldığı sömürü düzeninin bir yansımasıdır."

'BU YÜRÜYÜŞÜN TALEPLERİ AÇIKTIR'
Bu düzeni teşhir etmek için Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak İstanbul'dan Ankara'ya günlerce yürüdüklerini belirten öğretmenler yaptıkları açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Her ilde belgeleri, tanıklıkları ve delilleri toplayarak yürüdük. Ve şimdi Ankara'dayız. Mücadelemiz devam ediyor. Bu yürüyüşün talepleri açıktır: Taban maaş hakkı, belirsiz süreli iş sözleşmesi, eğitim iş koluna geçiş. Bu talepler hâlâ karşılanmadı. Milli Eğitim komisyonun toplanmasını ve taleplerimize somut yanıt verilmesini bekliyoruz. Ancak bu süreçte yaşananlar, sorunun ne kadar acil ve derin olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bugün burada bulunmamızın sebebi, Açı Okulları'nda görev yapan öğretmenlerin kıdem tazminatı haklarından istifa baskısıyla mahrum bırakılmak istenmesidir. Bugün burada yalnızca Açı Okulları'ndaki öğretmenler için değil, tüm özel sektör öğretmenleri adına ses çıkarıyoruz. Emeğimizin, onurumuzun ve geleceğimizin takipçisiyiz."

İSTANBUL
İstanbul'da Doğa Koleji Genel Merkezi önünde açıklama yapan eğitim emekçileri, "Sömürü 'Doğa'nızda var" pankartı açtı, "Öğretmenler birlikte güçlü", Patronlara değil öğretmenlere güvence" ve "Yaşasın Öğretmen Sendikamız" sloganları attı. 

'SES YÜKSELTİYORUZ'
Basın metnini okuyan Öğretmen Sendikası İstanbul İl Meclisi üyesi Feyyaz Dinçer, "Bugün burada yalnızca Doğa Koleji'ne değil; bu düzenin tamamına, özel eğitim sektöründe köleleştirilmiş binlerce öğretmene 'sus' diyen sermayeye, 'dayan' diyen patronlara ve 'seyret' diyen Milli Eğitim Bakanlığına karşı ses yükseltiyoruz" dedi. 

'DOĞA KOLEJİ SÖMÜRÜNÜN EN ÖRGÜTLÜ YAŞANDIĞI YERDİR'
Doğa Koleji'nin yalnızca bir okul olmadığını dile getiren Dinçer, "Doğa Koleji, öğretmen emeği üzerinden büyüyen karanlık bir sermaye düzeninin kurumsal adıdır. Türkiye'de öğretmen sömürüsünün en örgütlü, en soğukkanlı ve en pervasız örneklerinden biridir. 2005'te kurulan bu kurum, kısa sürede küresel fonlarla semirdi, ardından inşaat şirketlerinin, son olarak da medya, enerji, sağlık, yayıncılık gibi onlarca sektörde faaliyet gösteren Can Holding'in eline geçti. Bugün Doğa Koleji, bu holdingin eğitim sektöründeki kâr merkezidir. Ve o kar, öğretmenlerin alın terinden, gecesi gündüzüne karışmış emeğinden, ödenmeyen maaşlarından, gasbedilen tazminatlarından, açlık sınırının altında verilen ücretlerden yaratılmaktadır" ifadelerini kullandı. 

DOĞA KOLEJİ'NDE NELER YAŞANDI
Doğa Koleji'nde öğretmenlere bordro ve sözleşme gösterilmediğini, sigorta oyunlarıyla brüt ücretlerin gasp edildiğini, ek dersler, doldurma dersler ve mesailerin eksik ödendiğini, mahkeme kararlarının yok sayıldığını, hakkını arayan öğretmenlerin yıllarca oyalandığını, "diplomanı yakarız, tutanak tutarız, sözleşmede görüşürüz" denerek öğretmenlerin tehdit edildiğini, sendikalı öğretmenlerin ikna odalarına alındığını, bölge koordinatörünün öğretmenlere hakaret ettiğini, okullarda öğretmenlere bir bardak suyun, çayın bile çok görüldüğünü, hakkını arayan, sendikalı olan öğretmenin işine son verildiğini vurgulayan Dinçer, bu nedenle susmadıklarını ve mücadele ettiklerini kaydetti. 

'BİZ BU TALEPLERİN TAMAMINI ALACAĞIZ'
Dinçer, taban maaş hakkı, TİS ve grev hakkı için Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolunun kurulması, tam sigorta ve güvenceli çalışma, kurum için baskı, mobbing ve tehdidin son bulması taleplerini hatırlattı ve ekledi: "Bugün burada yaşadığımız her şey, işte bu taleplerimizin karşılanmaması yüzündendir. Ve buradan herkese ilan ediyoruz: Biz bu taleplerin tamamını alacağız."