Sivas Surp Minas Kilisesi harabeye çevrildi

Sivas'ta 13. yüzyılda inşa edilen Surp Minas Ermeni Kilisesi, definecilerin kazılarında harabeye dönüştürüldü. Bir süre cami olarak kullanılan kilisenin mezarlık bölümündeki mezarlarda bulunan kemikleri bile çıkardılar.
Sivas'ın Zara ilçesinde, 13. yüzyılda inşa edilen Surp Minas Ermeni Kilisesi (Սուրբ Մինաս) "hazine var" iddiaları ile defalarca kez kazılarak tahrip edildi. Agos Gazetesi'nde yer alan habere göre, kilise mezarlığı kazılarla yok edilirken, insan kemikleri etrafa dağıldı.
Kızılırmak (Alis) kayalıkları üzerinde yer alan kilise, eski Ermeni yerleşimi Alakilise (Müslümabat) köyünde bulunuyor. Kazılar nedeniyle harabeye dönen yapı, Türkiye Kültür Envanteri'nde yer alıyor.
Hrant Dink Vakfı'nın "Sivas araştırması ve saha çalışması"na göre, kilise, yeni cami inşa edilene kadar köylüler tarafından cami olarak kullanıldı, sonrasında kültürel miras olarak tescillendi. Güvenlik gerekçesi nedeniyle ismini vermek istemeyen bir Agos okuru, çektiği fotoğrafları gazeteyle paylaşarak şu bilgileri verdi:
"Köyün eski ismi Alakilise olduğu için orada bir kilise olduğunu biliyorduk. Kötü bir durumda olduğunu tahmin ediyorduk. Çünkü Sivas'taki bir sürü kilisenin harap durumda olduğunu gördük. Çok yakın bir tarihte kiliseyi görmek için bir grup oluşturup köye gitmeye karar verdik. Kilisenin etrafında ve ön tarafında güvenlik kameraları vardı. Bina harap olmuş durumdaydı. Kilisenin çeşitli yerlerinde kazılar yapılmış. Ön tarafında nehre bakan bir kısım var ve oranın mezarlık olarak tescilli olduğunu Hrant Dink Vakfı'nın sayfasından görmüştüm.
"Kiliseden biraz aşağıya doğru indiğimiz zaman, genişçe bir alanda ortaya saçılmış kemikler olduğunu gördük. Kilisenin yakınında da evler ve yine kiliseyi gören güvenlik kameraları vardı. İddialara göre köylüler kameraları kendileri taktırmış.
MEZARLIKTAKİ KEMİKLER ÇIKARTILMIŞ
"Daha sonra biz, 'Bu kemikler neden böyle ortaya saçılmış. Neden böyle bir durum var?' diye sorduk. Önce, bu kemiklerin hayvan kemiği olduğunu söylediler. Ancak grubumuzda bir sağlık çalışanı vardı ve 'Hayır, onlar insan kemiği' şeklinde karşılık verdi. Bunun üzerine de, 'Evet, insan kemiği ama burası birinin tapulu arazisi. Ev yapacaktı ama sonradan kemikler çıkınca vazgeçti' yanıtını verdiler.
"Kemikler genişçe bir alana saçılmıştı. 300-400 metrekarelik bir alanı da talan etmişler. Kiliselerin etrafında mezarlık alanları olduğunu biliyoruz. Ama oranın mezarlık olarak tescilli olduğunu bilmiyorduk. Hrant Dink Vakfı'nın sayfasında da bu bilgiyi görünce, bilinçli olarak bu tahribatın yapıldığını düşündük. Üstelik güvenlik kamerası da bu durumu görüyor ve herkesin bundan haberi var.
KİLİSEYİ CAMİ OLARAK KULLANMIŞLAR
"Şimdiye kadar ayakta kalmasının sebebi de, bir süre cami olarak kullanılmış olması. Bu yüzden yapı tamamen çökertilmemiş. Kültür Envanteri'ne bakıldığında, Sivas'ın pek çok yerinde kilise görünüyor. Ama köylüler, 'Altın gömüp gittiler' diye harap etmişler bu kiliseleri. Muhtemelen Surp Minas da aynı duruma gelecekti. Bu yüzden cami olarak kullanmışlar. Yeni bir cami yapıldıktan sonra oraya geçmişler. Ama her gelen Surp Minas'a bir kazma vurmuş. Kilisenin zemini delik deşik. Cami olarak kullandıklarında birçok yeri kazıp izleri kapatmışlar.
"Kiliseyi gezdiğimizde birkaç taş işçiliği ve girişte haça benzer bir sembol vardı. Ermeni alfabesiyle yazılmış kitabeye benzer bir yazı ile tarih ve Surp Minas yazısı da vardı. Bunun dışında da bir iz kalmamıştı. Etrafa saçılan kemiklerin görüntüsü oldukça kötüydü. Bu tahribata karşı bir şeyler yapılmasını umut ediyoruz."