26 Nisan 2025 Cumartesi

4 kentte kayıplar için adalet çağrısı

İHD ve kayıp yakınları, Batman, Diyarbakır, Hakkari ve İzmir'de kayıplar için yan yana geldi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, Batman, Diyarbakır, Hakkari ve İzmir'de kayıpların bulunması ve adaletin sağlanması talebiyle yan yana geldi.

BATMAN
İHD Batman Şubesi ve kayıp yakınları, 682. hafta eyleminde Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde yan yana geldi. Eylemde, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartı ve kayıpların fotoğrafı taşındı.

Basın metnini okuyan İHD Şube Sekreteri Rezan Baytar, 14 Nisan 1995'de Diyarbakır'da gözaltında kaybedilen Ali İhsan Dağlı'nın hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

Ali İhsan Dağlı'nın 14 Nisan 1995'de Diyarbakır'ın Silvan ilçesi Eşme köyünde gözaltına alındığını belirten ve Dağlı gözaltına alınırken görenlerin tanıklık yaptığını belirten Baytar, "Hatta gözaltındayken çekilen fotoğrafları gazetelerde yayınlandı ama İnsan Hakları Derneği ve ailesinin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı" dedi.

İç yargı yolları tükenince Dağlı ailesinin AİHM'e başvurduğunu dile getiren Baytar, şöyle devam etti: "AİHM'in Mayıs 2007'de oy birliğiyle Türkiye'yi mahkum ettiği kararında, yaralı ele geçen Dağlı'nın askeri araca bildirildikten sonra gözlerinin bağlandığı, kendisine askeri doktor tarafından tıbbi müdahale yapılarak İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğü, operasyonda görev yapan Piyade Er B.G.'nin, Dağlı'nın gizlice fotoğraflarını çektiği ve bu fotoğrafların merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Merkezi'ne gönderildiği belirtildi. Ayrıca kararda Dağlı'nın gözaltında kaybolduğu operasyonu dönemin Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı'nın yönettiği de belirtildi."

Tüm kayıp vakalarında olduğu gibi Ali İhsan Dağlı'yı kaybedenlerin de korunduğunu ifade eden Baytar, "Kayıplarımızın akıbetini sorgularken, onlara dair bir izi bulunmadan, hakikatler ortaya çıkarılmadan ve adalet sağlanmadan bu mücadeleden asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz" dedi.

DİYARBAKIR
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 846. haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yan yana geldi. Eylemde, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları ve "Failler belli, kayıplar nerede", "Devlet arşivleri aç, failleri yargıla" ve "İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı olmaz" dövizleri taşındı. 

Bu haftaki eylemde, Ermeni Soykırımı'nın 110'uncu yılı vesilesiyle şair Taniel Varujan şahsında kaybettirilen Ermeni aydınların failleri soruldu.

Taniel Varujan'ın hikayesini kamuoyuyla paylaşan Ali İhsan Demirtaş, "24 Nisan 1915'te, İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Paşa'nın emriyle başlatılan operasyonlarda, 250 İstanbullu Ermeni aydın evlerinden 'Bir saat içinde döneceksiniz' denilerek gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar önce karakollara sonra Sultanahmet'teki Merkez Cezaevi'ne götürüldü. Bir gün sonra kendilerine hiçbir bilgi verilmeden Haydarpaşa'dan özel bir trenle Ankara'ya sevk edildi. 158 kişilik grup Çankırı'ya, 92 kişilik grup Ayaş'a götürüldü. Gözetim altında bulunan bu insanlardan 174'ü jandarma ve polis gözetimindeyken ıssız vadi ve ormanlarda vahşice öldürüldü. Bedenleri açıkta bırakıldı. Bir mezar taşları bile olmadı. Bunlardan biri de Taniel Varujan'dı" dedi.

Varujan, 24 Nisan 1915 gecesi Pangaltı Nalbant Sokak'ta bulunan Karavela Apartmanındaki evinden gözaltına alındı. 25 Nisan 1915 de Çankırı'ya sevk edilenlerin arasında o da vardı.  26 Ağustos 1915 tarihinde Varujan 4 arkadaşı ile birlikte,  Ayaşa'ta hapishanede tutulan diğer Ermeni aydınların yanına götürülecekleri söylenerek, polis ve asker gözetiminde bir konvoyla Çankırı'dan yola çıkarıldı. Ankara'nın Kalecik' e bağlı Tüney Köyü yakınlarına ulaşan konvoya önceden organize edilmiş bir çete saldırdı. Onları korumakla görevli jandarma ve polis saldırıyı seyretmekle yetindi. Varujan ve dört arkadaşını vahşice öldürüldü."

"Ermeni halkının yaşadığı büyük acıyı, soykırımı tanıyor ve anıyoruz" diyen Fırat, geçmişle yüzleşmenin, geleceği inşa etmenin ilk adımı olduğunu vurguladı.

Açıklama oturma eylemiyle son buldu.

HAKKARİ
İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 172. haftasında Yüksekova ilçesindeki Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme çok sayıda kişi katıldı.

Ozan Akbaş, 25 Nisan 2000'de katledilen Welat, İsmail ve Sibel Şedal'ın hikayesini kamuoyuyla paylaştı. "25 Nisan 2000'de gece boyu süren mahalle ablukasında fiili bir sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Ertesi sabah ablukanın kalkması ile mahalle sakinleri ihtiyaçlarını giderebilmek için evlerinden çıkmaya başladı. 26 Nisan günü evden dışarı çıkan Sibel ve Welat kardeşleri ve kuzenleri ile bölge polis kontrol noktasının hemen yanı başında oyun oynamaya başladı. Saat 13.00 sularında oyun oynayan Sibel, Azat, Fırat ve kuzenleri olan Welat ile İsmail oyun oynadıkları alandan mahalleye doğru yürümeye başladı ve akabinde bir patlama sesi geldi. İsmail ve Welat Şedal olay yerinde, Sibel Şedal ise kaldırıldığı Yüksekova Devlet Hastanesinde hayatlarını kaybetti" diyen Akbaş, ambulansın olay yerine girişine 2 saat boyunca izin verilmediğini söyledi.

Ambulansın engellenmesiyle ağır yaralı çocukların özel bir aracın kasasına konularak hastaneye götürüldüğünü dile getiren Akbaş, "Dönemin valisi aile ile iletişim kurarak çocukların henüz küçük olduğu bahisle şikayetçi olmamaları konusunda ailelere bildirimde bulundu. Şedal ailesinin ısrarlı hak arama mücadelesi Yüksekova savcılığının vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sekteye uğratıldı. Bombanın türü, menşei, zimmet durumunun hangi kolluk görevlisine ait olduğu hiçbir zaman açıklanmadı. Yapılan tüm başvurular reddedildi. Yargı erki çocukların yaşam haklarının ihlal edildiği bahisle tazminat yoluna gitti. Sibel, Welat ve İsmail Şedal'ın akıbeti yargı eli ile faili meçhul bırakıldı" ifadelerini kullandı.

İZMİR
İHD İzmir Şubesi, Konak eski Sümerbank önünde yan yana geldi. Eylemde, "Kayıplar vicdandır, sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartları açıldı. Bu hafta 24 Nisan 1915'te başlayan Ermeni Soykırımı'na dikkat çekildi.

İHD İzmir Şube Yöneticisi Caner Canlı, Ermeni Soykırımı ile yüzleşilmediğine işaret ederek, inkar edilen suçun devam ettiğini ve yeni insanlık suçlarına zemin hazırladığını ifade etti. Canlı, Ermeni halkına yönelik işlenen insanlık suçuyla yüzleşme çağrısı yaptı.

Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.