Aydoğan: Çözüm için adım atması gereken artık AKP'dir

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısını değerlendiren HDP eski milletvekili Nursel Aydoğan, "Kürt sorununun çözümünü siyasal, hukuki zemine çekmek ve talep edilenleri yapmak artık iktidarın sorumluğundadır" dedi. İmralı'daki tecridin kaldırılması, Kürtlerin haklarının anayasal güvenceye alınması için Meclisin bir an önce toplanması gerektiğini ifade eden Aydoğan, bundan sonra AKP'nin adım atması gerektiğini ifade etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili Nursel Aydoğan, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısını Özgür TV'ye değerlendirdi.
Öcalan'ın açıklamalarını "tarihi" olarak değerlendiren Aydoğan, Kürt halkı ve dostlarının uzun zamandır bu günü beklediğini belirtti. "Barışa ve Kürt sorununun çözümünde sayın Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine bir opsiyon tanıdı. Bu zamana kadar iktidar cephesinden gelen açıklamalar silahın olduğu yerde demokrasiden bahsedilemeyeceği ve PKK'nin silahları devre dışı bıraktığı koşullarda Kürt sorununun konuşulabileceği ve sorunun çözüm yollarının aranabileceği yönündeydi" diyen Aydoğan, Öcalan'ın bu açıklama ile ikitdara Kürt sorununun çözümünde alan açtığını kaydetti.
'SORUMLULUK AKP'DE'
Öcalan'ın mesajını yorumlayan Aydoğan, mesajın şu anlama geldiğini ifade etti: "Maden sizin bu sorunu çözme ve Türkiye demokrasisini geliştirme, Türkiye'yi demokratik cumhuriyetle taçlandırma amacınız var, biz de aynı şeyleri istiyoruz. Kürt sorununun çözümünü, barışı ve demokratik cumhuriyete ulaşmayı istiyoruz. Buyurun gereğini yapın." Sırrı Süreyya Önder'in ilettiği Öcalan'ın "Ben üzerime düşeni yaptım. Bu metni sizinle gönderiyorum. Siz bütün Türkiye kamuoyuna okursunuz. Ama bundan sonra gerekeni yapması gereken iktidardır. Yani bu meseleyi siyasal, hukuki zemine çekmek ve talep edilenleri yapmak artık iktidarın sorumluğundadır" notuna da dikkat çeken Aydoğan, "Bana göre işin özeti Sırrı Süreyya'nın yaptığı değerlendirmeydi" dedi.
'AKP DAHA OLUMLU BİR AÇIKLAMA YAPABİLİRDİ'
"Artık sıra iktidarda. Sayın Öcalan, zorlanarak da olsa barışa ve çözüme bir kapı aralamak düşüncesi ile bu çağrıyı yaptı. 'Bütün sorumluluğu ben alıyorum' diyerek PKK'ye hem silah bırakma hem de örgütü feshetme çağrısı yaptı" diyen Aydoğan, Efkan Ala'nın sözlerini de değerlendirdi.
Öcalan'ın çağrısının Türkiye devletinin 50 yıldır beklediği bir çağrı olduğunun altını çizen Aydoğan, "İktidarın ilk elden verdiği cevap buna uygun değil. Hala 'terör örgütü' kavramları kullanılıyor. Dil değişmiyor. Bu çağrının hemen akabinde Efkan Ala, 'Eğer örgüt bu çağrıyı değerlendirip silah bırakırsa Türkiye kendini ağır bir yükten kurtarmış olur' diyor. Daha iyi bir değerlendirme yapabilirdi. Bu çağrı yapılmadan önce, PKK yetkilileri önderliklerinin yapacağı çağrıya uyacaklarını söylediler. Bunlar biline biline bu açıklamanın yapılması doğru değildi. Efkan Ala, bu çağrıyı daha olumluyan bir açıklama yapabilirdi" dedi.
'AKP HALA SORUNDAN NEMALANMAYA ÇALIŞIYOR'
Ala'nın "Erdoğan'ın ve Bahçeli'nin istediği açıklamayı yaptı. Silahların gömülecek olması ve PKK'nin feshi artık bu ülkede insanların yaşamını yitirmesine yol açmayacak" diyebileceğini ama tercih etmediğini kaydeden Aydoğan, DEVA Partisinden gelen "tarihi bir açıklama" değerlendirmelerinin daha olumlu olduğunu ifade etti. "AKP'nin, bunu tarihi bir açıklama olarak değerlendirmesi gerekirdi. PKK ile savaşan ve iktidarda olan onlar. Ama hala iç siyasete, kendi tabanına ve başka çevrelere mesaj vermeye çalışıyor. Burada sorunun çözümüne odaklanmaya değil de sorunun çözümünden nemalanmaya çalışıyor" diyen Aydoğan, Kürt sorununun çözülmesi durumunda Türkiye'nin hem ekonomik hem de siyasal olarak daha rahat bir sürece gireceğini vurguladı. "Sorunun çözümü ile demokrasinin kriterlerinin de değişeceğinden demokratik bir ülkede hep birlikte yaşayacağız" diyen Aydoğan, CHP'nin olağanüstü MYK toplamasını da olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.
'TECRİT KALKMALI'
Bundan sonraki sürece ilişkin neler yapılması gerektiğine değinen Aydoğan, "Sayın Öcalan'ın tecrit ortamından çıkarılması gerekir. İmralı'da veya başka bir yerde ev veya benzer bir ortama çıkarılması gerekir" dedi. Öcalan'ın "2013-2015 sürecinden çıkarttığımız dersler paralelinde sanatçılarla, aydınlarla, gazetecilerle konuşmak gerekir. Bunlar paralelinde bu süreci toplumsallaşmamız gerekir. Ben bu çevrelerle görüşmek istiyorum" dediğini belirten Aydoğan, siyasi partilerin görevlendirdiği kişilerden veya meclisteki milletvekillerinden oluşacak kişilerle bunun sağlanabileceğini söyledi.
'ÖCALAN'IN ÖRGÜTÜNÜ İKNA ETMEK İÇİN KOŞULLARI OLUŞTURULMALI'
Öcalan'ın çalışma koşullarının düzeltilmesinin ve İmralı'da tecritte olan diğer iki tutsak PKK'li ile daha özgür ve istediği kişilere ulaşacağı bir ortamda olmasının önemine vurgu yapan Aydoğan, "Kandil'de fesih işleminin yapılması için kongrenin toplanması gerekiyor. Canlı yayın üzerinden veya çeşitli yol ve yöntemlerle oradaki toplantıya katılabilmeli ki örgütünü orada ikna etmelidir, ikna olmayanlar veya tereddüdü olanlar varsa tabi" dedi.
'KOLEKTİF HAKLAR TANINMALI'
Atılması gereken ikinci adımın "demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması" olduğunu belirten Aydoğan, "Hukuki boyut Kürtlerin halk olmaktan kaynaklanan hak ve özgürlüklerinin verilmesi ve Türkiye'nin demokratikleşmesi ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması. Cezaevlerinin boşaltılması. Yasal düzenlemeler yapılarak hukuki sürecin başlaması. Cezaevlerine yönelik düzenlemenin başında umut hakkı geliyor. Öncelikle umut hakkıyla ilgili bir yasal düzenleme yapılmalı" diye kaydeti.
'ANAYASA DEĞİŞİMİ İÇİN HAZIRLIKLAR BAŞLAMALI'
"Anayasal hazırlığın da başlaması gerekir. Bunların yapılması için de önce mecliste bu işe evet diyen milletvekillerinden oluşan bir komisyon kurulmalı. Bu komisyon bu işlerin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğine dair bir yol haritası çıkarmalı. Anayasadaki 'Herkes Türk'tür' maddesinin çıkarılarak yerine demokratik ulus tanımının yapılması, anadilde eğitim hakkını sağlayacak şekilde 'devletin resmi dili Türkçe'dir' şeklinde tanımlanarak yeni Anayasa'ya girişi, yerel yönetimin güçlendirilmesi ile ilgili değişiklikler yapılmalı. Bunlar yapılırsa zaten Kürt sorunun çözümü de sağlanmış olacak" diyen Aydoğan, bundan sonra AKP'nin adım atması gerektiğini vurguladı.
'ÇAĞRI ROJAVA'YI KAPSAMIYOR'
KDP ve YNK başta olmak üzere Ortadoğu'da yapılan görüşmelerin olumlu geçtiğine işaret eden Aydoğan, "Dört parça Kürdistan'ın en büyük parçası Türkiye'de. Türkiye'deki Kürt sorunun demokratik, siyasal zeminde çözülmesi, şüphesiz diğer parçaları da etkileyecektir" dedi. Öcalan'ın "Ben böyle bir çağrı yaptım iktidara. Ama her şeyi de iktidardan beklemeyeceğiz, sürecin en fazla sahipleneni ve mücadele edeni olacağız" dediğini hatırlatan Aydoğan, Öcalan'ın bundan sonraki süreci silahlı mücadele değil, demokratik mücadele süreci olarak tanımladığını kaydetti. DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayyip Temel'in "Sayın Öcalan'ın bu metni sadece Türkiye'yi ilgilendirmekte. Kürdistan'ın diğer parçalarını kapsamamaktadır" dediğini hatırlatan Aydoğan, "'Silah bırakma çağrısı Rojava'yı, İran'daki PJAK'ı kapsamamaktadır' diyerek açıklık getirdi. Demek ki sayın Öcalan, görüşmelerde bu şekilde belirtmiş. Ama inancım odur ki, siyasi hakları tanınırsa Rojava'da da yaşayan diğer halkların eşit ve özgür yaşama imkanı yaratılırsa fiili mücadeleyi bırakabilirler. Siyasi mücadeleye askeri güçlerini koruyarak devam edebilirler. Mazlum Abdi'nin de açıklamaları var. Siyasi hakları tanınmadığı sürece askeri güçlerini dağıtmayacaklarına dair."
'MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Aydoğan, "İktidar üzerine düşeni yapmazsa biz de demokratik düzlemde eylemlerimize devam edeceğiz ve iktidarı bu konuda zorlayacağız" diyerek, sürecin daha hızlı ilerlemesi için demokratik mücadelenin önemli olduğunu vurguladı.