Bakırhan: Çözüm olacaksa biz sağlayacağız
Yöre Dernekleri Federasyonu buluşmasında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Çözüm olacaksa biz sağlayacağız. Barış olacaksa biz katılırsak olacak. Haklarımızı alacaksak biz güçlü olursak alacağız" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve beraberindeki heyet siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerine gerçekleştirdikleri ziyaretler kapsamında Beşiktaş'ta bulunan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Merkezinde DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve heyetiyle bir araya geldi.
DEM Parti heyetinde Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz, PM üyesi Aylin Hacaloğlu ve Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan da yer aldı.
DİSK'le yapılan görüşmenin ardından DEM Parti heyeti Yöre Dernekleri Federasyonu ile bir araya geldi. Buluşmaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da katıldı.
Buluşmada konuşan Tuncer Bakırhan, Halepçe ve Beyazıt katliamlarında yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başladı. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısından bu yana siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve toplumun örgütlü dinamiklerinin tamamını dolaştıklarını ifade eden Bakırhan, "Çünkü bu sürecin sahibi sizlersiniz. Bugün barışı mümkün hale getiren burada oturan siz değerli arkadaşlarımızdır, sizin emeğiniz ve örgütlülüğünüzdür. Türkiye'de barışı tartışmak mümkün değildi. 40-50 yıllık zulüm ve baskı altında kalan halklar olarak dayanışarak, bütün antidemokratik uygulamalara rağmen kimliğinize, onurunuza, mücadelenize sahip çıktığınız için barış bugün tartışılıyor" dedi.
'BU BİR YENME VE YENİLME ÇAĞRISI DEĞİL'
Kürt halkının yarattığı mücadeleyle tüm dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Bakırhan, Öcalan'ın selamlarını iletti. Öcalan'ın süreci değerlendirirken, "Bu bir yenme ve yenilme çağrısı değil" dediğini aktaran Bakırhan, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan ciddi bir şekilde bu sürece yaklaşıyor. Barış ve demokratik toplum çağrısı yaparken aynen şunu söyledi. Biz kendisine bazı sorular sorduğumuzda dedi ki 'sanırım siz beni tam olarak anlamıyorsunuz. Ben Edirne'den Kars'a demokrasi diyorum. Ben sadece Diyarbakır, Siirt, Mardin, Kürdistan'da Kürtlere değil İstanbul'da Tekirdağ'da, Adana'da, Mersin'de yaşayan Kürtlerin ve diğer halkların ve inançların da eşit yurttaş olduğu, kendi dilleri ve kimlikleriyle onurlu bir yaşam sürecekleri demokratik toplum öneriyorum' dedi. 'Demokratikleşme öneriyorum, demokrasi öneriyorum. Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünü öneriyorum. Benim demokratik toplumumda kadın da var, Kürt de var, Alevi de var, ötekileştirilen, yok sayılan bütün halklar ve inançlar da var.' Sadece bir bölgeyle sınırlı bir talep değil bu. Ki ne kadar doğru söylediğini bugün bu salondan görüyoruz."
'ÖCALAN'IN ÇAĞRISI TÜM EZİLENLEREDİR'
Öcalan'ın çağrısının bölgeye sıkışan bir çağrı olmadığının altını çizen Bakırhan, "Sayın Öcalan Selahattin Eyyübi'den günümüze kadar ötekinin olmadığı, herkesin eşit olduğu, insanca yaşadığı, dilinden, kimliğinden dolayı dışlanmadığı bir sistem öneriyor. Selahattin Eyyübi'yi güncelleyerek aslında hem bize hem Türkiye halklarına önemli bir zemin ve fırsat sunuyor. Bunun için bu çağrı sadece Kürtlere değil, ezilene, sömürülene, alın terini alamayana, sokakta katledilen kadına, aş iş bulamadığı için göçmek, yurtdışına çıkmak zorunda kalan gençlere, sürgünde olanlara, cezaevinde olanlara, ötekileştirilenlere, herkesedir" dedi.
"Sayın Öcalan'ın demokratik toplum önerisi bir arada yaşamanın rotasıdır. Bu rota bizim pusulamızdır, rotası demokratik toplum olan, rotası sayın Öcalan olan bir halk en fırtınalı denizlerde, en karanlık gecede bile yolunu bulur. Biz de bulacağız, ne kadar onur duysak azdır. Selahattin Eyyübilerden günümüze kadar öteki yaratmayan, öteki yapmayan, ötekileştirmeyen bir geçmişin devamcılarıyız, çocuklarıyız" diyen Bakırhan, bu çağrıyla mücadelenin bitmediğini, aracının değiştiğini kaydetti.
'ÇÖZÜM OLACAKSA BİZ SAĞLAYACAĞIZ'
İnsanların kafalarındaki soru işaretlerine dikkat çeken Bakırhan, şu ifadeleri kullandı: "Karşındakinin yanlış olmasının, ne düşündüğünün bir önemi yoktur. Biz zaten karşıdakinin ne düşündüğüne baksaydık şimdi hepimiz tekiz Türküz diyor olacaktık. Biz kendimize güveniyoruz, vicdanımıza güveniyoruz. Selahattin Eyyübilerle başlayan Öcalanlarla devam eden, ötekilerin olmadığı bir fikriyata, paradigmaya güveniyoruz. Yanlış yapanlar değişecek. 21'inci yüzyılda değişmeyenlerin, yanlışını, eksiğini, tekçiliğini, mezhepçiliğini dayatanların kaybettiği bir dünyada yaşıyoruz. Artık ötekileştirme, öte sayma ve yok saymanın son merhalesindeyiz. Samimiler mi bakacağız, biz kimsenin niyetini okuyacak bir duruma sahip değiliz. Sayın Öcalan çağrısını yaptı mı, yaptı. Ben demokraside, Kürtlerin demokratik haklarında buluşmaya, bu meseleyi tartışmaya varım dedim mi, dedi Bunun gereklerini yapacak olan artık bu ülkeyi yönetenlerdir. En önce Sayın Öcalan'ın 12 metrekarelik hücredeki yaşam ve iletişim koşullarının sağlanmasını lazım."
Bakırhan, "Bu mesele İmralı'da görüşülüp bitecek bir mesele değil. Çözüm olacaksa biz sağlayacağız. Barış olacaksa biz katılırsak olacak. Haklarımızı alacaksak biz güçlü olursak alacağız. Örgütü güçlü olmayan, yönetimi güçlü olmayan, ittifakı güçlü olmayan, bir arada olmayan, birlikte olmayan bir halkın kazanımları da kendi gücü kadar olur. Bizim güçlü olmamamız için hiçbir sebep yok. Biz Türkiye'nin en büyük zeminine sahip olabiliriz" dedi.