6 Şubat 2025 Perşembe

Bakırhan: Devletin olanakları savaşa var ama depremzedeye yok

Deprem katliamının yıldönümünde Adıyaman'da gerçekleştirilen halk toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Kader deyip işin içinden çıkamayacaklar. Bir gün mutlaka bu katliamlarda, bu can kayıplarında payı olanlar demokratik bir yargı karşısında yargılanacaktır. Hiçbir iktidarın hükmü sonsuz değildir" dedi.

Maraş merkezli deprem katliamının 2. yıldönümünde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Adıyaman'daki anma etkinliklerine katıldıktan sonra kent merkezinde bir salonda düzenlenen halk toplantısında konuştu.

"Fakirin, fukaranın, yoksulun ölümüne kader diyorlar" ifadelerini kullanan Bakırhan, yaşananların kader olmadığını herkesin çok iyi bildiğini vurguladı. İktidarın her şeyi mal ve rant için düşündüğünü belirten Bakırhan, deprem için toplanan vergilerin başka sebeplerle harcanmasını hatırlatarak, "İşte tam da yitirdiğimiz canlarımızın sorumluları bunlardır, önlem almayanlardır" dedi.

'KADER DEYİP İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAYACAKLAR'
On binlerce insan yaşamını yitirmesine rağmen tek bir hükümet yetkilisinin yargılanmadığının altını çizen Bakırhan, şöyle devam etti: "Adıyaman'ın hangi yarasını sardılar? 64.186 bin konut teslim edeceklerdi. 20 bine yakın konut teslim edilmiş, konutların üçte ikisi yok. İki yıl geçti. İstifa yok, sözünde durma yok. Buna sebebiyet verenler yargılanmıyor. İmarda çalışan birkaç memuru, katliamlarda payı olmayanları göstermelik olarak yargılıyorlar. Kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Gelip burada caka satacaklar. Her yer toz toprak, çamur. Hükümet yetkilisi gelecek diye bir gecede asfalt döküyorlar. O da zannedecek ki Adıyaman'ın her yeri böyle. Adıyaman'ın her tarafı inşa edilmiş diyecekler."

İktidarın bütün yaşananların hesabını vereceğini ifade eden Bakırhan, "Kader deyip işin içinden çıkamayacaklar. Bir gün mutlaka bu katliamlarda, bu can kayıplarında payı olanlar demokratik bir yargı karşısında yargılanacaktır. Hiçbir iktidarın hükmü sonsuz değildir. Adıyamanlılar, Maraşlılar, Antakyalılar bunu unutmayacak. Biz bunu unutmayacağız" dedi.

'AYRIMCILIK DEPREMDE BİLE VAR'
Deprem bölgesinde yaşanan ayrımcılığa da dikkat çeken Bakırhan, "Kürtlerin, Alevilerin olduğu özellikle kırsal bölgelerde zaten bir şey yok. İnsanlar kendi olanaklarıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Ayrımcılık depremde bile var. Antakya'da Alevi yurttaşların yaşadığı bölgelerdeki o toz, toprak, moloz yığını her şey orta yerde duruyor. 'Göçün, gidin' diyorlar. Ellerinden gelse bizi buharlaştıracaklar. Bunları kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesine günlerce yardım gelmediğini hatırlatan Bakırhan, insanların depremzedelerle dayanışmak için seferber olduğuna ancak gönderilen yardımların da engellendiğine işaret etti. Bakırhan, şöyle devam etti: "Böylesine duyarsız, böylesine her şeyi kendisinde merkezileştiren, dayanışmadan korkan bir anlayış olamaz. Şimdi de tozu, dumanı, işsizliği, aşsızlığı çadırlarda ve konteynerlerde yaşayan halklarla alay edercesine Adıyaman'ın bütün billboardlarını donatmışlar. Orada yazan ne doğru? Yüzde kaçı doğru? İki yıl geçti sorunlar hala orta yerde duruyor. Mezarlığa gittik, sokağa girdik, caddeye girdik; her şey hala orta yerde duruyor. Ama Saray'a yakın medya kanallarını açtığınızda her şey güllük gülistanlık. Evleri gösteriyorlar. Banyosu şöyleymiş, mutfağı böyleymiş, çocuk odası böyleymiş. Hani gören var mı içinizde? İnsanların işletmeleri yıkıldı, ekmek kapıları ortadan kalktı. Hanginize kredi verdiler? Hanginize işletmenizi devam ettirebilmeniz için yer verdiler, katkı sundular, destek sundular? 4-5 bin liralık gıda yardımı yapıyorlardı, kimi yerlerde onu da kaldırdılar. Kartları da vermiyorlar artık. 20 metrelik F tipi cezaevi hücreleri gibi yerlerde daha kaç yıl sizi tutacaklar? Daha kaç yıl orada kalmanızı isteyecekler? Devletin olanakları savaşa var, Kuzey ve Doğu Suriye'ye var, HTŞ liderini kırmızı halılarla karşılamaya var. Ama Adıyaman'ın emekçisine, yoksuluna, Alevi'sine, Kürt'üne gelince olanak yok."

'UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ'
İlk günden bugüne devletin olmadığını ama dayanışmanın olduğunu vurgulayan Bakırhan, şu ifadeleri kullandı: "Acınızı anlıyoruz, yürekten hissediyoruz. Çünkü bizim varlık gerekçemiz sizlersiniz. Emekçiler, emekliler, yoksullardır. Bu her koşulda böyle olmaya devam edecektir. Dayanışacağız. Çınar Belediyesi gibi, Silopi Belediyesi gibi elimizde iki tane belediye bırakmışlardı. O zaman iki tane belediyemizle elimizden geleni yaptık. Keşke imkanlarımız daha fazla olsaydı. Keşke araç gereçlerimiz olsaydı. Devletin üç gün sonra geldiği, on gün sonra yardımları kabul ettiği o süreçte daha fazla yardım yapabilseydik, daha önce gelebilseydik. Olanak da yoktu. Asker kışlasından çıkmadı. Burada şimdi 30 tane Adıyamanlı 'Kürtçe anadilinde eğitim istiyoruz' dese, binlerce asker dökülür oraya. İnsanların enkaz altından sesleri kışlalara gidiyordu, kışladan askerin çıkmasına izin vermediler. Biz unutmadık, unutmayacağız. Bunları unutmak, o yitip giden canlara karşı büyük bir saygısızlık olur. Unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Hesabını soracağız. Bu katliamların sorumluları yargılanıncaya kadar da bugün burada söylediklerimizi söylemeye devam edeceğiz."