Bakırhan gazeteci Hakan Tosun'u katledenlerin bulunmasını istedi
Meclis'te konuşan Bakırhan, İstanbul'da sokak ortasında katledilen gazeteci Hakan Tosun'un katillerinin bulunmasını istedi. Bakırhan ayrıca Van'da katledilen Rojin Kabaiş için adalet sağlanana kadar mücadele edeceklerini de ekledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis'te düzenlediği haftalık grup toplantısında konuştu.
KATLEDİLEN GAZETECİLERİ ANDI
Katledilen gazeteci Kadri Bağdu'yu anan Bakırhan, İstanbul'da sokak ortasında darp edilerek katledilen gazeteci Hakan Tosun'un katillerinin bulunmasını istedi. Van'da katledilen Rojin Kabaiş dosyasına işaret eden Bakırhan, partisinin Rojin için adalet mücadelesinin peşini bırakmayacağını ekledi.
'ÖCALAN DİNLENSİN' TALEBİ YİNELENDİ
Süreç kapsamında kurulan Komisyonun görüşmelerini hatırlatan Bakırhan, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın dinlenmesi talebini yineledi.
HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere Kobanê dava tutsaklarının serbest bırakılmasını da ekleyen Bakırhan, "bu yasama yılını Türkiye tarihinin çözüm yılı yapalım" çağrısında bulundu.
Bakırhan, DEM Parti'nin "ya onun yolu ya bunun yolu" diyenlere karşı iki tarafın da düşünemediği üçüncü yol olduğunu dile getirdi.
'KİM 10 MART MUTABAKATINA UYMADI'
Suriye'deki süreçle ilgili konuşan Bakırhan, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin 10 Mart mutabakatına uymadığı yönündeki söylemlere tepki gösterdi. Bakırhan, "10 Mart mutabakatı, Suriye'deki tarafların demokratik çözüm için attıkları önemli bir adımdır. Maddeleri de açık ve net bir şekilde ortadadır. Bir ortak güvenlik mekanizmasının kurulması gerektiği söylenmişti. Ademi merkeziyetçi sistemin oluşturulmasına işaret etmişti. Eşit temsil ve katılımı içeriyordu. Aynı zamanda başta Kürtler, Aleviler ve Dürzîler için de anayasal güvenceler istiyordu. Peki, sizlere soruyorum; kim 10 Mart mutabakatına uydu? Kim uymadı? Kim gereğini yerine getirdi? Kim getirmedi? Biraz akıl, biraz vicdan. Suriye Geçiş Hükümeti böyle bir mutabakat varken tek başına bir anayasa taslağı açıkladı. İçinde Kürt yok, Alevi yok, Dürzî yok, Hristiyan yok, diğer halklar ve inançlar yok. Bir kabine belirledi. Maşallah hep kendisiyle birlikte geçmişte savaş içerisinde olan bir kabine. Yine farklılıklar yok. Geçici bir anayasa taslağı açıkladı. Hiç kimsenin düşüncesini almadı. En sonunda da kendisinin seçtiği 6 bin delege ile bir seçim yaptı. Bu mudur mutabakata uymak? Bu mudur mutabakata saygı göstermek" dedi.
'TÜRKİYE KUZEY VE DOĞU SURİYE YÖNETİMİ İLE DOĞRUDAN SİYASİ TEMASLARDA BULUNMALIDIR'
Türkiye'nin HTŞ çetesinin lideri Golani yönetimi ile görüştüğünü, Türkiye Kuzeyve Doğu Suriye Yönetimi ile doğrudan siyasi temaslarda bulunması gerektiğini söyleyen Bakırhan, "Sadece bununla kalmamalıdır. Nusaybin sınır kapısını da açarak tarihsel bir adım atabilir. Bu Türkiye'ye olan güveni de pekiştirir. Sadece Türkiye değil, komşu ülkeler ve bölgesel aktörlerde Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam arasında müzakerelerde yapıcı bir rol oynamalıdır" ifadelerini kullandı.
'YOLUMUZA KARARLILIKLA HEP BİRLİKTE DEVAM EDECEĞİZ'
Bakırhan, son olarak şunları söyledi: "Türkiye'de demokratik çözüm mümkün. Suriye'de eşit haklar mümkün. Gazze'de kalıcı barış mümkün. Ekonomide adil paylaşım mümkündür. Fakat bugüne kadar bize hep imkansızlık masalları anlattılar. Biz bu imkansızlık masallarına inanmayacağız. Bu mümkün sokakta mücadele ederek, emekçi ile ezilenle beraber dayanışarak değiştireceğiz. Yeni dönem için her zamankinden daha fazla umutluyuz. Umudu olmayan mücadele etmesin. Bizi bugüne getiren umuttur. Hazırız. Bütün yapımız ile hazırlanıyoruz. Halklar hazır. Sokak hazır. Bu tarihi kapıdan hep birlikte demokratik cumhuriyete adım atacağımız günler uzak değil. Barış mümkündür. Yeter ki irade, cesaret ve samimiyet olsun. Yolumuza kararlılıkla ve hep birlikte devam edeceğiz."