Bakırhan: İktidar, bir an önce sorunları giderecek adımlar atmalı
Partisinin grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Sayın Abdullah Öcalan gönderdiği iki mesajda da barışı inşa etme gücünün olduğunu ifade etti. Artık sıra iktidardır. İktidar, bir an önce demokratikleşme ve Kürt sorunu eksenindeki sorunları giderecek adımlar atmalıdır" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dünyada ve Ortadoğu'daki kaos ve gerilimin her gün giderek arttığına işaret eden Bakırhan, Türkiye halklarını bu kaostan korumak için ciddi bir demokratik mücadele yürüttüklerini, iktidarın ise bu süreci baltalamak istediğini söyledi.
'AKDENİZ'DE ORTAK YÖNETİM İRADESİNE KAYYUM ATANDI'
Akdeniz Belediyesine kayyum atanarak halk iradesine darbe yapıldığını belirten Bakırhan, "Seçildikten sonra bu iki arkadaşımız makam odalarının kapısını söktü. Ne yaptılar? Kapıları oradaki halklara açtılar. Biz de Akdeniz ilçesine gittiğimizde o tabloyu gördük. Vatandaş, belediye eşbaşkanlarının odasına girebiliyor, kendisini ifade edebiliyor, sorununu anlatabiliyordu. Kapı yok, sekreter yok, randevu almak yok. Tam da paradigmamızı uyguluyordu Akdeniz Belediyesi. Bu kayyum, sadece Kürtlere değil oradaki ortak yönetim iradesine atanmış bir kayyumdur" dedi.
"Biz Türkiye'nin dört bir tarafında umudu büyütüp bir sürece evriltmek için ciddi bir çalışma içindeyken, bu iktidar siyasi pusu kurmaya devam ediyor" diyen Bakırhan, Akdeniz Belediyesinin Akdeniz'in bütün renklerine uygun politikalar ürettiğini söyledi.
"Açlıkla ve yoksullukla mücadele etmek için belediyenin bütün olanaklarını seferber ettiler. Gençler üniversitelerde rahat okusun, üniversiteyi terk etmesin, kayıtlarını dondurmasın diye belediyenin olanaklarını doğru bir şekilde gençlerin eğitim hakkı için kullandılar. İşte bu darbe aynı zamanda yoksullara yapılmıştır. Bu darbe, Akdeniz'deki farklı inanç ve kültürlere yapılmış bir darbedir; gençlerin umut hakkına yapılmış bir darbedir" diyen Bakırhan, iktidarın kayyum darbeleriyle sonuç alamayacağının altını çizdi.
'VERGİ VE HARÇLARA YÜZDE 44, ASGARİ ÜCRETLİYE YÜZDE 30 ZAM'
Türkiye'nin en önemli gündemlerinden birinin ekonomi olduğunu vurgulayan Bakırhan, "Vergi ve harçlara yüzde 44 zam yaptılar. Ama enflasyonla mücadele bahanesiyle asgari ücretliye yüzde 30 zam yaptılar. Memur ve memur emeklilerine yüzde 11,54 oranında zam yaptılar" dedi. "Asgari ücretliye yılda 1 kez maaş zammı ama dolarla ihale alanlara yılda 4 kez enflasyon zammı veriyorlar. Kuzey Marmara Otoyolunu bilmeyen yoktur. Şimdi orada garanti edilen araç sayısını da artırdılar. Araç sayısını 344 milyona çıkardılar. Hazineden para çıkmaması için Kuzey Marmara Otoyolundan 344 milyon aracın geçmesi gerekiyor. Peki, bu olanaklı mı? İmkansız" diyen Bakırhan, kur korumalı mevduatın Türkiye'ye maliyetinin 900 milyar TL olduğuna dikkat çekti.
Bakırhan, şöyle devam etti: "Öğretmenin aldığı maaş SMO'lu çetelere ödenen maaşlardan daha düşük. Şimdi bunlar bu ülkeyi nasıl düzeltecekler? Biz de soruyoruz. Paspas sopalarıyla ekranlarda analiz yapanlar, ekmeğe zam yapılınca utanmadan sıkılmadan şu başlığı atıyorlardı: Sağlıklı yaşama geçiş. Yani ekmeği az tüketirseniz, sağlıklı yaşama geçiş yaparsanız. Sanki millet her gün et yiyor, her gün proteinini ve vitaminini alıyor; sanki balığı, meyvesi, çerezi dolabından eksik olmuyor da ekmeğe zam yaparken, 'Sizin sağlığınız için yapıyoruz' diyorlar."
'EKMEK VE ADALET BULUŞMALARINI DAHA GÜÇLÜ HAYATA GEÇİRECEĞİZ'
İşsizlik Fonunun sadece yüzde 13'ünün işsizlere, yüzde 87'sinin sermayeye harcandığına dikkat çeken Bakırhan, bütün bu sermaye yanlısı politikalara yaz boyunca Ekmek ve Adalet Buluşmalarıyla bir cevap vermeye çalıştıklarını söyledi. Gelecek dönemde Ekmek, Adalet ve Barış buluşmalarını daha güçlü hayata geçireceklerini ifade eden Bakırhan, "Ekmek, adalet, barış. Bu ülkenin ihtiyaç duyduğu üç temel meseledir. Nerede açlığa mahkum edilen, nerede hakkı ve hukuku yok sayılan biri varsa onunla birlikte olacağız. Nerede adalet, eşitlik, özgürlük arayan bir yurttaşımız varsa da onunla omuz omuza hakları tanınıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
'HER BARIŞ UMUDUNU HEMEN BALTALAMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Suriye ve Ortadoğu'da barışın gerçekleşmesi için çok büyük bir mücadele verdiklerini söyleyen Bakırhan, "Ancak iktidar yine Kuzey ve Doğu Suriye'de büyük hatalar yapmaya devam ediyor. Biraz barış umudu doğunca hemen bunu baltalamaya çalışıyorlar" dedi.
Türkiye'nin SİHA saldırısıyla katledilen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in cenazelerinin engellenmesine tepki gösteren Bakırhan, "Soruyoruz: Ölüsüne saygı duymadığınız bir halk ile nasıl barışacaksınız? Kuzey ve Doğu Suriye'de çatışmaların durması için oranın halkları Tişrin Barajı'na canlı kalkan olmak için gittiler. Niye çünkü baraj oranın su havzasıdır. Çeteler o barajı dağıtmasın, elektrikleri kesilmesin diye oraya gittiler. Orada sivilleri İHA ve SİHA'larla katlediyorlar. Böyle mi toplumsal barışı sağlayacaksınız? Bu mudur sizin Kuzey Doğu Suriye'ye götüreceğiniz barış? Barışa böyle ulaşamazsınız" dedi.
'SURİYE'DEKİ ALEVİLER KATLİAM TEHDİDİ ALTINDA'
"Suriye'de güven ve istikrarı sağlamanın tek yolu halklar ve inançları esas alan demokratik siyasi bir çözüm bulmaktır" diyen Bakırhan, Suriye'de Alevi toplumunun büyük bir katliam tehdidiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. "Alevilerin öldürülmesine karşı çıkmadan Suriye halklarına barış ve huzuru nasıl getireceksiniz? Suriye'de Aleviler katliam tehdidi altındayken, Türkiye'de buna itiraz eden Alevilere 'siyasal Alevi' diyerek toplumu kışkırtıyor ve Alevilere karşı bir tepki örgütlüyorlar" ifadelerini kullanan Bakırhan, kimsenin buna sessiz kalmaması gerektiğinin altını çizdi.
Suriye'deki Alevilerle dayanışma içinde olduklarını belirten Bakırhan, "Tekçi ve mezhepçi ulus devletlerin kötülük ürettiğini biliyoruz, yüz yıldır buna tanıklık ediyoruz. Artık bu ezberleri bozmanın zamanıdır. Suriye'nin kapsayıcı bir demokratik zemine kavuşmasını istiyoruz. Kürtlerin, Alevilerin, diğer halkların ve inançların kendi kimlikleriyle yaşadıkları bir Suriye olmasını istiyoruz. Demokratik bir Ortadoğu için Kürtlere ve diğer halklara tehdit odaklı yaklaşımdan vazgeçin, fırsat odaklı bir pencereden bakın diyoruz" dedi.
'KİMSE REYTİNG UĞRUNA UCUZLUK YAPMASIN'
Kürt sorununun dar kişisel ve partisel çıkarla ele alınamayacağının altını çizen Bakırhan, "Her kim ki Kürt sorunun stratejik değil taktiksel olarak görüyorsa büyür yanılıyordur, büyük kaybeder. Kürt sorunu demokrasi, eşitlik, adalet ve özgürlük sorunudur. Çözümü de özgür siyaset, demokratik uzlaşı ve evrensel hukuktur" ifadelerini kullandı.
Bakırhan, şöyle devam etti: "Partimize ithamda bulunmak, gerçek dışı iddialarla sürecin ciddiyetine halel getirmek en büyük çözüm karşıtlığıdır. Kimse reyting uğruna ucuzluk yapmasın. Ucuz değerlendirmeler yapmasın, ucuz sözler kurmasın. Hepimiz büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Konuşurken 50 defa tartıyor, ölçüp biçiyoruz. Kürt sorununun çözümü sadece Kürtleri değil, toplumun bütün kesimlerini rahatlatır. Kürt sorununun çözümü, otoriterliği geriletir, demokrasiyi büyütür; hukuksuzluğa karşı adaleti büyütür, yoksulluğa karşı refahı getirir. Onun için bu meselenin demokratik çözümünü hep birlikte sahiplenmemiz gerekir."
'İKTİDAR BİR AN ÖNCE ADIM ATMALIDIR'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın mesajlarının arkasında olduklarını yineleyen Bakırhan, "Barışın inşası için hepimize, herkese çok büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Devir, eşit temelde barış elinin uzatılması devridir; ellerin barışa açılması devridir, el ele verip barışı inşa etme devridir" dedi. Toplumda barış için büyük bir ortaklaşma gerçekleştiğini ifade eden Bakırhan, "Sayın Abdullah Öcalan gönderdiği iki mesajda da barışı inşa etme gücünün olduğunu ifade etti. Artık sıra iktidardır. İktidar, bir an önce demokratikleşme ve Kürt sorunu eksenindeki sorunları giderecek adımlar atmalıdır" dedi.