8 Şubat 2025 Cumartesi

Beştaş: Kürt halkı tanınmadan gerçek bir demokrasi mümkün değil

HDK'nin iki günlük süren konferansının açılış konuşmasını yapan HDK Eş Genel Sözcüsü Beştaş, "Barış talep edenin değil müzakere ve mücadele edenin kazanımıdır" dedi. Yürütecekleri tartışmaların kendilerini oldukları yerden daha ileri taşıması için bir araç olacağını söyleyen Beştaş; Filistin'den Lübnan'a, Yemen'den Rojava'ya ezilen halkların direnişini yükselteceklerinin altını çizdi.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), "Halkların eşit ve özgür yaşamı yolunda çözüm barışta" şiarıyla İstanbul'da iki günlük konferans düzenliyor. Florya'da bulunan Elite World İstanbul'da gerçekleştirilen konferansın ilk gününde üç oturum gerçekleştirilecek. İlk oturumda "Kürt sorunu: 1. yüzyıldan 2. yüzyıla hakikatin direnişi", ikinci oturumda "Kürt sorununun demokratik çözümü ve barış perspektifi" ve son oturumda "Savaşın içinde, barışın yolunda: Çözüm arayışları, deneyimler ve modeller" konuları tartışılacak.

HDK bileşenlerinin yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütü ve Barış Annelerinin de katıldığı konferansın açılış konuşmasını HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş yaptı. Konferansa katılanları selamlayan Beştaş, halkların özgürlük, barış ve adalet mücadelesini büyütmek, halkların ortak geleceğine dair güçlü bir perspektif inşa etmek için yan yana geldiklerini dile getirdi. Beştaş, "Yaşadığımız coğrafya sadece mücadele sahnesi değil aynı zamanda direnişin de sahnesi. Bu umudu boğmaya, halkların özgür iradesini baskı altına almaya, savaşı körükleyerek toplumsal dayanışmayı parçalamaya çalışan bir düzenle karşı karşıyayız. 2 günlük konferansta bizler, böylesi bir gerçeklik karşısında yıkım dayatan, sömürüye boyun eğmeyen bir geleceği inşa edecek alternatifleri tartışacağız. Baskı ve tahakküm yerine özgürlüğü, onurlu bir barış içinde yaşadığı bir dünyayı nasıl kuracağımızı tartışacağız. Halkların birlikte yazdığı geleceği, hep birlikte kurmanın yöntemlerini tartışacağız" dedi. 

'KÜRT HALKI TANINMADAN DEMOKRASİ MÜMKÜN DEĞİLDİR'
Yüzyılı aşkın süredir Kürt halkının inkarın, asimilasyonun karanlığına karşı direndiğini hatırlatan Beştaş, baskıdan direnişe uzun soluklu bir mücadeleye sahip olduklarını dile getirdi. Osmanlı'dan cumhuriyete isyanlardan müzakereye kadar her dönem farklı biçimde ama aynı kararlılıkla süren bir hakikate dikkat çeken Beştaş, "Kürt halkı tanınmadan Türkiye'de gerçek bir demokrasi mümkün değildir. Kürt sorunu sadece Kürtlerin sorunu değil. Bu Türkiye'nin demokrasi sorunu, tüm yurttaşların sorunudur. Bu ülkede demokrasi yalnızca Kürtler için değil bütün toplum için" dedi. 

'BARIŞ TALEP EDENİN DEĞİL MÜCADELE EDENİN KAZANIMIDIR'
Kayyum darbesine işaret eden Beştaş, halkın demokratik temsiliyetine hançer sallandığını söyledi. Kürt halkının hiçbir baskı karşısında boyun eğmediğinin altını çizen Beştaş, "Bu sorun neden çözülmek istenmiyor" sorusunu yöneltti. Beştaş, "Devlet Kürt sorununu hala bir güvenlik sorunu olarak görüyor. Ancak bu sorun güvenlik değil barış politikalarıyla çözülebilir" ifadelerini kullandı. Çözümün ancak "eşit yurttaşlık" temelinde, halkların birlikte yaşama iradesini tanıyan müzakere ve diyalog yoluyla ile geleceğini söyleyen Beştaş, "Biliyoruz ki barış, talep edenin değil müzakere, mücadele edenin kazanımıdır. Ve bizler bu kazanının öncüsü olacağız" ifadelerini kullandı.

'SURİYE'DE ÇOK KÜLTÜRLÜ, İNANÇLI YAPININ GELECEĞİ TEHDİT EDİLİYOR'
Emperyalist güçlerin bölgedeki yayılmacı politikalarına ilişkin de konuşan Beştaş, "Yayılmacı devletlerin pozisyonunu güçlü şekilde tartışacağız. Suriye'de Esad rejiminin çöküşüyle HTŞ eliyle inşa edilecek yeni düzen özgürlük süreci değil aksine derinleşen kaosun habercisi oldu. Özellikle Aleviler, Dürziler ve Kürtler, Sünniler için daha büyük belirsizlik ve endişe hakim. Selefi cihatçı grupların politikaları, şeriat temelli anlayışları yer alıyor. Halklar karşılarında yeni bir zulüm düzeni buluyor. Ortadoğu'da barışın kapısını açacak olan halkların ortak bir irade ortaya koyabilmesidir" diye konuştu. Özellikle Arap Alevilere yönelik saldırıların artmasının yeni politikalara işaret ettiğini dile getiren Beştaş, "Bu saldırılar yalnızca mezhepsel ayrımları keskinleştirmekle kalmıyor aynı zamanda Suriye'de çok kültürlü, çok inançlı bir yapının geleceğini de tehdit ediyor" dedi. 

'GAZETECİ AZİZ KÖYLÜOĞLU SİHA İLE KATLEDİLDİ'
Türkiye'nin Suriye'ye yönelik saldırılarının halkların güvenini zedelediğinin, bölgesel barışın engellerini artırdığının altını çizen Beştaş, "Biraz önce bir haber aldık. Gazeteci Aziz Köylüoğlu SİHA ile katledildi. Bu savaş politikasının kabul edilemez olduğunu bir kez daha paylaşmak istiyorum" dedi. 

Rojava'nın tüm Ortadoğu halklarının ortak bir demokrasi modeli olarak tüm dünya halklarına umut olduğunun altını çizen Beştaş, "Kadınların eşitlik mücadelesi için adeta Rojava buzkıran görevi gördü" vurgusu yaptı.

'YENİ YAŞAM PARADİGMASI SADECE KÜRTLER İÇİN DEĞİL'
Filistin'den Rojava'ya barış mücadelesini tartışacaklarını dile getiren Beştaş, "Şimdi sorumluluk bizde, hepimizin. Barışın sadece bir temenni olarak kalmaması için bugüne kadar sürdürdüğümüz bir duruşu aşacağız. Toplumsal barışı nasıl artırabiliriz, Filistin halkıyla dayanışmayı uluslararası alanda nasıl artırabiliriz, Ortadoğu halklarının direnişini, kadınların, işçilerin mücadelesini nasıl büyütebiliriz? Filistin halkı direniyor. Lübnan'dan Yemen'e kadar halklar direniyor. Türkiye'nin kadınları, gençleri bu mücadeleye omuz veriyor. Demokratik mücadele için halklara dayatılan yıkım düzenini aşacak bir alternatif gereklidir. Sayın Abdullah Öcalan tarafından ortaya konan ortak vatan, birlikte yaşam paradigması salt Kürt halkı için değil tüm ezilen halklar içindir" dedi. 

Tarihin halkların direnişini yazdığını ve HDK'nin de bu tarihin bir parçası olduğunu ifade eden Beştaş, mücadeleyi büyütmeye devam edeceklerini vurguladı. 

Beştaş'ın konuşmasının ardından Filiz Kerestecioğlu'nun moderatörlüğünde ilk oturum başladı.