17 Mart 2025 Pazartesi

Beyazıt ve Halepçe'de katledilenler anıldı

Beyazıt ve Halepçe'de yaşamını yitirenleri anan 78'liler Hareketi ve üniversite öğrencileri, Beyazıt katliamının gerçekleştiği noktada yaptıkları açıklamada, 16 Mart'ın hesabını soracaklarının altını çizdi. 

78'liler Hareketi ve üniversite öğrencileri, İstanbul Üniversitesi ana kapısının bulunduğu Beyazıt Meydanında, Halepçe ve Beyazıt katliamına ilişkin açıklama yaptı. "Beyazıt ve Halepçe katliamını unutmadık, hesap soracağız" ve "16 Mart davası bitmedi adaletin peşindeyiz" pankartlarının açıldığı eylemde, "Katillerden hesabı gençlik soracak", "Halepçe'yi, Beyazıt'ı unutmadık" dövizleri taşındı.

Açıklamada sık sık "Katillerden hesabı gençlik soracak", Beyazıt'ın hesabı sorulacak", "Savaşa hayır barış hemen şimdi" sloganları atıldı.

Açıklama öncesi yaşamını yitirenlerin saygı duruşu yapıldı.

'POLİS KOMİSERİ KATİLLERi KOLLADI'
78liler derneği adına konuşan, İsmail Ağan, "Polis komiseri Reşat Altaylı'nın denetiminde bir polis ekibi tarafından dışarıya zorlanarak çıkarılan ilerici devrimci öğrenciler, İstanbul Üniversitesi merkez binasından çıkışlarında güvenliklerini sağlayan polisleri 16 Mart günü bulamadılar. Okulun önünde biriken 'Beyazıt komünistlere mezar olacak', 'kahrolsun komünistler' diye slogan atan faşistler dışında kimse yoktu. Öğrenciler on kapıdan çıkıp sağ taraftaki Eczacılık Fakültesi ile okulları arasındaki yola yönelmişlerdi ki, Zülküf İsot adlı Elazığlı bir faşist 'kahrolsun Komünistler' diye bağırarak öğrencilerin üzerine ilk bombayı atarken, öğrencilerin üzerine Eczacılık Fakültesinin altındaki setten yaylım ateşi açılacak ve ölüm çığlıkları yükselecekti. Katillerden Zülküf İsot, kaçarken, onu yakalamak için birkaç polis peşinde koşacak, Polis Komiseri Reşat Altaylı 'bırakın, koşmayın' emriyle polisleri durduracaktı. Ortalık durulduğunda, 41 öğrenci yerlerde kıvranıyordu " ifadelerini kullandı.

Halepçe katliamına da değinen Ağan, "16 Mart 1988'de Irak'ın kuzeyinde Halepçe Kürtlerine karşı düzenlenen soykırımda 5 bin Kürt öldürüldü 10 bin Kürt yaralandı. Halepçe soykırımını kınıyoruz ve yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz" dedi.

'FAİLLERİ,YARGILAMAYANLARI, SORUMLULARI UNUTMADIK'
Üniversite öğrencileri adına basın metnini okuyan Helin Özdilek, "Bundan tam 47 yıl önce bugün, şu anda basın açıklamamızı gerçekleştirdiğimiz İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde Beyazıt katliamı yaşandı. 7 öğrenci hayatını kaybetti, 41 öğrenci yaralandı. Katledilenler eşitlik, özgürlük, barış dolu bir yaşam talep edenlerdi. Devrimci, sosyalist, yurtsever öğrencilerdi. Katiller ise eşitliğin, barışın, özgür bir geleceğin düşmanlarıydı. Devlet tarafından görevlendirilen Ülkü Ocakları adı altında faaliyet yürüten faşist çetelerdi. Kampüsten çıkan öğrencilerin Süleymaniye çıkışını kullanmasına engel olan, öğrencileri katliamın yaşandığı alana gitmek zorunda bırakan polislerdi. Failleri cezasızlıkla ödüllendiren yargı mensuplarıydı. Aradan kaç yıl geçerse geçsin katliamın faillerini de, katliama göz yumanları da, failleri aklayanları da unutmuyoruz, unutmayacağız. Beyazıt Meydanında üzerine bombalar, kurşunlar yağdırılan yoldaşlarımızı; Abdullah Şimşek'i, Baki Ekiz'i, Cemil Sönmez'i, Hamit Akıl'ı, Hatice Özen'i, Murat Kurt'u, Turan Ören'i saygıyla anıyoruz. Sadece Beyazıt Meydanında katledilen 7 üniversiteli için değil, bu ülkenin geleceği ve halkları uğruna mücadele eden ve bu mücadelede katledilen tüm insanlarımız için adalet talebini sürdürmeye devam edeceğiz. 16 Mart'ın hesabı sorulacak" diye konuştu.

'ÖĞRENCİLER BİAT ETMEYECEK'
Beyazıt'ta 47 yıl önce üniversitelileri katleden devletin, bugün de üniversiteden memlekete mücadeleyi büyütenlere saldırdığını söyleyen Özdilek, "Üniversitelerde Filistin halkı ile dayanışma gösteren öğrencilere soruşturmalar açılıyor, okuldan uzaklaştırılıyor, akademisyenler okuldan atılıyor. 8 Mart'ta sokakları isyanla kuşatan kadın ve LGBTİQ+lar hukuksuzca gözaltına alınıyor. Haklarını arayan işçiler, sendikacılar tutuklanıyor. Özellikle Kürt illerinde, belediyelere kayyum atanarak halk iradesi gasp ediliyor. Devletin baskı aygıtları her geçen gün daha da saldırganlaşıyor. Üniversiteleri katliamlarla, ÖGB-polis ablukası ile YÖK mekanizmasıyla boyunduruğu altına sokmaya çalışanlara öğrenciler biat etmeyecek. Beyazıt'tan Mimar Sinan'a, Marmara'dan, ODTÜ'ye değin mücadelemiz dalga dalga yayılmayı sürdürecek" dedi.

'HALEPÇENİN HESABINI HALKLAR SORACAK'
Irak'ın Halepçe kentinde Kürt halkına karşı bir insanlık suçu işlendiğini hatırlatan Özdilek, "1986-1988 İran-Irak savaşı zamanında dönemin Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in talimatı ile Halepçe'ye kimyasal saldırı düzenlendi, zehirli gaz bombaları şehre bırakıldı. Halepçe'de genç yaşlı demeden sivil halka dönük gerçekleştirilen saldırıda 5 bin Kürt yurttaş hayatını kaybetti. Aradan değil on yıllar, yüzyıllar dahi geçse halka karşı işlenen suçlar asla unutulmaz. Katliamın yarattığı travma nesilden nesle devam eder. Halepçe ne ilkti ne de son. Halepçe'den Roboskî'ye, Roboskî'den Gazze'ye Ortadoğu katliamların, inkarın, soykırımın değil, barışın, halklar arası kardeşliğin coğrafyası olsun istiyoruz. Halepçe'nin katillerinden hesabı halkların soracağını biliyoruz" dedi.

'HALKLAR ARASI SAVAŞA HAYIR'
Halepçe'deki egemenlerin katliamcı anlayışının bugün Filistin'de, Lübnan'da, Rojava'da, Suriye'de görülmeye devam edildiğine dikkat çeken Özdilek, "9 Aralık 2024'te Şam'ı ele geçiren IŞİD bozması HTŞ ve cihatçı çeteler, aylardır Suriye'de görülmedik bir katliam yaşatıyorlar. Özellikle kıyı şeridi bölgesinde yaşayan Alevi halkına yönelen toplu öldürmelerde, yargısız infazlarda binlerce sivil insanın öldürüldüğü tahmin ediliyor. Cİhatçı çetelerin Suriye'de kalkıştığı Alevi katliamına sessiz kalmayacağız. HTŞ ve cihatçı çetelere karşı başta Alevi halkı olmak üzere Suriye halkları ile dayanışmayı sürdüreceğiz. Coğrafyamız emperyalistlerin, siyonistlerin kan saçtığı bir savaş coğrafyası olsun istemiyoruz. Halklar arasında barışı, kardeşliği savunuyoruz. Bu savaşın destekçisi, tarafı değiliz. Barıştan yanayız, barışta ısrarcıyız. Tarihimizde Halepçe katliamı gibi derin yaralara yol açmış bir katliamlar yaşanmasın istiyoruz. Hep beraber güçlü bir şekilde savaşa hayır, barış hemen şimdi diyoruz" ifadelerini kullandı.

Açıklama sonrası Beyazıt'ta katledilen devrimcilerin vuruldukları yere karanfil bırakıldı.