26 Ağustos 2025 Salı

Bodrum'da Sınırsız Savunmalar kitabı için imza günü ve söyleşi gerçekleştirildi

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın Sınır Savunmalar kitabının söyleşisi ve imza günü düzenlendi. Bodrum'da gerçekleşen etkinlikte söz alan ESP Eş Genel Başkanı Uçar, hem Yüksekdağ hem de diğer siyasetçilerin devletin çekmeye çalıştığı zemine hiç düşmediğini kaydetti, "Figen Yüksekdağ'ın savunmaları bu bağlamda tarihte önemli bir şekilde yerini aldı" dedi. DEM Parti milletvekili Saki de "Kitapta yer alan ifadeler patriyarkaya karşı mücadelede bize yol gösteriyor" ifadelerini kullandı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Bodrum İlçe Örgütü, Gezi ve Kobanê davasına ilişkin söyleşi gerçekleştirdi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı ve Kobanê dava tutsağı Figen Yüksekdağ'ın Sınırsız Savunmalar kitabı için imza günü gerçekleştirdi.

'HEM DURUŞLARININ HEM FİKİRLERİNİN ANLAMI VAR'
Bodrum'da Nurol Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe, Dem Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Kobanê davası avukatlarından Sezin Uçar katıldı. Uçar, Sınırsız Savunmalar'ın kitap hazırlık sürecine dair, toplumsal mücadelenin belleksizleştirilmesine karşı bir çalışma yapmak istediklerine değindi, "9 yıldır mücadele arkadaşlarımız büyük emekle zorluklara karşı direniyorlar. Hem duruşlarının hem fikirlerinin anlamı var bunu herkesle buluşturmak istedik" dedi.

Devletin hem hukuk tekniği hem de toplumsal mücadele anlamında kapatamadığı iki davası olduğunu belirten Uçar, "Hala devletin intikamını alamadığı iki önemli toplumsal direniş; biri Gezi isyanı diğeri de Kobanê serhıldanıdır. Bunların her ikisinin de kesiştiği dönem HDP'nin 7 Haziran 2015 seçim başarısının olduğu bir dönemdi. Bu devletin savaş ilanının başladığı bir siyasal süreç oldu. Kürt ulusunun en temel hakları ile Türkiyeli emekçilerin, kadınların, LGBTİ'lerin, gençlerin hak ve taleplerinin aynı toplumsal zeminde buluştuğu zemini ifade ediyor. Bu zeminin varlığı, bu iki ayaklanma dinamiği bugün Erdoğan'ın hala korkusu rüyasıdır" ifadelerini kullandı.

'TARİHTE ÖNEMLİ BİR ŞEKİLDE YERİNİ ALDI'
Rojava devriminin önemine vurgu yapan Uçar, Rojava devriminin hala tehdit altında olduğunu kaydederek bugün "egemenlerin büyük korkusunun bu devrimin tüm Suriye ve Ortadoğu'ya yayılması" olduğunu belirtti. Kobanê dava sürecini ele alan Uçar, "Bir siyasi partinin demokratik eylem çağrısı devlet tarafından bir kriminal hale getirildi" dedi. Davada çok fazla ihlal olduğunu aktaran Uçar, "Yargılama esnasında siyasetçilerin bir savunma yapmaktan ziyade o kürsüde HDP programını tartışmaları çok önemli. Devlet bugün nasıl CHP belediyelerine dönük saldırılarda etkin pişmanlık dayatması yapıyorsa Kobanê davasında da yargılananlara bu pişmanlığı dayatmak istedi. Ama hem Figen Yüksekdağ hem de diğer siyasetçiler devletin çekmeye çalıştığı zemine hiç düşmedi. Figen Yüksekdağ'ın savunmaları bu bağlamda tarihte önemli bir şekilde yerini aldı" dedi.

Uçar, ekim ayından bu yana gelişen siyasi süreçte tüm siyasi tutsakları ve Gezi ile Kobanê davası tutsaklarının daha fazla savunularak daha çok gündem yapılması gerektiğini aktardı. Uçar, "Biz nasıl Kürt ulusunun bütün taleplerini bu süreçte daha fazla savunmak zorundaysak; siyasi tutsakların özgürlüğünü de isteme ve politik mücadelenin etkin bir konusu haline getirme sorumluluğuyla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

KÜRT SORUNUNUN SINIFSAL TEMELDE ÇÖZÜMÜ İÇİN ÇAĞRI
ESP olarak Kürt sorununda emekçi çözümü savunduklarını aktaran Uçar, şovenizmle Kürt ulusunun sorunlarına duyarsız kalan Türk işçi ve emekçilerinin de muhatap olmaları gerektiğini dile getirdi. Uçar, Kürt sorununun sınıfsal temelde çözümü için çağrı yaptıklarını kaydetti ve şöyle devam etti: "Sadece Kürt ulusuna bazı haklar tanınarak adil ve demokratik bir zemin olacağını düşünmüyoruz. Kayyumlar sürdükçe, belirli toplumsal kesimlere saldırı sürdükçe, terörle mücadele kanunu var oldukça demokrasinin ve barış zemininin var olacağını düşünmüyoruz. İktidar geçici düzenlemelerle bir oyalama taktiği uyguluyor, bu süreci kendi konumlarını devam ettirebilmek olarak görüyor. Mevcut siyasal iktidarın niyetleri ile şüphemiz olmadığı için daha fazla basınç oluşturmamız gerekiyor. Yoldaşlarımızın özgürlüğü için, rejim üzerinde baskı uygulayabilmek için, tüm katliam ve faili meçhul cinayetlerin aydınlığa kavuşabilmesi için, hasta tutsakların serbest bırakılması için bunu yapmamız gerekiyor."

Uçar, siyasetin her alanında kadınların daha az görünür olmasını eleştirerek, eleştiri ve özeleştiri sürecine yürütülmesi gerektiğini belirtti.

'PATRİYARKAYA KARŞI MÜCADELEDE YOL GÖSTERİYOR'
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, geleceğe dönük perspektif oluşturmak için Figen Yüksekdağ'ın ve bu tür kitapların önemine değindi. Bu kitapların hafıza tazelemekle birlikte bugünü siyasi olarak değiştirip dönüştürebilecek bir zemin yarattığını belirtti. Kadın tutsakların patriyarkaya karşı mücadelesinin bir suç unsuru olarak görüldüğüne değinen Saki, "Kitapta yer alan ifadeler patriyarkaya karşı mücadelede bize yol gösteriyor. Erkek egemenliğinin çok köklü olduğunu belirterek kendi zeminlerimizde de bunu fark etmeliyiz" dedi.

Saki, Türkiye siyasetini 2015 öncesi ve sonrası olarak ayrı değerlendirmeler yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Gezi direnişinin farklılaşma yarattığını belirten Saki, "Farklı bir isyanın açığa çıkması Gezi direnişi ile gerçekleşmiştir. O dönemde Ortadoğu'daki gelişmelerle, Rojava devrimi ile yeni bir toplumsal hayat açığa çıkmıştır. Bu Türkiye Cumhuriyeti açısından bir kabus olarak görülmüştür" şeklinde konuştu.

Özgül Saki, 2015 yılında yaşanan toplumsal isyanlarla devletin de bu topraklarla bambaşka bir potansiyelin açığa çıkabileceğini gördüğünü belirtti. Devlet açısından farklı toplumsal yapıların bir araya gelmesinin tehlike yarattığını kaydetti.

Saki, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesindeki ısrarına ve 2015 sonrası yaşananlara rağmen Türkiye sosyalist hareketinin, kadın hareketinin bir arada durma ısrarı çok önemine değindi. Saki, "Son süreçte gerçekleşen siyasi gelişmelerde somut olarak İmralı tecridinin kısmen aşılmış olsa da şu anda bu görüşmelerde bir durma var. Bunun iktidarın güdümünde olması sıkıntılı bir durum" dedi.

'TOPLUMSAL ÖRGÜTLENMEMİZİ GÜÇLENDİREREK İLERLEYEBİLMELİYİZ'
Toplumun her kesiminde büyük bir öfke olduğuna değinen Saki, "Barış ve demokratik toplum çağrısını bu öfke ile ortaklaştırmamız gerekir. Devletin iki dudağı arasına bakmaktan öte, süreç ne olursa olsun bu toplumdaki toplumsal örgütlenmemizi güçlendirerek ilerleyebilmeliyiz" ifadelerini kullandı. Hapishanelerde siyasi tutsakların serbest bırakılmasına vurgu yapan Saki, "Meclis komisyonu bu sorunları çözecek önergelerle hareket etmeli ve bizler de bu komisyonu güçlendirmeliyiz" ifadelerini kullandı. 

Etkinlik Figen Yüksekdağ'ın Sınırsız Savunmalar kitabının imzalanması ile son buldu.