12 Haziran 2025 Perşembe

'Bu yasayı kabul etmiyoruz'

İHD İstanbul Şubesi, infaz yasasına ilişkin Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde yaptığı açıklamada, eşitlik ilkesine aykırı bu yasayı kabul etmediklerini ifade etti.

İnsan Hakları Derneği(İHD) İstanbul Şubesi, 10. Yargı Paketine ilişkin Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde açıklama yaptı. "Eşitlik ilkesine uygun bir yasa hemen şimdi" pankartının açıldığı eyleme İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve çok sayıda kişi katıldı. Basın açıklaması öncesi İHD'li avukatlar hasta tutsakları ziyaret etti.

Basın metnini Hasan Yaviç okudu. Adalet Bakanlığı'nın milletvekillerinin soru önergesine rağmen veri paylaşmadığını ifade eden Yaviç, kendilerinin tespit edebildiği 335'i ağır olmak üzere toplam bin 412 hasta tutsak bulunduğunu paylaştı. Bu verinin yalnızca derneklerine ulaşan başvurulara dayandığını, gerçek sayının çok daha yüksek olduğunu belirten Yaviç, "Ulusal ve uluslararası hukukta açıkça belirtildiği üzere, mahpusların yeterli tıbbi bakım ve tedaviye erişim hakkı bulunmaktadır. Mahpuslar aynı zamanda insan onuruna uygun şekilde muamele görme ve yaşama haklarına sahiptir. Ayrıca cezaevi koşullarında tedavisi mümkün olmayan mahpuslar için infazın durdurulması bir zorunluluktur" dedi.

'HAK İHLALLERİ DERİNLEŞMEKTEDİR'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat tarihinde yaptığı açıklamayla başlayan sürece işaret eden Yaviç, toplumdaki beklentinin hasta tutsakların adil ve insani düzenlemeler yapılması olduğunu söyledi. Yaviç, 10. Yargı Paketi'nin bu beklentilere karşılık vermediğini kaydeden Yaviç, "Söz konusu yasa, hasta mahpuslar açısından eşitlik ilkesine aykırı ve ayrımcı bir infaz politikasının sürdüğünü göstermektedir. İnsan Hakları Derneği olarak, Türkiye'de infaz hukukunun uzun süredir ayrımcı ve eşitlik ilkesine aykırı uygulamalar içerdiğini defalarca kamuoyu ile paylaştık. Ne yazık ki bu yasa, bu sorunları gidermek bir yana, mevcut eşitsizliği ve hak ihlallerini derinleştirmektedir" diye konuştu.

'SAĞLIK RAPORLARI GEÇERLİ SAYILMALI'
Yaviç, "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç olmak üzere, hapis cezasına mahkum edilen ya da adli para cezası hapse çevrilmiş hükümlülerden, ağır hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumunda hayatını yalnız sürdüremeyeceği tespit edilen ve toplum güvenliği açısından ağır ve somut bir tehlike oluşturmadığı değerlendirilenlerin cezalarının konutlarında infazına infaz hakimi tarafından karar verilebilir" yasa düzenlemesini hatırlattı. Bu düzenlemenin, ağırlaştırılmış müebbet cezası alan tutsakları kapsam dışı bıraktığını, hukuken eşit durumda olan kişiler arasında ayrımcılık yaratmakta olduğunu söyleyen Yaviç, hastalık ve yaşam hakkının, verilen cezadan  bağımsız olarak korunması gereken temel bir insan hakkı olduğunu belirtti. Yaviç, "Bu haliyle yasa, Anayasa'nın 10. maddesinde güvence altına alınan eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Düzenlemede hasta mahpuslar için konutta infaz kararı verilebilmesi, yalnızca Adli Tıp Kurumu'nun olumlu raporuna bağlanmıştır. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda, ATK'nın tek karar verici merci olmaktan çıkarılması ve bağımsız hekim ve kurumlarca düzenlenen sağlık raporlarının geçerli sayılması gerekmektedir. ATK'nın tek yetkili merci olması, hasta mahpusların sağlık hakkının idare tarafından keyfi biçimde engellenmesine neden olmaktadır" ifade etti.

'KEYFİ BİÇİMDE TAHLİYELER ENGELLENİYOR'
Önceki yıllarda hasta tutsakların tahliye edilmesinin önünde belirsiz ve sübjektif kriterlerin bir engel olarak kullanıldığını söyleyen Yaviç, "Uygulamada, özellikle politik nedenlerle tutuklanan ya da hüküm giyen mahpuslar hakkında bu kriterin keyfi biçimde işletildiği ve cezaevinde kalamayacak durumda oldukları halde tahliye edilmedikleri bilinmektedir. Bu yaklaşım, infaz hukukunun ceza sürecine ek bir cezalandırma aracı haline gelmesine yol açmaktadır. Hasta mahpusların tedaviye erişimini fiilen engelleyen uygulamalara ek olarak, açıkça eşitlik ilkesine aykırı bu yasanın kabulü mümkün değildir. Bu yasa; Yaşam ve sağlık hakkını ihlal eden, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı, ayrımcı uygulamaları kurumsallaştıran bir niteliğe sahiptir" dedi.

Hasta tutsakların yaşadığı hak ihlallerine son vermek ve infaz sistemini adil, eşitlikçi ve insan haklarına dayalı bir yapıya kavuşturulmanın ertelenemez bir zorunluk olduğunu ifade eden Yaviç, "İnsan Hakları Derneği olarak bu yasayı kabul etmediğimizi kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyor; tüm siyasi partileri, Anayasa'nın eşitlik ilkesini ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini gözetmeye çağırıyoruz" diye konuştu.

Bakırköy hapishanesinde hasta tutsakların ziyareti sonrası hapishane önünde konuşan, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, hasta tutsakların duruma dikkat çekerek, yasaya gerek duyulmadan hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını istedi.