16 Mart 2025 Pazar

'Çocukların da hayvanların da yaşamı değerlidir'

Sokakta yaşayan hayvanların katledilmesinin önünü açan, sahiplendirilmesini engelleyen kamuoyunda bilinen adıyla "katliam yasası"na karşı Bursa'da yapılan eylemde, kamuoyuna duyarlı olma çağrısı yapıldı. 

Bursa'da bir araya gelen hayvan hakları savunucuları, sokakta yaşayan hayvanlara yönelik saldırılara ilişkin açıklama yaptı. Kamuoyunda "katliam yasası" olarak bilinen "Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"a tepki gösterilen eylemde, hayvan hakları için mücadele çağrısı yapıldı.

Kent meydanında açıklama yapan Bursa Barosu, Bursa Kent Konseyi, Osmangazi, Mudanya ve Nilüfer Kent Konseyi Hayvan Hakları Komisyonlarının eyleminde, "Tercih yapmak zorunda değiliz. Çocukların da hayvanların da yaşamı değerlidir" pankartı açıldı. Dövizler ve sloganlarla hayvanların yaşam haklarının ihlal edilmesine tepki gösterildi. 

'HAYVANLARIN SAHİPLENİLMESİ ADETA ENGELLENİYOR'
Basın metnini okuyan Ülker Şahverdi, 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun, "yakala, kısırlaştır, aşıla, yerine bırak" prensibini esas alarak sokakta yaşayan hayvanların popülasyonunu insani yöntemlerle kontrol almayı hedeflediğini hatırlattı. Ancak "Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un hayvan katliamına neden olacağını kaydetti. Kapasitesi yalnızca 105 bin olan 355 barına varken, sokaklarda hala en az 2 milyon köpeğin yaşadığını belirten Şahverdi, kısırlaştırma ve sahiplendirme seferberliği beklenirken, yasa gereği tüm sahipsiz hayvanların bakımevlerinde hayatları boyunca hapsedilmesinin öngörüldüğünü söyledi. Şahverdi, "Daha önce de defalarca getirilen ancak son günü sürekli uzatılan, nüfusu 25 binin üzerinde olan tüm belediyelerin bakımevi yapma zorunluluğu bulunmakta ise de bugüne dek bu zorunluluğu yerine getirebilen belediye sayısı oldukça azdır. Kaldı ki barınak kapasiteleri göz önüne alındığında, 'sokaklarda sahipsiz köpek kalmamalı' talimatı sonrası, barınağı olmayan veya dolu olan yerlerde köpeklerin akıbetinin ne olacağı sorusunu doğurmaktadır. Yeni yasal düzenlemeler ile sahiplendirme teşvik ediliyor gibi yansıtılmaktaysa da aslında mevcut düzenlemeler ile hayvan sahiplenmek daha da zorlaştırılmakta, komşuların izni, sahiplenme sayı sınırlaması gibi birçok madde, hayvan sahiplenmek isteyenleri olumsuz etkilemektedir. Bu şartlar altında sahiplendirme teşvik edilmemekte, adeta engellenmektedir" dedi.

Yandaş medyanın hayvan katliamının önünü açacak haberlerine işaret eden Şahverdi, "Yakın zamanda, baktığı köpeklerine belediye tarafından el konulduğunda geri almak isteyen 82 yaşındaki Necla Teyze olarak bilinen Ülker Güleryüz, sosyal medyada hedef gösterilmesinin ardından, kaldığı barakada çıkan yangında hayvanlarıyla birlikte hayatını şüpheli bir şekilde kaybetmiştir. Ayrıca geçtiğimiz hafta Konya'da gerçekleşen ve sokak köpeklerinin saldırısı sonrası olduğu iddia edilen Rana bebeğin ölümü de, olayın üstünün örtülmeye çalışılması, ortada bir istismar olup olmadığı sorgulanmadan örtülmeye çalışılmıştır" ifadelerini kullandı. 

'BU HUKUKSUZLUĞA KARŞI SES ÇIKARMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
Gerçek olup olmadığı şüpheli bahanelerle sayısı bilinmeyen çok sayıda köpeğin katledildiğini söyleyen Şahverdi, şöyle devam etti: "İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıklamasına göre, büyükşehirlerin il ve ilçe belediyeleri ile İl Özel İdareleri'nin yaptıkları uygulamaları denetlemek üzere 39 mülkiye başmüfettişi görevlendirilmiştir. Ancak sahipsiz hayvanların korunması için ayrılan bütçenin yetersizliği ortadayken, belediyelerden nasıl bir çözüm beklenmektedir? Henüz barınak yapmamış veya yeterli kapasitesi olmayan belediyelerin hayvanları toplaması açık bir suçtur. Bu kararı verenler ve uygulayanlar, hukuki ve cezai sorumluluk altına girmektedir. Tüm yetkilileri hukuka uygun hareket etmeye davet ediyor, hayvan haklarını ihlal eden kararların iptali için herkesi dilekçe vermeye ve hukuki girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz! Hayvan Hakları Savunucuları olarak, tüm kamuoyunu duyarlı olmaya ve bu hukuksuzluğa karşı ses yükseltmeye çağırıyoruz."