Daştan ve Bilgin'in katledilmesine tepki yağdı
Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Kuzey ve Doğu Suriye'de Türkiye'nin SİHA saldırısıyla katledilmesine basın meslek örgütleri ve siyasi partilerden tepki yağdı.
Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta saat 15.20 sularında Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda, Türkiye'nin SİHA saldırısında katledildi.
Daştan ve Bilgin'in katledilmesine pek çok basın örgütü ve siyasi partiden tepki yağdı.
DFG: HAKİKATLERİ ISRARLA DİLE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tarafından yapılan açıklamada, "Meslektaşlarımıza yapılan bu saldırıyı kınıyor ve kabul etmiyoruz. Her alanda bu katliamın hesabını soracağız ve katledenlerin peşini bırakmayacağız. Nazım ve Cihan, Kuzey ve Doğu Suriye'de yürütülen savaşın hakikatini halka taşıyan iki değerli gazeteciydi. Onlardan aldığımız güçle hakikatleri ısrarla ve inatla dile getirmeye devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.
MKG: GERÇEKLERİ SUSTURAMAYACAKLAR
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) tarafından yapılan açıklamada, "Basın özgürlüğüne yönelik bu saldırıyı kınıyoruz! Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, hakikati dünyaya duyurmak için hayatlarını riske atarak görevlerini yerine getirirken, SİHA saldırısı sonucu yaşamlarını yitirdi. Gerçekleri susturamayacaklar! Kuzey ve Doğu Suriye'de gazetecilere yönelik bu tür saldırılar, hem basın özgürlüğüne hem de insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Yaralı şoför Ezîz Hec Bozan'a acil şifalar diliyor, yaşamını yitiren gazetecilerimizi saygıyla anıyoruz" denildi.
BASIN-İŞ: SORUMLULAR ADALET ÖNÜNDE HESAP VERMELİDİR
DİSK Basın-İş tarafından yapılan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Kuzey Suriye'de gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, içinde bulundukları araca 19 Aralık'ta düzenlenen SİHA saldırısında yaşamını yitirdi. Çatışma bölgelerinde canları pahasına kamuoyuna gerçeği aktaran gazetecilerin hedef alınması kabul edilemez. Gazetecileri hedef alan saldırıları kınıyoruz. Filistin'de ve Suriye'de savaş bölgesindeki gazetecilerin ölümünden sorumlu olanlar adalet önünde hesap vermelidir!"
ESP: HESAP SORALIM
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) tarafından yapılan açıklamada, "Faşist şeflik rejimi ve onun işbirlikçisi çetelerinin hedefi bu defa özgür basın emekçileri oldu. Sömürgeci Türk devleti; HTŞ, SMO ve IŞİD'in insanlığa karşı işlediği suçları açığa çıkaran, bölge halklarının direnişini tüm dünyaya duyuran özgür basın emekçisi iki arkadaşımızı katletti. Halklarımızı; işgalci Türk devletinin çeteler aracılığıyla işlediği suçlar karşısında hesap sormaya, halkçı ve demokratik Rojava devrimini sahiplenmeye çağırıyoruz" denildi.
DEM PARTİ: LANETLİYORUZ
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından yapılan açıklamada, "İktidarın denetimindeki trol ordusunun yürüttüğü kara propagandayı, özel ve psikolojik savaş yalanlarını boşa çıkaran, gerçekleri dile getiren ve hakikati anlatan gazeteciler doğrudan hedef alınmıştır. Özellikle Kobanê bölgesinde yaşananları sahadan bildiren Taştan ve Bilgin'in katledilmesi, bu gazetecilik faaliyetine duyulan öfkenin ve korkunun sonucudur. Bu kirli saldırılarda hem Kürt halkına ve kazanımlarına hem de hakikatin açıklanmasına karşı savaş yürütülmektedir" ifadeleri kullanıldı.
Hedef alınan gazetecilerin uzun yıllardır bölgedeki gelişmeler üzerine kamuoyunu bilgilendirdiği vurgulanan açıklamada, "Bu saldırılar insanlığa ve evrensel hukuka karşı işlenen suçlar kapsamındadır. Kazakozak ve Tişrin bölgesinde yaşananlara ilişkin yaptıkları haberlerle iktidar propagandasını boşa çıkaran bu gazetecilerin katledilmesini kınıyor ve lanetliyoruz. İnsanlığa karşı işlenen bu suçlara karşı duyarlı bütün kesimleri seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. AKP iktidarı ve yetkilileri konuya ilişkin derhal açıklama yapmalı ve işlediği bu suçlara son vermelidir" denildi.
DBP: SESSİZ KALANLAR BU SUÇA ORTAKTIR
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından yapılan açıklamada, "Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Türk devletinin saldırıları sonucu Türk güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü üzülerek öğrendik. İşgal, katliam ve hukuk dışı uygulamalarla Rojava halkının iradesini hedef alanlar, savaş suçlarına tutunmaya ve sivilleri öldürmeye çalışıyor. Bu nedenle gazetecileri hedef alıyorlar. Bu saldırılara sessiz kalanların savaş suçlarına ortak oldukları unutulmamalıdır. Rojava halkına yönelik saldırıların durdurulması için bu saldırılara karşı güçlü bir mücadele yürütülmesi gerekiyor. Özgür basına başsağlığı dileriz."