19 Nisan 2025 Cumartesi

Dayanışma sahnesinden sendikalara çağrı: Genel grev genel direniş

Tutsak gençler için binlerce öğrenci Kadıköy'de kurulan dayanışma sahnesinde yan yana geldi. Etkinlikte, tüm öğrencilere örgütlerini kalıcılaştırma, büyük konfederasyonlar başta olmak üzere sendikalara ise genel grev çağrısı yapıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) dönük operasyon sonrası patlak veren öncülük eden üniversite öğrencileri, eylemler gerekçesiyle tutuklanan yüzlerce öğrenci için Kadıköy'de bulunan Festivalpark'ta dayanışma sahnesi kurdu.

Dayanışma konseri öncesi binlerce öğrenci, Kadıköy rıhtımında bir araya sloganlarla bir araya geldi. Söğütlüçeşme'de toplanan öğrencilerin yürüyüşü ise polis tarafından engellendi, öğrenciler gruplar halinde rıhtıma geçti.

Rıhtımda toplanan öğrenciler sık sık, "Hükümet istifa", "Genel grev, genel direniş", "Tutsak öğrenciler onurumuzdur", "Polis defol bu sokaklar bizim", "Çözüm sokakta, sandıkta değil", "Berkin Elvan, 15'inde bir fidan", "İsyan, devrim, özgürlük", "Üniversiteler boykotta, sendikalar sokağa", "Yaşasın öğrenci dayanışması", "Gezi'de düşene, dövüşene bin selam" sloganları attı. Polisin "Diplomasız Erdoğan" sloganına "kanunsuz" anonsu geçmesine tepki gösteren öğrenciler, "Kadınlar ölürken polis neredeydi", "Depremde, yangında polis neredeydi" sloganları attı.

Alanda, Gündoğdu Marşı ve Çav Bella da öğrenciler tarafından hep bir ağızdan seslendirildi. Tüm öğrenciler rıhtımda toplandıktan sonra kol kola girerek sloganlarla konser alanına yürüdü.

Tutsak öğrencilerin aileleri de, "Çocuklarımız serbest bırakılsın! Çocuklarımızın yanındayız" pankartıyla yürüyüşe destek verdi.

'TÜM SİYASİ TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN'
Dayanışma sahnesinde ilk olarak, 15 üniversite adına ortak basın metni okundu. İmamoğlu'nun diploma iptaliyle başlayan demokrasi seferberliğini öğrencilerin sırtlandığı vurgulanan açıklamada, "Önce Beyazıt'taki barikatı aşıp Saraçhane'yi bir direniş alanına çevirdik. Ardından forumlar aldık, günlerce üniversitelerimizdeki hayatı durdurduk. Ardından birleştik, İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu'nu kurduk. On binlerce öğrenci hep birlikte Şişli Belediyesi'ne yürüdük. Ancak bugün, birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımızın bir kısmı aramıza değil. Çünkü demokratik haklarının gasp edilmesine izin vermedikleri için, kayyum rejimine karşı haklı ve meşru bir mücadele verdikleri için tutuklandılar" denildi.

Demokratik hak ve özgürlükleri savunmanın suç olmadığı vurgulanan açıklamada, "Bütün tutuklu arkadaşlarımızın sesine ses olmak için bugün burada toplandık ve tek bir ağızdan tüm siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz" vurgusu yapıldı.

'SEFERBERLİK SÜRESİNCE İNŞA ETTİĞİMİZ ÖRGÜTLERİ KALICILAŞTIRALIM'
Gençlerin suç işledikleri için değil, rejime tehdit oluşturdukları için tutsak edildikleri dile getirilen açıklamada, "Daha fazla mücadeleci arkadaşımızın, sanatçıların, öncü işçilerin sarayın sopasını yememesi için demokratik taleplerle gerçekleştirdiğimiz bu seferberliği büyütmekten ve gerçek bir mücadele planı etrafında bir araya gelmekten başka çaremiz yok" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, tüm öğrencilere şu çağrı yapıldı: "Seferberlik süresince inşa ettiğimiz komiteleri, kurulları ve tüm diğer seferberlik örgütlerini kalıcılaştıralım. ÖTK seçimleri aracılığıyla, demokratik hakkımız olan seçme ve seçilme hakkını kullanarak okullarımızda temsilciler seçme hakkımızı kazanalım! Okullarımızda ÖTK seçimleri için seferber olalım!"

SENDİKALARA ÇAĞRI: MÜCADELEYİ GENEL GREVLE BÜYÜTELİM
İşçi ve emekçilerle mücadelenin birleştirilmesinin önemine dikkat çekilen açıklama, şöyle devam etti: "Biz öğrenciler yolu açtık, ancak bu seferberliği ileri taşımak için kader ortaklığımızı mücadele ortaklığına çevirmemiz gerekli. Başta Türk-iş, Hak-iş, KESK ve DİSK gibi konfederasyonlarla bağımsız, mücadeleci sendikalar olmak üzere tüm sendikalara ve emek örgütlerine çağrımızdır: öğrencilerin özgürlük talepleriyle işçilerin üretimden gelen gücünü birleştirelim, mücadelemizi genel grevle büyütelim!"

'EĞİTİM-SEN VE LEVENT DÖLEK YALNIZ DEĞİLDİR'
Dayanışmayı büyüten, tutsak gençleri sahiplenen herkese teşekkür edilen açıklamada, "Öğrencilerin boykot çağrısına grev çağrısıyla destek olan Eğitim-Sen'e açılan soruşturmaların da hukuksuz olduğunu, Eğitim-Sen'in yalnız olmadığını bildiriyoruz! Tutuklu Eğitim-Sen'li hocamız Levent Dölek de tıpkı tutuklu sıra arkadaşlarımız gibi bir siyasi tutsaktır! Son olarak 'üniversitelerden belediyelere, kayyum rejimine son' şiarımızı tekrarlıyor, tüm baskılara ve hukuksuzluklara rağmen mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz" denildi.

ANNE BABA DAYANIŞMA AĞI: ÇOCUKLARIMIZI SERBEST BIRAKIN
Anne Baba Dayanışma Ağı adına yapılan konuşmada ise, "Zor günler geçiriyoruz ama bizim bir sürü kızımız oğlumuz var. Yüz binlerce insan sizinle dayanışma içinde. Sıra arkadaşlarınızı hukuksuz yere tutukladılar. Onlardan sizlere selam var. Sizleri çok özlüyorlar. Bu ülkenin gençleri ayağa kalktığında nasıl korkuyu aştıklarını gördüler. Sizinle buluşmak istiyorlar, aranıza dönmek istiyorlar" denildi. Konuşmada, "Korkuyu aştık, bakın gözlerimize hiç korkudan eser var mı? İktidara sesleniyoruz, çocuklarımızı serbest bırakın" ifadeleri kullanıldı.

Dayanışma sahnesi, tutsak öğrencilerin mesajları ve sanatçıların konseriyle devam etti.

GÜNEŞ: 100-200 KİŞİYİ TUTUKLAYARAK BİZİ BİTİREMEZLER
Galatasaray Üniversitesi öğrencisi tutsak Jana Güneş'in mesajında şu ifadeler kullanıldı: "Ülke genelinde birçok farklı ve eylemlere öncülük eden üniversite öğrencileri olarak buradayız, birlikte kalıyoruz. Özellikle her üniversiteden eylemlere aktif katılan, öncülük eden veya örgütlü olan insanlara seçildiği bir operasyon var ortada. Faşizmin saldırılarının günden güne arttığı ve sertleştiği, her türlü toplumsal hareketin bastırıldığı, daha başlangıcında sindirildiği, olası olarak öğrenci hareketlerine de gösterge zayıflatıldığı bir dönemde başladı eylemlerimiz. Sokak öğrenciler için yeniden bir mücadele alanı haline geldi. 100-200 kişiyi tutuklayarak bitirebilecekleri bir şey değil. Dışarıda 1 kişi dahi kaldığımız sürece sürecek bir hareket. Son olarak, hepinizi selamlıyoruz ve sevgiyle kucaklıyoruz. GSÜ'deki boykotun, direnişin ve mücadelenin daha güçlü bir biçimde süreceğini biliyoruz."

'ONLARIN KÜÇÜMSEDİĞİ KUŞAK ZİNCİRLERİ KIRAN KUŞAK OLACAK'
Etkinlikte söz alan bir lise öğrencisi ise, "Kendi sıralarımızdan örgütleniyor, kendi sözümüzü söylüyor, memleketin her köşesinde direnişi büyütüyoruz. Sınıflarda, okullarda, sokaklarda biz varız. Bize Z kuşağı apolitik dediler. İlgisiz dediler. Ekran başından kalkmaz dediler. Ama biz onların bu ezberlerini parçalıyoruz. Biz suskunluğa değil dayanışmayla, öfkeyle ve inatla büyüyoruz. Onların küçümsediği kuşak zincirleri kıran kuşak olacak" ifadelerini kullandı.

'KÜFÜRDE NESNE DEĞİL DİRENİŞTE ÖZNEYİZ'
Tutsak MSGSÜ öğrencisi Ayşıl'ın mesajında ise "Kampüslerimizdeki ÖGB saldırılarına, sokaklardaki polis barikatlarına karşı mücadele ederken, gözaltında kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik dayatılan çıplak arama işkencesine, cinsel şiddet ve tacize karşı susmadık, susmayacağız. 'İşkence insanlık suçudur!' diyerek erkek devlet şiddetine karşı bir araya geldik. Tam da bu yüzden hayatlarımızın her anında olan erkek egemen zihniyeti; dilimizde  ve söylemlerimizde yıkmak, küfrü ve eril söylemleri üretmemek iktidarın kadın düşmanlığına ve nefret politikalarına karşı da mücadele etmek demektir" ifadeleri yer aldı.

Ayşıl'ın mesajı şu şekilde devam etti: "Bu mücadeleyi kapsayıcı, eşitlikçi ve erkek egemenliğinden arınmış bir hale dönüştürmek için gerek üniversitelerimizde aldığımız forumlarda gerekse birlikte direndiğimiz eylem alanlarında kadınlar ve LGBTİ+'lar olarak sesimiz yükseltmeye devam edeceğimizi buradan bir kez daha yineliyoruz. Bizler erkek devlet şiddetinin uygulamalarına karşı; 8 Martlarda, 25 Kasımlarda, Onur Yürüyüşleri'nde ve hayatlarımızın her anında isyanımızla var olurken 'Küfürde nesne değil, direnişte özneyiz' diyoruz! Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz!"