DEM Parti: Çalışma yaşamı, emek ve meslek örgütlerinin katılımıyla yeniden düzenlenmeli

DEM Parti Emek Komisyonu, 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü'ne ilişkin açıklama yaparak, "Ülkede yaşanan iş cinayetlerinin önlenmesi için iktidar ve işverenler, kamusal bir işçi sağlığı ve güvenliği alanı yaratmak için sorumluluklarını yerine getirmelidir" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Emek Komisyonu, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 2003 yılında meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesine dikkat çekmek amacıyla ilan edilen 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü'ne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Dünyada her yıl yaklaşık 2 milyondan fazla işçinin iş cinayetinde katledildiği, milyonlarcasının sakat kaldığı ve 160 milyondan fazla emekçinin meslek hastalıklarına yakalandığı ifade edilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sonrası, iktidar temsilcileri her yıl iş kazaları ve meslek hastalıklarında azalma olacağını vaat etmiştir. Buna rağmen aradan geçen 13 yıl içinde yayımlanan resmi istatistikler, bu vaatlerin tam tersini göstermektedir. Özelleştirmeler, güvencesiz çalışma biçimleri, sendikal örgütlenme özgürlüğüne yönelik baskılar, denetimsizlik, işveren yanlısı düzenlemeler ve cezasızlık politikaları yaşanan işçi ölümlerinin temel nedenleridir. İş cinayetleri azalmamış, aksine artarak devam etmiştir."
Sermayenin kar hırsının işçilerin güvenliğini ve ekolojik dengenin korunmasını hiçe saydığı vurgulanan açıklamada, ekolojik yıkım ve iş cinayetlerinin iç içe geçtiği kaydedildi. Türkiye'nin Avrupa'da ölümlü iş kazalarında açık ara birinci sırada olduğuna dikkat çekilen açıklamada, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerine göre, sadece 2024 yılında en az bin 897, 2025 yılının ilk üç ayında ise en az 443 işçinin gerekli önlemler alınmadığı için iş cinayetlerinde katledildiği belirtildi.
Ayrıca son 10 yıl içerisinde en az 540 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği ifade edilen açıklamada, "Savaşlar, yoksulluk ve zorlayıcı koşullar nedeniyle göç etmek zorunda kalan göçmen işçiler ile mevsimlik tarım işçileri ise en acımasız sömürü ilişkileri içinde, güvencesiz çalışmakta ve iş cinayetlerine maruz kalmaktadır" denildi.
Açıklama, şöyle devam etti: "Talebimiz açık; ülkede yaşanan iş cinayetlerinin önlenmesi için iktidar ve işverenler, kamusal bir işçi sağlığı ve güvenliği alanı yaratmak için sorumluluklarını yerine getirmelidir. 6331 sayılı yasa, sosyal tarafların katılımı ile yeniden düzenlenmeli ve uluslararası normlara uygun hale getirilmelidir. Sendikal örgütlenmenin önündeki tüm yasal ve fiili engeller kaldırılmalı, örgütlenme özgürlüğü anayasal güvence altına alınmalıdır. Tarım ve göçmen işçiliğini kapsayacak şekilde sendikal örgütlenmeler güçlendirilmelidir. Kayıt dışı çalışmayla etkin mücadele edilmeli, yasal yaptırımlar eksiksiz uygulanmalıdır Taşeronluk ve güvencesiz çalışma yasaklanmalı, bu alanda toplumsal farkındalık artırılmalıdır. Sağlık, güvenlik ve ekolojiyle ilgili özerk ve demokratik bir kurumsal yapı; emek-meslek örgütleri ve üniversitelerle birlikte yeniden düzenlenmelidir. Yapılacak tüm düzenlemelerde demokratik sosyal devlet ilkeleri esas alınmalıdır."