DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanlığına Arife Çınar ve Çınar Altan seçildi

DEM Parti İstanbul İl Kongresi için binlerce kişi Yahya Kemal Bayatlı Gösteri Merkezi'nde bir araya geldi. Kongrede konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, "Kürtler kandırılıyor" söylemlerine, "Siz merak etmeyin ne Kürt halkı kandırılır ne de DEM Parti. Siz bunu düşüneceğinize sürece katkıda bulunun" yanıtını verdi. İktidara seslenen Bakırhan, "Korkmayın sayın Öcalan devleti bölmek istemiyor, devletin demokratikleşmesini istiyor" dedi. Öcalan'ın çağrısının 85 milyona ulaştırılması gerektiğini kaydeden Bakırhan, HDK'nin kriminalize edilmek istenmesini de tepki gösterdi. Bakırhan, "Bu ülkenin en devrimci kurumunu kriminalize etmenize izin vermeyeceğiz" dedi. Konuşmaların ardından il yönetimi seçildi. Arife Çınar ve Vedat Çınar Altan İstanbul İl Eşbaşkanları seçildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Örgütü 3. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. Yahya Kemal Bayatlı Gösteri Merkezi'nde "Örgütlenerek özgürleşiyoruz" şiarıyla düzenlenen kongre için sabahın erken saatlerinde bir araya gelen çok sayıda kişi hem salonun içinde hem de dışında halaylarla programın başlamasını bekledi. Slogan ve zılgıtların susmadığı kongreye binlerce kadın ve erkek, ulusal kıyafetleriyle katıldı, kesk û zerleri dalgalandırdı.
DİRENİŞ VURGUSU
Kongrenin gerçekleştiği salona Kürtçe ve Türkçe, "Örgütlenerek özgürleşiyoruz", "Kadın örgütlülüğümüzü büyütüyor, özgürlük için direniyoruz", "Eşitlik, adalet ve özgürlük için örgütlenerek barışı toplumsallaştıracağız", "Kayyumlar gidecek biz kalacağız", "Genç başladık genç başaracağız", "Örgütlü direneceğiz emek sömürüsüne son vereceğiz", "Jin, jiyan, azadî", "Demokratik yaşam için eşitlik , adalet, özgürlük", "Bi pêşengîya jinên ciwan" pankartları asıldı. DEM Parti bayraklarıyla donatılan salonda sık sık "Jin, jiyan, azadî", "Bijî berxwedana Wanê", "Bijî berxwedana Rojava" sloganları atıldı.
BAKIRHAN ALKIŞLARLA KARŞILANDI
Program DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın gelişiyle başladı. Bakırhan ve DEM Parti heyeti salonda alkışlarla karşılanırken, "Bijî berxwedana Rojava" sloganı atıldı.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, milletvekilleri Kezban Konukçu ve George Aslan; Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Satiye Ok, SYKP Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, İmralı görüşmelerinde yer alan Pervin Buldan da kongreye katıldı.
Divan eşbaşkanlığına DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu ve Zeki İrmez seçilirken divan üyeleri Fatma Yılmaz ve Mercan Sarsılmaz oldu. Ardından devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada hep bir ağızdan Nazım Hikmet'in Güneşi İçenlerin Türküsü şiiri okundu. Saygı duruşu, "Şehid namirin" sloganıyla sona erdi. Divan gündem maddelerinin oylanmasının ardından DEM Parti il örgütünün mücadele tarihini aktaran bir sinevizyon gösterildi.
YANGÖZ: BU ÖRGÜTÜ BİRLİKTE AYAKTA TUTACAĞIZ
Açılış konuşmasını yapmak için DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Gonca Yangöz söz aldı. Sinevizyon gösteriminde yer alanların çoğunun şu an tutsak olduğunu dile getiren Yangöz, devrimci tutsakları selamladı. Zor bir dönemi geride bıraktıklarını söyleyen Yangöz, birleşik mücadeleyle yan yana durarak mücadele ettiklerini vurguladı. Yangöz, "Bunca baskıya, faşizmin zorbalığına, iktidarın üzerimizdeki baskısına hep birlikte dimdik ayakta olduk. Birlikte kazanacağız, birlikte güçleneceğiz, bu örgütü birlikte ayakta tutacağız, özgürlük ve yaşam mücadelesini birlikte vereceğiz" dedi. Çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Yangöz, yeni seçilecek eşbaşkanlara da başarılar diledi.
KALMAZ: HER ALANDA HDK FİKRİYATINI SÜRDÜRECEĞİZ
Ardından DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz söz aldı. Kürtçe konuşan Kalmaz, faşizme karşı direnenleri hatırlattı, Rojava'da, Van'da, Dersim'de direnenleri selamladı. Kalmaz, "Bu kongre barışa ve özgürlüğe vesile olsun. Faşizme karşı demokratik bir sistemi inşa etmek için mücadele ettik" ifadelerini kullandı. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın girişimiyle başlayan sürece işaret eden Kalmaz, "Bu sürecin demokrasi ve özgürlük sürecine evrilmesi için çalışmalar yapılıyor. HDK'ye yönelik bir operasyon söz konusu. HDK'ye yönelik operasyonların karşısında duracağız. Yaşamımızın her alanında HDK'nin fikriyatını sürdüreceğiz. HDK'nin önüne ket vuramazlar" diye vurguladı.
'HDK TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL EZİLENLERDİR'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, alkışlarla sahneye çıktı. İstanbul'da çalışma yürüten DEM Partililere teşekkür eden ve devrimci tutsakları selamlayan Bakırhan, "Bugüne kadar emek veren, değer katan, bedel ödeyen ama aramızda olmayan bütün yoldaşlarımızı saygı ve sevgiyle anıyorum. Mücadelemizde ve yüreğimizin en baş köşesinde taşıyoruz" dedi.
Siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakırhan, dünya ve Ortadoğu yeniden şekillenirken, Türk devletinin yüz yıllık ret ve inkar politikasına devam ettiğini söyledi. DEM Partili belediyelere dönük kayyum darbelerinin sürdüğünü hatırlatan Bakırhan, emeğinin karşılığı, insanca yaşam için direnen işçilere dönük polis ve jandarma saldırısı yaşandığını, öncülerinin tutuklandığını söyledi. Kadın katliamları sürerken bunları önleyecek yasalar çıkarmak yerine İstanbul Sözleşmesi'nin ortadan kaldırıldığını kaydeden Bakırhan, "Bir nevi kadın kırımını meşrulaştıran bir anlayışla hareket ediyorlar" dedi.
Bakırhan, HDK'ye yönelik siyasi soykırım operasyonunda 30 yoldaşlarının tutuklanmasına tepki gösterdiği konuşmasında şunları söyledi: "HDK terör örgütüymüş. 14 yıldır İstanbul merkezinde tabelası asıldı, 14 yıl içinde akademisyenlerin de olduğu çalışmalar yürüten HDK'nin terör örgütü olduğu yeni mi aklınıza geldi? HDK terör örgütü değil; HDK ezilen Kürt halkıdır, Alevidir, gençtir, direnen işçidir, 16 milyon emeklidir. HDK Kürtür, Türktür, Araptır; ezilenler ve emekçilerdir. HDK'nin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız Esenyurt'taki ezilenlere sorun. Çorlu'da, Tekirdağ'da direnen işçilere sorun. 14 bin lirayla geçinmek zorunda kalan emeklilere sorun. Kadınlara sorun. Umudunu çaldığınız gençlere sorun. O zaman HDK'nin ne olduğunu, kim olduğunu çok iyi görürsünüz."
HDK'nin Kürt ve Türk ittifakını sağlamak için demokratik bir Türkiye zemini için mücadelesini sürdüreceğini vurgulayan Bakırhan, "Bu ülkenin en devrimci kurumunu kriminalize etmek doğru değil. Buna asla izin vermeyiz. Ben HDK'liyim, biz HDK'liyiz ve olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
'İNANCIMIZ VE İMANIMIZ GEREĞİ ZULME KARŞI DURMALIYIZ'
Rojin Kabaiş için yürütülen mücadeleyi görmeyen yargının, TÜSİAD başkanının bir sözüyle harekete geçtiğini söyleyen Bakırhan, "kent uzlaşı"sının kriminalize edilerek tutuklama saldırısı gerçekleştirilmesine, "Yargının işi DEM Parti'nin kiminle ittifak yapacağı değil" sözleriyle tepki gösterdi. Halkın iradesini gasp etmek yerine rızasını alması için iktidara çağrı yapan Bakırhan, "Müslüman kardeşlerime çağrı yapmak istiyorum. Gece gündüz bu zulüm karşısında direniyoruz. Siz ne diyorsunuz halk iradesinin gasp edilmesine, cezaevlerinde yüzbinlerce insanın yatmasına, sizin acılarınızı, duygularınızı kullanarak iktidar olan, vesayetin karşısında olduğunu söyleyen iktidar, vesayetin kendisi oldu. Bu zulüm karşısında susmak onaylamaktır. İmanımız ve inancımızın gereği zulme karşı durmaktır. Sizi bu iktidarın zulüm politikalarına karşı durmaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı.
Hiçbir engelin Kürt ve Türk kardeşliğini kurmalarının önünde duramayacağını vurgulayan Bakırhan, eşit yurttaşlık mücadelesini sürdüreceklerini kaydetti. "Türkiye'yi demokratikleştireceğiz" diyen Bakırhan, bunun vazgeçilmez görevleri olduğunu ekledi. İktidara seslenen Bakırhan, "Van'ı, Hakkari'yi anladım da Kuzey ve Doğu Suriye'den ne istiyorsunuz? Bırakın Suriye halkları kendi kaderine kendi karar versin. Size mi kaldı Tişrîn Barajına saldırmak. Size düşen Kürdün statüsünü kabul etmek. Suriye rejimi üzerinde bir etkiniz varsa Kürt ve Arapların ve diğer halkların orada demokratik bir zeminde yaşamasının önünü açın. Buna destek sunun. Burada barış Tişrîn'de top tüfek bomba olmaz, burada barış Kuzey ve Doğu Suriye'de savaş olmaz, Suriye'de Kürtler statü elde etmesin olmaz. Hem Türkiye'de hem Suriye'de hem de Ortadoğu'da barışa var mısınız? Biz varız sayın Erdoğan, DEM Parti var, sayın Öcalan var. Suriye Arap Cumhuriyeti olmaz. Evet Suriye'de Araplar var ama diğer halklar ve inançlar da var. Suriye Demokratik Cumhuriyeti olur. Kürtlerin kendi statüsüyle, diğer halklarla kardeşçe yaşamasını savunuyoruz. Türkiye'yi de Suriye'de yapıcı rol oynamaya, Suriye barışını sağlamak için çabalamaya davet ediyoruz" dedi.
'EKONOMİNİN MEYVESİNİ TEFECİLER, RANTÇILAR YİYOR'
Ekonomi gündemine ilişkin de söz kuran Bakırhan, "Erdoğan, ekonomi programı meyvelerini veriyor diyor. Allah aşkına meyvesini veriyorsa bu meyvesini emekçiler, barınamayan öğrenciler, halklar niye yemiyor. Meyvesini veren ekonominin nimetlerinden yararlanabildiniz mi, sizlere soruyorum. Asgari ücret 22 bin lira, ev kirası 26 bin lira. Allah aşkına ev kirasını dahi ödeyemeyecek bir oranda asgari ücretle insanlar kirasını mı ödesin meyvesini mi yesin? 3 milyon insan İstanbul'da akşamları evine ekmek götürmek için çaba içinde. Bırakalım kültürel, sanatsal etkinlikleri, tatilleri, ekmek götürmek için didiniyor. Biz yemediğimize göre kim yiyor, 20 yılda tam 563 milyar dolar faize verdiler. 563 milyar dolar, bütün dünyanın savaştığı yerle bir olan Suriye'yi ayağa kaldıracak bir paradan bahsediyorum. 563 milyar dolar demek Kocaeli'den Tekirdağ'a kadar İstanbul'u yeniden inşa etmek, depreme dayanıklı hale getirmektir. Ekonominin meyvesini, tefeciler, rantçılar yiyor" diye kaydetti.
'SİZ MERAK ETMEYİN KÜRTLER KANDIRILMAZ, DEM PARTİ KANDIRILMAZ'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın beklenen tarihi bir çağrı yapacağını söyleyerek, çağrının içeriğine dair bilgi veren Bakırhan, şöyle devam etti: "O tarihi çağrıda ekonomide adalet, demokratik ve bağımsız yargı, Kürtlerin ana dilini özgürce konuştuğu, iradelerinin gasp edilmediği, Alevilerin eşit yurttaş olduğu, gençlerin ve kadınların katledilmediği, umutlarının çalınmadığı bir demokratik Türkiye düşüncesi ortaya koyulacaktır. Bir yol haritası ortaya koyulacaktır. DEM Parti olarak ilk günden beri sayın Öcalan'ın ortaya koyacağı tarihi çağrının arkasında olduğumuzu ve savunacağımızı belirtmiştik."
Kürtlerin kandırılacağı yönündeki açıklamalara tepki gösteren Bakırhan, şu yanıtı verdi: "Siz merak etmeyin biz kandırılmayız. Bununla kaygılanacağınıza bu sürece destek verin. Biz kanacak bir halk, bir parti değiliz. Başkaları da diyor ki anadil ülkeyi böler. Balkanlar'da Türkçe resmi dil Balkanlar bölündü mü? Türkçe resmi dil olunca Balkanlar'da savaş mı çıktı? Peki dil bölüyorsa, Almanya'dan Çin'e Türkçe istenmesi bölmüyor mu? 6 milyon dil konuşuluyor da fukara Kürtçe mi bölecek? Ayıptır size. Biraz kardeşlik hukukunu, biraz vicdanı, biraz inandığınız dinin gerekliliklerini yerine getirmeye davet ediyorum; o dil yok diyenler ülkeyi böler. Biz varız ve konuşmaya devam edeceğiz."
'SAYIN ÖCALAN DEVLETE KARŞI DEĞİL, DEVLETİN DEMOKRATİK OLMASINI İSTİYOR'
Öcalan'ın çağrısıyla birlikte beka, güvenlik denilen iktidarın sığındığı limanın da ortadan kalkacağının altını çizen Bakırhan, "Sayın Öcalan çağrı yaptıktan sonra Türkiye'de özgürlükler konuşulacak. Saatler artık, Kürt barışına ve demokratik Türkiye'ye kuruludur. İktidar dahil olmak üzere hiç kimse Kürt barışına kurulan saatleri geriye çeviremez. Artık bu ülkede hiçbirimizin bekleyecek takati yok. Ne demokrasi, ne ekonomi kaldı. Yapılacak tek şey var, demokrasiyi de ekonomiyi de rayına sokacak, Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesidir. Bundan kaçan kaybeder. Bundan kaçana halk sandıkta cevap verir Van'da olduğu gibi. Sayın Öcalan devlete karşı değil, devletin demokratik olmasını istiyor. Devletin Kürdü, Aleviyi tanımasını istiyor, devletin kadını eşit yurttaş görmesini, adil olmasını istiyor. Bunun neresi kötü. Bizler demokrasi, özgürlük, alın terimizin hakkını istiyoruz. Bütün Türkiye toplumuna ne istediğimizi, istediğimiz her şeyin 85 milyonun yararına olduğunu anlatmak gibi bir görev önümüzde duruyor" dedi.
'BARIŞI GÜÇSÜZ OLDUĞUMUZ İÇİN İSTEMİYORUZ'
Özgürlüklerin olmadığı bir ülkede darbe mekaniğinin devreye gireceğini söyleyen Bakırhan, Erdoğan'ı adım atmaya çağırdı. İktidara, "Barıştan, değişimden korkma" diye seslenen Bakırhan, barışın onurlu bir çıkış kapısı olduğunu söyledi. "Biz barışı güçsüz olduğumuz için istemiyoruz, aksine bu ülkenin en örgütlü, en önemli muhalefet güçlerinden birisiyiz. Biz barışı Türkiye'deki halklar bir arada, eşitçe yaşasın diye istiyoruz. Kimse barış istediğimiz için bizim zayıf olduğumuzu düşünmesin" diyen Bakırhan, barış mücadelesine her şeye rağmen devam edeceklerini ekledi.
'ÇAĞRIDAN SONRA İŞİMİZ DAHA DA ARTACAK'
Onurlu bir barışı sağlamanın yolunun örgütlü olmaktan, güçlü olmaktan geçtiğini dile getiren Bakırhan, "İstanbul onurlu barışı inşa edeceğimiz en önemli merkezlerden biridir. Son Newroz'a 1 milyondan fazla insanımız geldi. İşte bu 1 milyon insana ulaşıp, onları örgütleyip bir araya getirebilirsek, sözümüzü güçlü bir şekilde ortaya koyabilirsek, bütün olumsuzluklara, zulme rağmen bu topraklara barışı getirebiliriz. Sonra 20 milyona, 85 milyona ulaşmak boynumuzun borcudur. Cemal Kavaklara, yaşamını yitiren yoldaşlara verdiğimiz sözün gereğidir. Cezaevindeki Figenlere, Selahattinlere, Ayşe Gökkanlara borcumuzdur. Örgütlenmiş bir İstanbul, örgütlenmiş bir DEM Parti'dir. Örgütlenmiş bir DEM Parti Türkiye demokrasinin geleceğidir, adresidir. Örgütlenerek büyüyeceğiz, bu toprakların yüz yıldır ihtiyaç duyduğu barışı bu topraklara getireceğiz. Sayın Öcalan'ın çağrısıyla işimiz yeni başlayacak. Bu çağrıyı Yörüklere, Türkmenlere, Azerilere anlatacak olan bizleriz. Bu barışın sadece Kürt barışı değil Türkiye barışı olduğunu, ezilenlerin emekçilerin barışı olduğunu Türkiye toplumuna götürecek olan bizleriz. Çağrıdan sonra işimiz, mücadelemiz. yoğunluğumuz daha da artacaktır" ifadelerini kullandı.
'İKTİDAR OLMAYA EN YAKIN ADAYIZ'
DEM Parti'nin baş eğmeyen bir geleneğe sahip olduğunun altını çizen Bakırhan, devrim şehitlerinin isimlerini saydı. Devletin nimetlerinin 85 milyon arasında adil ve eşit şekilde dağıtılması için mücadele ettiklerini dile getiren Bakırhan, şöyle devam etti: "Tabii ki biz bu paradigmamızla herkesi örgütleriz. Potansiyelimiz yüzde 10 değil. Emin olun görevimizi, işimizi layıkıyla yerine getirebilirsek bu ülkenin en güçlü dinamiğiyiz. İktidar olmaya en yakın adayız. Zulme karşı pes etmeyen, ayakta duran başka bir gelenek yok. DEM Parti sosyalistlerin, ezilenlerin, emekçilerin, Kürtlerin 85 milyona hitap eden bir aklın, bir paradigmanın partisidir. Hepimize kolay gelsin."
Mevcut yönetime mücadelesi için teşekkür eden Bakırhan, yeni yönetime başarılar diledi.
YENİ YÖNETİM SEÇİLDİ
Divanın faaliyet ve maliye raporunu okumasının ardından seçime geçildi. DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanlığına Arife Çınar ve Vedat Çınar Altan seçildi. İl yönetimiyle birlikte sahneye çıkan Çınar ve Altan, kavganın başkenti İstanbul'u adına layık şekilde örgütleyeceklerini söyledi.
ÇINAR: İSTANBUL'U BARIŞ KENTİ YAPACAĞIZ
İlk sözü alan Arife Çınar, İstanbul'un çok kültürlü ve inançlı yapısına işaret etti. Çınar, "Ama aynı zamanda İstanbul yoksulluğun olduğu bir kent. Tabii bu yoksulluğun nedenini hepimiz bilmekteyiz. Tek adam anlayışı ve devlet aklının savaş politikalarında ısrar etmesi, bugün tüm toplumu, ama özellikle de genel yapısından kaynaklı İstanbul derin bir yoksulluğu yaşamakta. Şunu biliyoruz ki; Türkiye'de demokratik siyaseti bizler geliştirmeden, büyütmeden Türkiye demokrasinin geleceğini düşünmüyoruz. Bugüne kadar sizlerle birlikte, halkımızla birlikte demokrasi emekçileri olarak Türkiye'de demokratik siyasetin, aynı zamanda demokratik değişimin, dönüşümün sesi olacağımızı biliyoruz. Hep birlikte örgütümüzü büyüterek, sizlerle birlikte İstanbul'da mücadelemize devam edeceğiz. İstanbul'u barış kenti yapacağız. Tüm toplumsal dinamiklerle temas içinde olacağız" dedi.
ALTAN: İSTANBUL'U ADINA YAKIŞIR ŞEKİLDE ÖRGÜTLEYECEĞİZ
DEM Parti İl Eşbaşkanlığı görevine seçilen Vedat Çınar Altan da, kongreyi katılanları Kürtçe selamladı. "Karanlığın karşısında aydınlığı, korkunun umutsuzluğun hüküm sürmesini isteyenlerin karşısında inadına cesareti ve umudu örgütlemek için bugün il kongremizi yaptık" diyen Altan, tarihsel bir sürece girdiklerini dile getirdi.
Kayyum darbesiyle halkların iradesinin gasp edildiğini, 3 gün önce HDK'ye yönelik tutuklama saldırısı yaşandığını hatırlatan Altan, şöyle devam etti: "Ancak tablonun diğer tarafında, bu baskı ve zulüm politikalarına karşı hiçbir şekilde boyun eğmemiş, bu salonda da yaptığımız üzere dosta düşmana gösterdiğimiz üzere hiçbir şekilde boyun eğmeyen, mücadele etme azmimiz ve kararlılığımız duruyor. Bizler o tarafa bakıyoruz. Önümüzdeki sürecin tarihsel adımın ne yöne evrileceğini belirleyecek olan yalnızca bizlerin bugün gösterdiği bu kararlılık ve gücümüzdür. Bu açıdan çok güçlüyüz, Arife başkan da ifade etti kavgamızın başkenti olan İstanbul'u adına yakışır bir örgütlülüğe kavuşturmak istiyoruz. Buna gücümüz var. Hem örgütlü olacağız, hem de tüm demokratik güçleri sürükleyen, öncülük eden, emekçiliğini yapan bir yönetim olmak istiyoruz. Bugün yalnızca burada bir yönetim seçimi yapılmadı. Büreç bütün parti tabanımızdan tepeye kadar tüm arkadaşlarımızın yönetici sorumluluğuyla, bilinçle hareket etmesini gerekli kılıyor. Bizler bunun farkındayız. Bunu örgütleyeceğimize inancımız tam. Dolayısıyla hepimizin önümüzdeki sürecin tarihsel özneleri olmamız gerektiği çağrısını yapmak istiyorum il yönetimimiz adına. Kazanacağız, mutlaka kazanacağız; an serkeftin, an serkeftin."
DEM Parti İstanbul İl Kongresi, halaylarla sona erdi.