9 Mayıs 2025 Cuma

DEM Parti Sözcüsü Doğan: Barış ihtimalini gözümüz gibi korumalıyız

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Sırrı Süreyya Önder'e suikast girişimine ilişkin açıklamalar yaptı, gazetecilerin sorularını yanıtladı. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın koşullarında henüz bir değişiklik olmamasını eleştiren Doğan, "Barış ihtimalini gözümüz gibi korumalıyız. Bu tarihsel fırsatı bir daha kaçırılmayacak şekilde korumalı, pamuklara sarmalıyız. Provokasyonlara, sabotajlara, bu işi zorlamak isteyenlere, buradan farklı algılar yaratmak isteyenlere karşı da hem toplum hem siyaset tedbirli olmalıdır” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan partisinin genel merkezinde gerçekleştirdiği basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'SIRRI SÜREYYA ÖNDER BİZLERE TARİHSEL BİR SORUMLULUK BIRAKTI'
Sırrı Süreyya Önder'in yaşamını yitirmesinden duydukları acıyı dile getirerek konuşmasına başlayan Doğan, Önder'in kendilerine çok ağır bir yük, tarihsel bir sorumluluk bırakarak gittiğini söyledi. Önder'in hasta yatağında, son vedasında, "Barış mümkün. Bu bir ihtimal değil. Bu ihtimali kalıcı hale getirmek bizim elimizde. Toplum hazır, Türkiye halkları hazır. İsterse siyaset de hazır” diyerek gittiğini kaydeden Doğan, "Sırrı Süreyya Önder, yüreği elinde gezen pek çok insanı hatırlattı bize yeniden. Yüreği elinde gezip barış için çabalayanlar, ilmek ilmek örerek yeni bir yol açmak isteyenler ağır bedellerle bu yolları açmaya çalıştılar. Kimse ölmesin diye direnenler ve artık savaşlar olmasın diye yüreklerinin ellerinde oluşunu umursamayanlar genellikle kendi hayatları için bu direnci gösteremediler” dedi.

Önder'in barışın mümkün olduğunu gösterdiğini, yüzünün yaşamdan yana olduğunu kaydeden Doğan, "O yüzden biz kendisine veda etmiyoruz. Bir kez daha şöyle diyoruz: İyi ki doğmuşsun Sırrı Süreyya Önder, iyi ki yaşamışsın, iyi ki sevilmişsin. İyi ki yoldaşımız, arkadaşımız, abimiz, babamız, dedemiz olmuşsun. İyi ki ardında hiç unutulmayacak, hep hatırlanacak izler bırakmışsın. Biz de barış sözümüzü yineliyoruz, demokratik toplum sözümüzü yineliyoruz. Eşit ve adil bir hayat sözümüzü yineliyoruz. Hiçbir ayrım gözetmeksizin” diye konuştu.

ÖNDER'E SUİKAST GİRİŞİMİ
DEM Parti'nin dün yaptığı açıklamada yer alan Sırrı Süreyya Önder'e suikast girişimine ilişkin de konuşan Doğan, olayın 2 Nisan günü ortaya çıktığı bilgisini verdi. Önder'in aracının lastiğinin içine yerleştirilen lastiği yırtıp patlatacak metal parçasının tespit edilmesinin ardından konunun ilgiye yerlere intikal ettirildiğini söyleyen Doğan, bu bilginin neden kamuoyuyla paylaşılmadığı yönündeki sorulara, "Sevgili arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder bunun istismar edilmesini istemedi. Kamuoyuyla paylaşılmaması kararı da kendisinin ve partimizin ortak bir şekilde aldığı bir karardı. Kamuoyunu paniğe sürüklemek istemedi, istemedik. Toplumsal kaygıları artırmak istemedik. Dolayısıyla karşılıklı alınmış bir karar gereği bu süreci açıklama yapmadan takip ettik. Bu bir ihmalkarlık ya da tedbirsizlik değil. Yine hangi araç olduğu tartışılıyor. Makam aracıydı. Makam aracı olduğu için de Meclis Başkanvekili olması nedeniyle takdir edersiniz ki farklı işleyen güvenlik protokolleri de söz konusu. İşte bu protokoller de dikkate alınarak bu olay çok büyük titizlik ve hassasiyetle takip edildi. İlgililere hem bilgilendirme yapıldı hem bu olayın aydınlatılması talebinde bulunuldu hem de o düzenek teslim edildi. Yani devletin ilgili birimlerinin bilgisi var ve kendilerinin sorumluluğunda ilerliyor bu süreç” yanıtını verdi.

Konuyla ilgili inceleme ve araştırma sonuçlarına dair kendilerine henüz bilgi gelmediğini aktaran Doğan, yeni bir gelişme olması durumunda kamuoyuyla açık bir şekilde paylaşacaklarını söyledi. Bu olaydan sonra partilerinin ve Sırrı Süreyya Önder'in gerekli tedbirleri aldığını belirten Doğan, DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan'ın Roma'da geçirdiği trafik kazasının suikast girişimi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Doğan, kazanın Buldan ve DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır'ın olduğu aracı kullanan kişinin yanlışlıkla ters yöne girmesiyle gerçekleştiğini kaydetti, "Neredeyse maddi hasarın dahi olmadığı, kimsenin yaralanmadığı bir trafik kazası. Buradan başka bir şey çıkarmaya çalışmak doğru olmaz” dedi.

'KALP KRİZİNE İLİŞKİN SORUŞTURMA GEREKTİRECEK BİLGİ YOK'
Doğan, açıklamalarının ardından basın emekçilerinin sorularını yanıtladı. Önder'in yaşamını yitirmesine neden olan kalp krizine ilişkin bir soruşturma, inceleme olup olmadığı yönündeki soruya yanıt veren Doğan şunları söyledi: "Sevgili Sırrı Süreyya Önder'in rahatsızlandığı ve bizim öğrendiğimiz ilk andan maalesef kendisini kaybettiğimiz ana kadar, takdir ve tahmin edersiniz ki, bizler de her ihtimali düşündük, değerlendirdik. Hekimler bu konuda oldukça açık bir biçimde davrandılar. Kamuoyuyla her gelişmeyi mümkün olduğunca periyodik bir biçimde hem sözlü hem yazılı olarak neredeyse anbean kamuoyuna aktardılar. Ne olduğunu, hastaneye nasıl ulaştığını, ulaştığı esnadaki sağlık durumunu, sonrasındaki medikal tedaviyi ve tedavi planlamasının nasıl olacağına ilişkin tüm detayları sizlerle paylaştılar zaten. Şimdi bu bilgiler dışında farklı yöne işaret eden bir bilgi yok bizde. Şu ana kadar elimize ulaşmış bilgiler, yani kamuoyuyla paylaşılanlar dışında ne hekimlerin ne hastane yönetiminin ne de resmi makamların bizlerle paylaştığı herhangi başka bir bilgi yok. Farklı yönde bir bilgi olmadığı için yapacağımız her şey yorum olur. Onun da doğru olmayacağını düşünüyoruz.”

'ADİL, KALICI BİR BARIŞA, DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE'YE GÖZDAĞI'
Sırrı Süreyya Önder'e suikast girişimin arkasında hangi çevreler olabileceği ve hedefin "süreç” olup olmadığı yönündeki soruyu yanıtlayan Doğan, "ne hedeflendi”, "kimler yapmış olabilir” tartışmasının asıl tartışılması gereken konuları gölgede bırakacağını söyledi. "Bunu yapmayı tercih etmiyoruz” diyen Doğan şunları ekledi: "Her kimden gelmiş olursa olsun, şunu biliyoruz ki sevgili Sırrı Süreyya Önder'in uğruna canını ortaya koyduğu onurlu, adil ve kalıcı bir barışı mümkün kılma, demokratik bir Türkiye'yi mümkün kılma çabalarına dönük bir gözdağı, bir tehdit olabilir. En kıymetlilerimizi ne yazık ki bunun için kaybettik. Daha fazla kayıplar olmasın, insanlar ölmesin diyoruz. Tehditten ve gözdağından medet ummaya çalışanlar bilsinler ki; bunlar bizi yıldırmaz. Sevgili Sırrı Süreyya Önder'i yıldırmadığı gibi. Onun hayatı ortada. Ancak onun dışında bir bilgi veremeyeceğim.”

'PKK'NİN KONGRESİNİ TOPLADIĞINI DUYURMASI AN MESELESİ'
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan sorular üzerine "PKK'nin kongresini duyurması an meselesi” yanıtını verirken, kısa bir süre sonra PKK'den 12. Kongresini topladığı açıklaması geldi.

Bunun önemli bir adım olduğunu belirterek, "Ancak bu adımın sonrası da önemli” diyen Doğan, "Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Sayın Cumhurbaşkanının da konuya ilişkin açıklaması siyasete çok büyük görevler düşeceğine ilişkin. DEM Parti olarak biz ilk gün söylediğimizi bugün de söylüyoruz: Hazırız demokratik bir Türkiye için. Eşit, adil ve kalıcı bir barışın sağlandığı, demokratik toplum tahayyülümüzü gerçekleştirecek bir Türkiye için üzerimize düşen tüm sorumluluğu cesaret, özveri ve kararlılıkla yapmaya hazırız. Zaten bu konudaki çabamız, geçmişimiz ve yarına dair vizyonumuz da ortada. 'Gelişebilecek her olumlu adım, bir sonraki olumlu adımı çağıracaktır' demişti AKP Sözcüsü son açıklamalarından birinde. Umudumuz ve temennimiz her olumlu adımın, olumlu adımlarla kalıcı hale getirilmesi. Bunun için gerekli yasal hazırlıkların, siyasi ve hukuki zeminin oluşturulması. Tekrar ediyorum, siyasete çok büyük görevler düşüyor. Sağından soluna en geniş yelpazede hem siyasete hem topluma bu karanın duyurulmasından sonra çok büyük görevler düşüyor. Çünkü toplum da bu tarihsel fırsatın kalıcı hale getirilmesini bekliyor. Bunu Sırrı Süreyya Önder'in şifa nöbetinde de gördük, kendisine veda ederken de gördük. Şimdi buna sahip çıkmanın zamanı” diye konuştu.

Soru üzerine İmralı'ya son olarak Pervin Buldan ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol'un gittiğini daha sonra herhangi bir gidiş olmadığını aktaran Doğan, toplumun, DEM Parti'nin, Newroz ve 8 Mart'ta sokağa çıkanların, meydanları dolduran insanların tek talebinin PKK lideri Abdullah Öcalan'ın üzerinde tecridin kaldırılması, bu süreçte aktif olarak çalışabileceği koşulların oluşturulması olduğunu hatırlattı. Doğan, bu koşullar oluşturulmadığı gibi, mevcut mevzuatın uygulanmadığını, avukat ve aile aile görüşlerinin rutin olarak ilerlemediğini söyledi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, "İmralı Heyetine başka bir isim belirlendi mi” sorusuna, "Bizim gündemimizde böyle bir konu şu anda yok” yanıtını verdi. İsteyen herkesin Abdullah Öcalan'ı görmek için İmralı'ya gidebilmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, "Sayın Öcalan'ın da toplumla doğrudan temasının olması gerekir. Bu çok net” dedi.

'TARİHSEL FIRSATI BİR DAHA KAÇIRILMAYACAK ŞEKİLDE KORUMALIYIZ'
Doğan son olarak şunları söyledi: "Barış ihtimalini gözümüz gibi korumalıyız. Gerçekten bu çok önemli bir tarihsel fırsat, çok büyük bir ciddiyet gerektiriyor. Yine Sırrı Süreyya Önder'in bir sözüyle bitirmek istiyorum. 'Barış çok ciddi bir iş, savaşmak çok basit' demişti yıllar önce yaptığımız bir söyleşide. Henüz Meclis Başkanvekili değildi, yeniden milletvekili seçilmemişti ve barış ihtimali dahi yoktu bunu söylediğinde. O yüzden, biz barış ihtimalini kalıcı hale getirme işine çok ciddiyetle yaklaşmalıyız. Bu tarihsel fırsatı bir daha kaçırılmayacak şekilde korumalı, pamuklara sarmalıyız. Provokasyonlara, sabotajlara, bu işi zorlamak isteyenlere, buradan farklı algılar yaratmak isteyenlere karşı da hem toplum hem siyaset tedbirli olmalıdır.”