7 Şubat 2025 Cuma

Deniz Boran yazdı | Elon Musk bir karikatür mü?

"Hükümetin işe sürdüğü ağırkanlı bunak"ların başında gelen Musk her ne kadar bir karikatür olsa da, insanlık için trajediye dönüşen bir sürecin fenomeni, cehenneme aralanan kapıdan sızan bir şaklabandır. Kapı ABD'de açılıyor, ki bu insanlık tarihi bakımından Hitler faşizmiyle bile kıyaslanamaz bir trajedi tehlikesidir.

"Dünya'nın en zengin adamı" Elon Musk, kuşkusuz siyaset sahnesinin "parlayan yıldızı". Bir gün geçmiyor ki adı anılmasın. X (Twitter) yoluyla da zaten kendisini her gün işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin "gündemi"ne düşürüyor.

Fakat insan düşünmeden edemiyor: Musk bir karikatür mü?!

ABD SEÇİMLERİ VE MUSK
Demans hastası Joe Biden, bütün zorlamalara rağmen seçimden çekilmek zorunda kaldıktan sonra yardımcısı K. Haris bayrağı devralmıştı.

Donald Trump ise Cumhuriyetçiler ve ABD'nin bazı kurumlarının engelleme girişimlerine rağmen Cumhuriyetçilerin adayı olarak seçim yarışına girdi.

Ortadoğu'da bölgeselleşen savaş, halihazırda keskinleşen ve kaotikleşen dünya siyaset tablosunun daha da sertleşmesine yol açtı. Emareleri giderek belirginleşen yeni bir emperyalist paylaşım savaşının merkezinde durduğu, emperyalist ülkelerdeki işçi ve emekçiler içerisinde de yoksullaşmanın hızlandığı, bu koşullar altında yeni faşist hareketlerin geliştiği, hükümetleştiği veya siyasi bir güç olarak burjuva politikada belirgin konum kazandığı bir kesitte ABD'de genel seçimler gerçekleşti.

2024 yılı, Ukrayna savaşı ve siyonist İsrail'in Filistin'de süren soykırımı, Ortadoğu'da yayılan bölgesel savaşla birlikte emperyalist merkezlerde gerçekleşen seçimler (Avrupa parlamentosu, Birleşik Krallık, Doğu Almanya eyaletleri, Fransa) bu tablonun oluşması ve emarelerinin daha da görünür olması bakımından belirleyici oldu. ABD seçimleri bu gelişmenin bir döneminin tamamlayıcı bir eşiğiydi.

Elon Musk, Adolf Hitler'in propaganda şefi Goebbels'in tarihsel bir tekerrür-figürü gibi Trump'ın seçim başarısında belirleyici bir rol oynadı. Yaz aylarında da İngiltere'de göçmen avına çıkan çeteleri kışkırtan dezenformasyonun yayılmasını sağlamıştı. Almanya'da AfD lideri Alice Weidel da X sohbet odasında Musk ile birlikte seçim çalışmalarının startını verdi.

MUSK VE YENİ FAŞİST HAREKETLER
Musk, sermaye birikimi ve gücüyle dünya tekelleri arasında öne çıkıyor. Milyonların gündelik hayatını belirleyen sosyal medya aracı X'in sahibi ve en etkin kullanıcısı.

Uzay taşımacılığı şirketi SpaceX ve Starlink ile iletişimde, dijital alternatif bir uydu ağı oluşturdu, devletlerüstü bir konuma yükseldi. Tesla markasıyla elektrikli araç üretiminde, devletlerin de olağanüstü sübvansiyonlarıyla otomobil piyasasında gücünü arttırdı, reklam ve tüketimi teşvik piyasası ile sanayi üretimini yeni düzeyde kaynaştırdı.

Musk, NATO'nun kognitif savaşının, dezenformasyonunun en önemli katalizatörü, uygulayıcısı haline geldi.

X üzerinden veya ayrı olarak yaptığı yorum ve değerlendirmelerle, ama aynı zamanda mali bağışlarıyla Trump'ın baş finansörü ve daha genelde yeni faşist hareketlerin destekçisi.

Elon Musk, bütün sermayesini emperyalist küreselleşme kapitalizmine borçlu. Uluslararasılaşan sermaye ve üretim, mali ve spekülatif sermayenin önceliği onu mevcut konumuna yükseltti.

Peki nasıl olur da nesnel çıkarları emperyalist küreselleşmeyle uyuşan bir tekelci kapitalist, dünya tekeli sahibi, yeni faşist programa sahip Trump'ı destekler?

Musk ailesinin faşizm ile ilişkisi yeni değil. Musk ailesi Güney Afrika'da Apartheid rejiminin sahibi beyaz burjuva ailelerden. Mandela, hapishaneden çıkıp hükümetleştikten sonra Musk ailesi gibi eski rejimin taşıyıcı ailelerinin büyük bölümü ABD'ye sığındı. Ailenin faşist geçmişi bundan da köklü. Musk'ın anne tarafından büyükanne ve büyükbabası Wyn Fletcher ve Joshua Haldeman, 1940'larda açıkça Nazi, zengin Kanadalı doktorlardı. Bir röportajda, Elon'un babası Errol, eski eşinin Nazi ebeveynlerinin geçmişi hakkında konuştu: "Eskiden Hitler'i ve bunun gibi şeyleri desteklerlerdi. Ama Nazilerin ne yaptığını bildiklerini sanmıyorum. Onlar [büyükanne ve büyükbabalar] Alman Nazi partisindeydiler ama Kanada'daydılar. Ve Almanlara sempati duyuyorlardı."

Hitler faşizminin yenilgisinin ardından Güney Afrika'ya taşınan aile, Nazici faşist faaliyetlerini sürdürdüler. 1950'lerde apartheid, Güney Afrika'nın "Yahudi bankacıların uluslararası komplosuna" ve Yahudi bankacıların kontrol ettiğini iddiasıyla "renkli insan ordularına" karşı "Beyaz Hristiyan Medeniyeti"ne öncülük misyonunu ilan eden Musk'ın dedesi Haldeman'dı. Elon'un annesi Maye de Erron Musk ile evlendikten sonra ırkçı faşizmini sürdürdü. Erron'un zümrüt madeni yatırımları, ailesinin servetini ve etkisini, o zamandan beri yalnızca Elon'un gölgede bıraktığı bir düzeye yükseltti.

Elon Musk ve ailesinin sermaye birikimi de ırkçı-faşist faaliyetlerinin sürekliliğinde gerçekleşti.

Kendi kişisel hayatında da Musk bir tekelci sermayedar olarak ırkçı, kadın ve LGBTİ+ düşmanı bir çizgi izledi. Vivian Jenna Wilson, 18 yaşında trans olduğunu açıkladığında "woke mind virus - benim oğlumu öldürdü" açıklamasıyla kendi çocuğunu inkar eden Elon Musk'ın kendisiydi.

Fakat sadece Musk değil, bir dizi tekelci kapitalist Trump'ı, Almanya'da AfD'yi vd. destekliyor. İktidara geldikten sonra da zaten ABD'li mali sermayedarların başında gelen Amazon'un sahibi Jeff Bezos ve Meta'nın sahibi Zuckerberg'lar Trump'ın töreninde hazır bulundu. Aynı Jeff Bezos daha birkaç ay önce Trump'la girdiği laf dalaşında onu kendi uzay roketine bindirip uzaya fırlatmaktan bahsediyordu.

***
Emperyalist küreselleşme kapitalizmin çoklu krizi, keskinleşen emperyalist rekabet ve bloklaşmalar ve yeni bir emperyalist dünya savaşının emarelerinin ortaya çıkışı yeni faşist hareketlerin gelişmesinin temel itici kuvveti oluyor. ABD emperyalizminin gerilemesiyle Batılı emperyalist ülkelerde tekelci burjuvazi içerisinde daha saldırgan, rekabet içerisinde savaşçı ve gerici eğilimler güç kazandı, kazanmaya devam ediyor.

Emperyalist kapitalizmin siyasi krizi derinleşerek sürüyor. Emperyalist merkezlerde burjuva demokrasisinin krizi her şeyden önce bir parlamenter temsiliyet krizi olarak görünürlük kazanıyor. Geleneksel burjuva partilere güven zayıflarken siyasi uçlaşma eğilimi güçlenmeye devam ediyor. Siyasi saflaşmaların sertleşmesinin bir sonucu ve aynı zamanda etkeni olarak yeni faşist hareketler gelişiyor.

Koşullar, emperyalist devletleri yeni düzeyde tekellerin emrine çağırıyor. Bu, aynı zamanda yeni düzeyde bir kaynaşmaya denk düşüyor. Devlet-tekelci sermaye kaynaşmasının belli bir evresinde patronlar, sermaye sahipleri dolaysız, temsilsiz siyasi göreve çağrılıyor. Patron Trump'ı ABD Başkanı, Musk'ı da "Hükümet Verimliliği" Bakanı yapan bu.

Rekabette ekseni Çin'e çekmeyi, ticaret savaşına ağırlık vererek başta teknoloji sektörü gelmek üzere Çin ve Uzak Asya tekellerinin etki-sermaye nüfuz alanını daraltmayı, kuşatmayı öne çeken, Dünya Sağlık Örgütü, Küresel İklim Antlaşması gibi düzenleyici-sınırlayıcı-bağlayıcı kuruluşlarla bağları kesen, içte işçilerin ve ezilenlerin örgütlenme, eylem özgürlüğünü, kazanımlarını, haklarını kısıtlayan saldırılar gerçekleştiren Trump da Muskgillerin iktisadi-siyasi çıkarları doğrultusunda politika üretiyor.

Trumpizm, bu bağlamda ulusal korumacı değil, ABD tekellerinin çıkarlarını esas alan saldırgan emperyalist küreselleşmecidir. Trump, salt uluslararası tekellerin en gerici bölümlerini kendi etrafından toplamadı, aynı zamanda siyasi bakımdan da en reaksiyoner eğilimlerin bir platformunu oluşturdu.

PROPAGANDA ŞEFİ MUSK
Göçmen düşmanlığı, savaş kışkırtıcılığı-soykırımcılık ve erkek egemenlik-heteroseksizm yeni faşist hareketlerin temel üç argüman sahasıdır. Buna ideolojik destek olarak gerektiğinde antikomünizm de ekleniyor.

Musk, başta X ile, ama daha da genelde imkanlarıyla bu argümanların en yaygın ve geniş "taşıyıcı"sı. AfD lideri Weidel'le gerçekleştirdiği sohbet odasında, "Hitler faşist değil, komünistti" diyecek kadar pervasızlaşan yeni dönem tarih revizyonizminin de sözcülerinden. Bu bakımdan Musk, salt Trump'ın propaganda şefi değil, dünyada yükselen yeni faşist hareketler için de bir kaldıraçtır.

Jenny von Westfalen-Marx bir mektubunda, "Bir hükümetin zıvanadan çıkması karşısında insanın bunu sessiz bir tiksintiyle göğüslemesi, bu hükümetin işe sürdüğü ağırkanlı bunakların kendi rollerini oynayarak işleri karıştırdığı ve her şeye burnunu soktuğu komedilere gülüp geçmesi mümkün olabilirdi; ama bu kaba komediler binlerce kadın, erkek ve çocuk için birer trajediye dönüşüyor" demişti.

Musk, hal-hareketleri, açıklamaları, paylaşımları ile bir karikatür. Ama aynısı Trump için de geçerli değil mi? Karikatüre dönüşen burjuva parlamentonun, burjuva demokrasinin kendisi!

"Hükümetin işe sürdüğü ağırkanlı bunak"ların başında gelen Musk her ne kadar bir karikatür olsa da, insanlık için trajediye dönüşen bir sürecin fenomeni, cehenneme aralanan kapıdan sızan bir şaklabandır. Kapı ABD'de açılıyor, ki bu insanlık tarihi bakımından Hitler faşizmiyle bile kıyaslanamaz bir trajedi tehlikesidir.