'Dersim'de gerici müdahalelere izin vermeyeceğiz'

Dersim Eğitim-Sen şubesi, dinci vakıfların okullara giderek dini amaçlı eğitim vermelerine tepki gösterdi.
Eğitim-Sen Dersim Şubesi, Dersim'de dinci vakıfların okulları gezerek dini faaliyetlere yönelik eğitim vermesine tepki gösterdi. Şube binasında düzenlenen basın toplantısında Eğitim-Sen Dersim Şube Sekreteri İlhan Öner, AKP iktidarının okulları siyasi ve ideolojik bir araç haline getirerek, öğrencilere ve eğitim anlayışına müdahale ettiğini ifade etti. Öner, "Bu müdahalelerin en somut örneklerinden biri, geçtiğimiz pazartesi ve salı günleri Dersim'de dinci-gerici bir vakfın okulları gezerek vakfın tanıtımını yapmaya çalışmasıdır. Devletin laik ve bilimsel eğitimi koruması gerekirken, dinci yapılanmalara okullarda propaganda yapma imkânı tanınması, bu müdahalenin ne kadar sistematik ve bilinçli bir şekilde yürütüldüğünü göstermektedir. Özellikle, Milli Eğitim Bakanlığı ile dinci vakıflar arasında imzalanan protokoller, bu tür faaliyetleri meşrulaştırmakta ve eğitim kurumlarımızı gerici anlayışlarla şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Oysa eğitim, bireyin tüm yeteneklerini özgürce geliştirebileceği, bilimsel bilgiye ve eleştirel düşünceye dayalı bir süreç olmak zorundadır" dedi.
'BU FAALİYETLER ASİMİLASYONUN BİRER PARÇASIDIR'
AKP iktidarının farklı inanç, kültür ve dillere yönelik sistematik tahammülsüzlüğüne dikkat çeken Öner, bu tür uygulamaların amacı farklı kültürleri ve inançları tek tipleştirmek olduğunu kaydetti. Öner, şöyle devam etti: "İktidar, toplumu tek tipleştirmek için her yolu denemekte, kendi siyasal-ideolojik doğrularını zorla kabul ettirmeye çalışmaktadır. Dersim gibi Alevi kültür ve inancının hakim olduğu bir kentte, dinci ve gerici vakıfların okullara girebilmesi, devlet eliyle yürütülen asimilasyon politikalarının açık bir göstergesidir. Eğitim, bir toplumun kimliğini ve değerlerini özgürce yaşatmasının en önemli aracıdır; ancak bugün eğitim sistemi, farklı inançları ve kültürleri yok sayan bir anlayışla yeniden şekillendirilmek istenmektedir. Türkiye'nin, AKP yönetimi altında, dünyanın en geri demokrasileri arasında anılması da tam olarak bu baskıcı ve tekçi anlayışın bir sonucudur. Oysa demokrasi ve özgür düşünce, ancak çok sesliliğe, farklı kimlik ve inançlara saygıya dayanan bir ortamda yeşerebilir."
'VAKIFLARIN VERDİĞİ ÜCRETSİZ KURSLAR VE BURSLAR YOKSUL AİLELERE BİR SEÇENEK GİBİ SUNULMAKTA'
Dinci vakıfların ekonomik krizi fırsata çevirerek yoksul aile çocuklarına burs ve ücretsiz eğitim adı altında faaliyet yürüttüklerini ifade eden Öner, "Bununla birlikte, eğitim sistemindeki bu gerici dönüşüm yalnızca ideolojik bir mesele değildir. Bu sürecin en büyük besleyicisi, AKP'nin ülkeyi sürüklediği derin ekonomik krizdir. Yani halkın ekonomik çıkmazı, gerici örgütlenmelerin yayılmasına uygun bir zemin yaratmaktadır. Eğitim giderek paralı hale getirilirken, devlet eliyle desteklenen dinci vakıfların sunduğu 'ücretsiz' kurslar ve burslar, yoksullaştırılan halk için bir seçenek gibi sunulmaktadır. Oysa bu yoksulluğun temel sebebi, bizzat AKP'nin yürüttüğü ekonomik politikalar ve kamu kaynaklarının tarikatlara, cemaatlere, vakıflara aktarılmasıdır" diye konuştu
'MÜCADELEMİZ OKUL İLE SINIRLI KALAMAZ'
Eğitim sürecinde ailelere de önemli bir rol düştüğünü söyleyen Öner, "Bununla birlikte, mücadelemiz yalnızca okullarla sınırlı kalamaz. Eğitim, evde başlar. Çocuklarımızın dilini, kimliğini ve inancını doğru, çok yönlü ve eleştirel bir perspektifle kavraması, onları farklı ideolojik yönlendirmelere karşı daha dirençli kılacaktır. Velilerimizin önce kendileri bu konularda bilinçlenmesi; ardından çocuklarını laik, bilimsel ve demokratik değerler temelinde yetiştirmesi, geleceğimizi aydınlatmak için en önemli adımdır. Çocukların eğitim sürecinde özgür bireyler olarak yetişmeleri, onların yalnızca akademik başarılarını değil, aynı zamanda ahlaki, zihinsel ve duygusal gelişim süreçlerini de güçlendirecektir. Bu bilinç, ancak baskıcı ve dayatmacı yöntemlerle değil, empati, özgür irade ve diyalog yoluyla inşa edilebilir" dedi.
GERİCİ MÜDAHALELERE KARŞI ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI
Öner, şunları söyledi: "Eğitim-Sen Dersim Şubesi olarak, öğrencilerimizin özgür, eleştirel ve bilimsel düşünce yeteneklerini geliştirmelerini savunmaya kararlıyız. Çünkü eğitim, yalnızca bireysel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir mücadeledir. Her öğrencinin kendini gerçekleştirme ve topluma katkı sunabilme potansiyeli, ancak eşit, bilimsel ve demokratik bir eğitim anlayışıyla mümkündür. Tüm velileri, eğitim emekçilerini ve demokrasi güçlerini bu gerici müdahalelere karşı birlik ve dayanışma içinde hareket etmeye çağırıyoruz. Birlikte olduğumuz sürece, gerici ve piyasacı eğitim politikalarına karşı durabiliriz. Bir kez daha, çocuklarımızın özgür ve aydınlık geleceği için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizi ifade ediyoruz."