'Devletlerin halklar arasında çizdiği sınırlar mücadeleyle boşa düşürüldü'

Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı'na katılan Aydeniz, devletler tarafından Kürtler, halklar arasında çizilen sınırların, mücadeleyle boşa düşürüldüğünü söyledi. Bayındır ise, konferansla Rojava sözleşmesinin bir kere daha teyit edildiğini belirterek, Suriye'nin geleceği bakımından önemli sonuçlar ortaya çıktığına işaret etti. Gazeteci Cudi, Suriye'nin yeniden yapılanması sürecinde Kürtlerin belirleyici olması açısından konferansın önemli olduğunu ifade etti.
Rojava'nın Qamişlo kentinde Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı, Kürdistan'ın 3 parçasından 400 delege ve konuğun katılımıyla gerçekleştirildi. Konferansa Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır da delege olarak katıldı.
Aydeniz ve Bayındır ile konferansı izleyen Sinan Cudi ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
AYDENİZ: KÜRTLER VE HALKLAR ARASINDA KURULAN SINIRLAR ANLAMSIZLAŞTI
Tarihi bir ana tanıklık ettiklerini dile getiren Aydeniz, Kürdistan arasına çizilen sınırların mücadele ile anlamsızlaştığını dile getirdi. Aydeniz, "Bu sınırların devlet zihniyeti, erkek zihniyeti tarafından kurulduğunu gösteriyor. Buna karşın halkların birlikteliği, kadın mücadelesinin öncülüğü anlamsız kılmıştır" dedi.
Konferansla birlikte Kürtlerin birliği için ilk adımın atıldığına dikkat çeken Aydeniz, "Suriye'nin de demokratikleştirilmesi için bir adım olacak. Biz inanıyoruz ki Kürtlerin kendi arasındaki birlikteliği ve tüm halklarla birlikte oluşturmuş olduğu yönetim modelinin bütün Suriye'ye örnek olacağına inanıyoruz" dedi.
'SAVAŞLARDA ISRAR EDENLER KAPİTALİZMDE ISRAR EDENLERDİR'
Halkların, inançların yarattığı Rojava kadın devrimi modelinin örnek gösterildiğini vurgulayan Aydeniz, şunları kaydetti: "Tüm dünyada gıpta ile bakılıyor. Çünkü biz biliyoruz ki, kapitalist sistem kriz yaşıyor. Savaşlarda ısrar edenler, kapitalist sistemin devamı için savaşlarda ısrar ediyor. Ama bu savaşa, kapitalist sisteme karşı; ekolojik, demokratik ve kadın özgürlükçü paradigmayla 'jin, jiyan, azadî' felsefesiyle demokratik modernite bu çoklu krize de bir alternatif olacaktır. Tam da bunun yeri Rojava'da oluşturulan yönetim ve modelindedir."
Aydeniz, konferansla birlikte adımı atılan Kürtlerin birlikteliğinin Suriye'nin ve Ortadoğunun demokratikleşmesine, Suriye'de ortak yönetim modelinin açığa çıkmasına etkisi olacağını söyledi. Aydeniz, "Türkiye'de ve Bakur Kürdistan'da 27 Şubat'ta sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısı oldu. Bu çağrı barış ve demokratik inşa çağrısıdır. Tam da demokratik toplum ve barış çağrısına denk gelen bir konferanstır. Bu konferansta yapılan çağrının da zemin bulduğu, yaygınlaştığı, çağrıyla inşa edileceğine inanıyoruz. Biz Rojava'nın mücadelesini dört parçanın mücadelesi olarak görüyoruz. Rojava'nın mücadelesini enternasyonal mücadelenin çağrısı olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
BAYINDIR: KONFERANSTA UMUT VERİCİ TARTIŞMALAR YAPILDI
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, DEM Parti, DBP ve TEJA'dan oluşan heyetle konferansa gelmeden önce Rojava'daki siyasi partilerle çeşitli temaslarda bulunduklarını söyledi. Bayındır, "Umut verici tartışmalar yapıldı. Kuzey ve Doğu Suriye'nin ve Suriye'nin geleceği açısından çok tarihi ve önemli bir tutum belgesinin ortaya çıktığını görmek mümkün" dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin halkları, inançları, kültürleri, farklı mezhepleri kendi içinde barındıran bir model olarak başta Suriye coğrafyası ve Ortadoğu'ya örnek olması bakımından tarihi bir gün olduğunu söyledi.
'HALKLARIN GELECEĞİ İÇİN ÖNEMLİ BELGELER ORTAYA ÇIKTI'
Bayındır, konferansın önemine dair şunları söyledi: "Tüm baskıya rağmen ayakta kalan Kuzey ve Doğu Suriye toplumsal sözleşmesi Kürt ulusal konferansıyla yeniden teyit edildi. Önümüzdeki dönem Suriye coğrafyasında nasıl bir Suriye olacağı, halkların ortak bir geleceğinin nasıl olması gerektiğine dair çok önemli tarihi belgeler ortaya çıktı. Biz bunu çok değerli ve önemli görüyoruz."
Konferans kararlarını desteklediklerini söyleyen Bayındır, "Bizlerde Türkiye ve Kuzey Kürdistan'dan gelen heyet olarak hem bu konferans hem bu konferanstan çıkan kararlara her yönüyle, destek sunacağımızı, güç vereceğimizi ifade etmek istiyoruz" dedi.
'ROJAVA DEVRİM MODELİ ORTADOĞU HALKLARINA MODEL OLACAK'
Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim modelinin örnek olduğunu söyleyen Bayındır, "Elbet Kürtlerin hem kendi içlerindeki birlik hem de Suriye'nin geleceğine yönelik ortaya koyduğu tutum, bölgesel ve uluslararası güçler bir tehlike ve risk faktörü olarak ele almamalı. Burada ortaya çıkan en önemli mesaj Suriye'nin geleceğinde özgür bir şekilde yaşayabileceği bir coğrafya modeli oldu. Bu anlamıyla Kuzey ve Doğu Suriye devrim modeli ve yönetimi önümüzdeki süreçte Ortadoğu'nun en önemli toplumsal, siyasal kültürel modellerden birisi olmaya aday. Kadınların, enternasyonal devrim mücadelesinin öncülüğünde gelişen Kuzey ve Doğu Suriye devrimi 13 yıldır bütün emeklerle, tarifi imkansız bedellerle ayakta kalan bu mücadele, başta Suriye coğrafyası olmak üzere tüm Ortadoğu'daki halklara, inançlara, özgürlük mücadelesi yürüten kesimlere çok önemli bir referans olacaktır. Bugünkü konferansın en önemli maddelerinden biri de o yönlüydü. Biz başarıya ulaşacağına inanıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin bu kadar ablukada, savaş denklemlerinin tartışıldığı coğrafyada, kadın özgürlüğünün, enternasyonal mücadelenin, devrim mücadelesinin öncüsü olacağını bir kere -daha teyit etti. Hem kendilerine başarılar dilediğimizi ifade etmek hem de tüm gücümüzle yanlarında omuz omuza olacağımızı ifade etmek istiyorum."
SİNAN CUDİ: KÜRT KONFERANSI BİZLER İÇİN ONURDUR
Rojava'da gazetecilik yapan Sinan Cudi, Rojava devriminin 14 yıldır ayakta olduğunu hatırlatarak devrimin başlangıcında rol almış siyasi partiler ve yetkin kişilerin bu konferansta bir araya gelmelerinin siyasi açıdan çok önemli olduğunu söyledi.
Devrimin inşası ve savunmasında şehitlerin rolünün önemine değinen Cudi, tüm Kürtler arası birliğin şehitlerinde umudu olduğunu söyledi. Dün Qereçox saldırısının yıl dönümü olduğunu hatırlatan Cudi, "Orada da yer aldık. Orada da biz özgür basın, askeri basın, bu devrimde önemli rol almış kişilerin anmasındaydık. Bugünleri istiyorduk. Bugünleri bekliyorduk. Bunlara ulaşmak paylaşmak hepimiz açısından büyük bir onur payesidir. Tekrar ben burada hem katılımcılar şahsında hem de tüm Kürt halkının ulusal kongresinin kutlu olmasını dilerim."