14 Ağustos 2025 Perşembe

DİGEL Tekstil işçisi kadınlar işyerinde yaşadıkları cinsel şiddetin raporunu açıklandı

Direnişteki DİGEL Tekstil çalışanı kadın işçiler, maruz kaldığı sistematik cinsel taciz, mobbing ve baskıya dair rapor açıkladı. Raporda, kadın işçilere yönelik "hamile kalmayın" baskısından cinsel tacize kadar bir çok cinsel suç işlendiği belirtildi.

Sendikalaştıkları, insan onuruna aykırı çalışma koşullarını kabul etmedikleri için işten çıkarılan TEKSİF üyesi 15 DİGEL Tekstil işçisi, işyerindeki mobing ve cinsel tacize dair hazırladıkları raporu,, sendika binasında düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. 

Yedi yıllık hak ihlallerini içeren raporu, sendikanın Merkezi Kadın Komisyonu Sekreteri Pelin Vuruşaner okudu.

Yaklaşık 210 gündür işçilerin Ege Serbest Bölge önünde direndiğini belirten Vuruşaner, direnişin sadece işe geri dönmek için değil aynı zamanda kadınların ve tüm emekçilerin insan onuruna yaraşır bir yaşam ve çalışma hakkı için verildiğini de kaydetti. Vuruşaner, kadın işçilerin DİGEL Tekstil yöneticileri tarafından cinsiyet temelli ayrımcılık, baskı, mobbing ve sistematik taciz ve ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi. 

TACİZ, CİNSEL İSTİSMAR VE AYRIMCILIK
Raporda yer verilen ihlaller şu şekilde: 
"🔹DİGEL Tekstil yöneticileri 2018'de gerçekleştirdikleri bir toplantıda kadın çalışanlarına hamileliğin iş akışını aksatacağı gerekçesiyle 'hamile kalmayın' dedi.  
🔹Hamile olduğu öğrenilen kadınların işyeri hekimine sundukları kan testleri geçerli sayılmadı, insan kaynakları ultrason raporu istedi. Bir erkek yönetici bunun şirket kuralı olduğunu belirterek bir kadına cinsel tacizde bulundu.
🔹İşbaşı ve iş bitiş saatlerinden yarım saat önce tuvalete çıkmak yasaklandı. Kadınlar regl dönemlerinde bile ihtiyaçlarını karşılayamadı. İşveren vekilleri tuvaletlerin kapısında bekleyerek psikolojik baskı kurdu.
🔹İşe başvuran ve metot eğitmeni tarafından olumlu rapor alan evli ve nişanlı kadınlar 'hamile kalma potansiyeliniz yüksek' denerek işe alınmadı, cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz kaldı. İki aylık deneme süresi denerek işe alınan kadınlara başlama esnasında önceden hazırlanmış istifa dilekçesi imzalatıldı.
🔹Bir kadın işçi o gün fazla mesaiye kalmak istemediğini belirttiği için erkek ekip lideri tarafından açıklama yapmaya zorlandı, sözlü cinsel tacize maruz kaldı. Kadının insan kaynaklarına yaptığı başvuru ise dikkate alınmadı, tacizci erkek hakkında soruşturma açılmadı. Tacizci erkek farklı gerekçelerle işten çıkarılarak adeta ödüllendirildi.
🔹Bir kadın işçi beraber çalıştığı erkek tarafından sistematik olarak cinsel tacize ve mobbinge maruz kaldı. Yönetim tacizci erkeğin cinsel taciz suçunu bilmesine rağmen Almanya'ya göndererek, örnek işçi olarak gösterdi, ödüllendirildi.
🔹Bir kadın işçiye, bir erkek yönetici 'giyimi' üzerinden cinsel tacizde bulundu.
🔹Polikistik over sendromu olan bir kadın işçi regl döneminde yaşadığı ağır sancılar yüzünden çalıştığı ütü makinesinde baygınlık geçirdi, revire kaldırıldı. Burada ve ertesi gün kadın işçi bir yönetici erkek tarafından kötü muameleye ve sözlü şiddete maruz kaldı.
🔹Bir kadın işçi kötü çalışma koşulları nedeniyle hastalandı ve iki gün izin aldı. Kadın ekip lideri tarafından kötü muameleye, cinsel tacize maruz bırakıldı.
🔹Bir kadın işçi, üst düzey yönetici tarafından cinsel istismara maruz bırakıldı. İstismarcı erkek hamile kalan kadına kürtaj zorlamasında bulundu. Kadın tehdit edildi ve işten çıkarıldı. İşlenen suç ortaya çıkınca yönetici işyerinden gönderildi ve şirket tarafından herhangi bir açıklamada bulunulmadı."

ŞİRKET YÖNETİCİLERİ DE TACİZCİ
Vuruşaner, tacizin şirket yöneticileri tarafından uygulandığını, buna karşı herhangi bir önlem alınmadığını belirtti. Kadınların da tacize karşı sessiz kalmaya zorlandığına dikkat çeken Vuruşaner, işyerinde gerçekleşen örgütlenme sonrasında daha fazla şikayetin kendilerine ulaştığını sözlerine ekledi. 

'SENDİKA HAKKIMIZ'
Sendikalaşma sonrasında işçilerin temsiliyetinin sağlanması, işçinin de söz hakkının olacağı toplu iş sözleşmesi düzeni kurulduğunda bu sorunların çözümü için önemli bir yol alınacağını ifade eden Vuruşaner, "Ancak DİGEL işçilerinin halihazırda işverenin haksız işten çıkarmaların hedefi olduğu toplu iş sözleşmesi masasının kurulmasının işverence türlü yollarla geciktirilmeye çalışıldığı ve işyerinde bir sendikasızlaştırma operasyonu yürütüldüğü gözetildiğinde kadın üyelerin yaşadığı sorunlar kamuoyuna duyurulmasında yarar görüldü" dedi.

Vuruşaner son olarak, işçilerin en temel hakkı olan sendikalı olma hakkına saygı duyulması ve yetki belgesinin kabul edilmesi, bu süreçte işten atılan işçilerin geri alınması ve insan onuruna aykırı tutumların sonlandırılmasını istedi. 

Daha sonra İzmir Barosu Genel Sekreteri Zöhre Dalkıran ile çeşitli kurum temsilcileri söz aldı.