Direnişlerin isimsiz kahramanı Koray Çapoğlu

Cebindeki parayı her kuruşuna kadar paylaşan, direniş alanlarında emekçiliğiyle öne çıkan Koray için tek kişi "yoruldu", "işten kaçtı" demiyor. Zira Koray'la ilgili kurulan en sık cümle "sanki bu dünyanın insanı değildi" oluyor.
Validebağ'ın isimsiz kahramanlarından; Devrimci Trabzonspor'u her daim gönlünde taşıyan, doğa talanına karşı protestolardan işçi cinayetlerine karşı eylemlere, siyonist İsrail'in Filistin'e yönelik soykırımına karşı mücadelenin tavizsiz isimlerinden Koray Çapoğlu, adımladığı sokaklardan koparılalı on yıl oldu.
AKP'li ailesinin "Komünist mi oldun", "PKK'lı mı oldun" yaftalamalarına aldırış etmeden düştüğü Kobanê yolunda, barbar DAİŞ çetesi tarafından katledilmesiydi belki de Kobanê'nin ardından 57 günlük görkemli Afrin direnişinde yer alacak ya da Tişrin zaferinin parçası olacaktı. Ya da bugün soykırıma karşı yola çıkan konvoyun yolunu adımlayacaktı...
Şüphesiz ki kendisinden önce Devrimci Trabzonsporlular'ın kurucusu Vahap Güven'in ayak izlerini takip etti. Aslen Mardinli olan ancak Trabzon'da büyüyen Vahap, Kobanê savunmasına katılmış ve oradan şu mesajı vermişti: "Trabzon'dan geldim. Buradan bütün sol ve sosyalist ve demokrat kesimlere sesleniyorum. Buraya duyarlı olsunlar. Bu sadece bir Kürt direnişi değil, vicdani bir direniştir."
DAİŞ'in yakıp yıktığı Kobanê'yi yeniden inşa etmek, Gezi'nin çocuklarıyla topraklarını işgal etmek isteyen emperyalistlere karşı savaşan Rojava devriminin çocuklarıyla buluşturmak ve halklar arasında kardeşlik köprüsünü inşa etmek için Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) çağrısına kulak veren Koray, 20 Temmuz 2015'te Amara Kültür Merkezinde katledildi. Her yerde onur nişanesi gibi taşıdığı Devrimci Trabzonspor bayrağı Amara'nın bahçesinde cansız bedeninin üzerine örtüldü. Asla çıkarmadığı Trabzonspor bilekliği o gün de üzerindeydi.
Matbaa işçisi olan Koray, Kocamustafapaşa yaşıyordu. Çoğu kişinin Koray'la tanışıklığı barikat başında, eylemde, direnişte oldu. Direniş alanlarındaki özverisini, "Koray, gittiği her yerde oranın asli öznesi, ev sahibi gibi davranırdı. Validebağ'da 7/24 alanda kalıyorduk. Koray hem varilde yakıp ısınmak için odun ve yakacak topluyordu hem de sobayı yakıyordu. Ama yaptıkları bununla sınırlı değildi. Alanda her işte mutlaka yer alıyordu. Direnişe desteğe gelenlere çay kahve ikram ediyor, alanı süpürüp temizliyor, çadırları düzenliyor, alanı düzenliyor, yemek dağıtıyor, yani her bir işi yapıyordu. Komünal yaşama çok adapte biriydi. İnsanlara yardımcı olmayı çok seviyordu. Güleç yüzlü biriydi, sürekli şakalaşırdık, özellikle Trabzon üzerinden şakalaşırdık, alınmazdı hiç kimseye de. Kobanêye gideceğini duyduğumda da şaşırmamıştım hiç. Yorum'un ‘Ben bir devrim hamalıyım yine iş sever, güzel umutlar taşırım yine yurtsever' dizelerinin vücut bulmuş hali gibiydi" diyor.
Cebindeki parayı her kuruşuna kadar paylaşan, direniş alanlarında emekçiliğiyle öne çıkan Koray için tek kişi "yoruldu", "işten kaçtı" demiyor. Zira Koray'la ilgili kurulan en sık cümle "sanki bu dünyanın insanı değildi" oluyor.
"Koray, Antikapitalist Müslüman'dı. Egemenlerin inancından değildi. Saltanatı savunan dinden değildi. Devrimci peygamberlerin izini takip ediyordu. Koray öldürmek için değil yaşatmak için güzel bir yolculuğa çıktı. Onunla Filistin'deki İsrail ablukasına karşı yapılan eylemden Soma'da katledilen işçilerin anmalarına kadar birçok eyleme katıldık. Ailesi AKP'li olmasına rağmen Koray o çemberde yer almadı ve ezilenlerin yanında olmayı tercih etti. Bazen mücadelenin insanlara ihtiyacı olur bazen de insanların mücadeleye. Koray'ın mücadeleye ihtiyacı vardı. Kendini ifade edebilecek, ruhunu, düşüncelerini özgürce ifade edebileceği mücadele alanlarını seçmişti" diyor onu tanıyanlar.
Koray, ezberleri bozan isimlerdendi. Doğal, sade biriydi. Koray için Yalnız kovboy Redkit tanımı yapanlar oldu. Özel hayatına dair kimse ile çok konuşmazdı çünkü. Evinde nasıl yaşardı, ne yerdi ne içerdi? Aşık olmuş muydu? Nasıl düşler kurardı? Dünyada en çok ne yapmaktan keyif alırdı? Pek bilen olmazdı. Arkadaşlarının Ona dair tanıklığı daha çok, eylem alanlarına ilişkin oldu. Irkçı şoven bir aile ortamında yaşarken, nasıl oldu da vicdanı ile hareket etmeye başlamıştı? Onu reddetmeye götüren hayatındaki kırılma anı neydi? Bu soruların yanıtlarını 10. yılda hala yok. Koray'ın yolculuğu, Karadeniz'den Rojava'ya kurulan bir kardeşlik köprüsüydü. Ancak ailesi, akrabaları bu köprüyü sağlamlaştırmak yerine yıkmak istedi. Koray'ın cenazesi, götürüldüğü Of'ta apar topar defnedildi, arkadaşlarına, dostlarına bir vedalaşma hakkı bile tanınmadı. İnsanların yasları yarım bırakıldı.
*Portre dizimiz yarın Nazlı Akyürek ile devam edecek...
Kaynakça:
*Kobanê'ye Gitmek
*Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak