8 Şubat 2025 Cumartesi

Diyarbakır'da miting: Güçlü örgütlenirsek, güçlü barışı sağlayabiliriz

DEM Parti ve DBP'nin çağrısıyla binlerce kişi İstasyon Meydanında düzenlenen "Barış için Özgürlük" mitingine katıldı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, "Birlikte olursak ve güçlü örgütlenirsek güçlü barışı sağlayabiliriz. Bizim köklerimiz sizlersiniz" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Yenişehir ilçesinde bulunan İstasyon Meydanında binlerin katılımıyla "Barış için Özgürlük" mitingi düzenledi.

Miting alanına, "Özgür bir gelecek için demokratik çözüm", "Demokratik çözümün yolu özgürlüktedir", "Jin, jiyan, azadî. Dem dema serkeftinê ye", "Çözüm için cesaret, özgürlük için emek" ve "Kadınların direnişi özgürlüğü doğurur" pankartları asıldı. Öte yandan mitingde PKK lideri Abdullah Öcalan posterleri açıldı ve Türkiye'nin saldırılarında katledilen gazetecilerin fotoğrafları taşındı.

DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, TJA, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü de katıldı.

Özgür Kadın Hareketi'nin (TJA) öncülüğünde kadınlar, AZC Plaza önünden miting alanına "Jin, jiyan, azadî" pankartı ve sloganlarıyla yürüdü. Barış Anneleri de beyaz tülbentleriyle yürüyüşe katıldı. Diğer yandan Dicle Özgür Öğrenci Dayanışması, "Heta Serok azad nebe, aşitî şaşiti ye" pankartıyla yürüyüşe geçti. Gençler polisin her türlü engellemesine karşın, pankartı miting alanına soktu.

DEMİREL: TOPLUMUN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ÖCALAN'IN ÖZGÜRLÜĞÜNDE GÖRÜYORUZ 
Barış için direneceklerini vurgulayan TJA aktivisti Çağlar Demirel, barışa Ortadoğu'da, Kürdistan'da, ekmek ve sudan daha fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı. Barışı ve özgürlüğü getirecek olan muhatabın belli olduğunu söyleyen Demirel, "Toplumun, kadınların özgürlüğünü Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünde görüyoruz" dedi.

Kadın cinayetlerinin, kadınlara dönük saldırıların arttığına işaret eden Demirel, "Ulus devletler, işgalciler, erkek zihniyeti her gün kadınları katlediyor. Ama biz Kürt kadınları, barış isteyen kadınlar, barış ve özgürlük için her zaman, her yerde, 'Jin, jiyan, azadî' diyoruz" vurgusu yaptı.

Gazetecilerin katledilmesine tepki gösteren Demirel, "Biz barış istiyoruz, demokrasi, özgürlük istiyoruz. O yüzden her şeyden önce Rojava'nın statüsü tanınmalı. Çünkü Rojava dünya için örnektir. Rojava'da kadınların devrimi gerçekleşti. Biz her yerde mücadelemize, direnişimize devam ediyoruz. Her zaman barış için rolümüzü oynuyoruz. TJA, her yerde halkların barışı, birliği için öncülük ediyor, öncü olmaya da devam edecek. Amed halkı, Kürt kadınları barış, demokrasi istiyor. Bunun için her şeyden önce tecridin ortadan kalkması gerekiyor. Her şeyden önce Kürt halkının önderi sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridi kaldırsınlar, müzakerede yer tutsun. Önder Apo'nun özgürlüğü için sokaklarda olacağız. Özgürlük yakın, önder Apo'nun özgülüğü yakın" dedi.

KIRAN: ANNELERİN GÖZYAŞININ RENGİ YOK
Barış Annesi Havva Rabia Kıran, "Kürt halkı birlik ve kardeşlik istiyor. Kürt halkı her zaman barış istemiş, özgürlük istemiş. Herkes ayağa kalksın ve barış istesin" dedi. Kimsenin ölmesini istemediklerini vurgulayan Kıran, "Annelerin gözyaşının rengi yok. Gözyaşımız bir. Yıllardır onların annelerine sesleniyoruz. 'Ele ele verelim, barış ve huzuru getirelim' diyoruz. Annelerin bir canı var. O can da Kürt halkının barışı ve huzuru için feda olsun. O canı barış için feda ederiz. Çocuklarını bu savaşta kaybedenler, çocuklarını toprağa verenler yine de 'barış ve birlik istiyoruz' diyorlar" ifadelerini kullandı.

UÇAR: HİÇBİR KOLTUK DEMOKRASİ VE BARIŞTAN KIYMETLİ DEĞİLDİR
Gazetecilerin katledilmesine tepki gösteren DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Aziz Köylüoğlu'nu katlederek mücadeleyi bitireceklerini sananalar; binlerce Nazım, Cihan, Aziz var" dedi.

Barışın, demokratik bir geleceği birlikte inşa etmek anlamına geldiğini ifade eden Uçar, "Bu ülkenin demokrasiyle buluşması için, özgürlüğün mümkün olduğunu haykıran kim var? İmralı'da 26 yıldır tecride karşı direnen Kürt halk önderi sayın Abdullah Öcalan var. Fikriyatı etrafında bir olan Kürt, Türk, Ortadoğu halkları var. Barışı istemeyenler değil, barışı isteyenleri dinlemek zorundayız. Barış için emek verenleri dinlemek zorundayız. Gün sessizlik günü değildir. Gün kendi koltuğunu koruma günü değildir. Hiçbir koltuk ve iktidar, Kürt halkının mücadelesini verdiği demokrasiden ve barıştan daha kıymetli değildir" dedi.

'SAVAŞI SEÇENEK OLARAK DAYATANLAR KAYBETTİLER'
"Umut hakkı"na işaret eden Uçar, "Sayın Öcalan gerekli adımları atmaya hazır olduğunu ifade etti. 15 Şubat'ta 'umut hakkı'nı uygulayın, Ortadoğu halklarının özlemle beklediği barışı hep birlikte inşa edelim. 'Umut hakkı'nın hukukta yeri var. Kimse savaşın sözünü, olmazın sözünü kurmasın. Barışın karşısında savaşı seçenek olarak dayatanlar kaybettiler. Ne koltukları ne de isimleri kaldı" ifadelerini kullandı.

İktidara Kürt halkına kulak verme çağrısı yapan Uçar, "Kürt halkı kimsenin hakkını çalmıyor, kendinden alınanı ve çalınanı istiyor. Kimsenin hakkında gözümüz yok. Barışın tesis olduğu yeni bir yüz yılı birlikte inşa edelim. Sayın Öcalan mesajlarıyla birlikte her zaman aramızdaydı. Şimdi bunların hayata geçirilme zamanı. Mücadelenizi saygıyla selamlıyorum, Rojava'da açığa çıkan model bütün dünyaya ışık. Türkiye'deki demokratik çözüm Rojava'daki statüyle buluşmalı" dedi.

BAKIRHAN: ÖCALAN BARIŞIN YOL HARİTASINI HAZIRLIYOR
PKK lideri Abdullah Öcalan'la yapılan görüşmelerin Kürt halkının mücadelesiyle meydana geldiğini vurgulayan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Tekrar Kürt meselesinin Türkiye'de tartışılmasını sağlayan siz değerli halkımızsınız. Onun için sizlerle ne kadar gurur duysak azdır. Bugüne kadar mücadele eden, direnen, kimliğine ve diline sahip çıkan siz Amedliler, Batmanlılar, Siirtliler, Kürdistan coğrafyasında yaşayan tüm Kürtler; onurlu bir barış, diyalog ve müzakere için dün olduğu gibi bugün de bu sürece sahip çıkacak, Türkiye'de demokratik ve eşitlikçi bir zeminin oluşmasına katkı sunacaksınız" dedi.

Tarihi bir süreçten geçtiklerine işaret eden Bakırhan, "Ortadoğu'daki bu kaos, kriz ve çatışmanın ortasında en güvenli şey kapsayıcı olmaktır, farklılıkları kabul etmektir, ötekileştirmemektir" ifadelerini kullandı. Öcalan'ın barışın ve onurlu bir mücadelenin yol haritasını hazırladığını vurgulayan Bakırhan, "Sayın Öcalan sadece Kürtlerin değil, Türkiye'de yaşayan bütün etnik ve inanç gruplarının eşit olmasının yol haritasını hazırlıyor. Sayın Öcalan istiyor ki Türkiye demokratik olsun. Sayın Öcalan istiyor ki Kürtler özgürce anadilini konuşsun, anadilinde eğitim görsün. Sayın Öcalan istiyor ki Kürt halkının seçmiş olduğu iradeye kayyum atanmasın" ifadelerini kullandı.

'KÜRTLER MASADA KANDIRILACAK BİR HALK DEĞİL'
Süren tartışmalara ilişkin tereddüt ve kuşkulara dikkat çeken Bakırhan, şu ifadeleri kullandı: "Emin olun ki sizin bu gür sesiniz, bize güç veren birliğiniz ve görüntünüz, önümüzdeki günlerde hepimize layık bir barış sürecine evrilecektir. Merak etmeyin, korkmayın. Kürtler 100 yıl önceki Kürtler değil. Kürtler masada kandırılacak bir halk değil. Kürtler Türkiye'nin ve bölgenin en dinamik, en güçlü, en örgütlü halkıdır. Siz var oldukça hiç kimse ama hiç kimse bizleri kandıramaz. Siz güçlü olduğunuz müddetçe bizi reddedenler, tıpkı bugün olduğu gibi çözüme ve müzakereye gelmek durumunda kalacaktır. Onun için güçlü olun, inançlı olun, umutlu olun."

'TÜRKİYE'DE ÇÖZÜM, ROJAVA'DA SAVAŞ OLMAZ'
Çok şey yaşadıklarını ama mücadele etmekten, barışı savunmaktan geri durmadıklarını ifade eden Bakırhan, bu dönemde herkese daha büyük görevler düştüğünü söyledi. Rojava için statü talep etmenin önemine işaret eden Bakırhan, "Türkiye'de çözüm, Rojava'da savaş olmaz. Türkiye'de barış tartışmaları, Rojava'da savaş planları olmaz. Türkiye'de barış olacaksa Rojava da bu kapsama alınmalı. Türkiye, Suriye'de Kürtlerin, Alevilerin ve diğer halkların kardeşçe ve eşitçe bir arada yaşadığı bir rejimin oluşması için oyun kurucu olmalıdır, bozucu olmamalıdır. Türkiye kendi tekçiliğini Suriye'ye ihraç etmek yerine, Suriye'yi Arap Cumhuriyeti olarak değerlendirmek yerine, oraya demokrasiyi ihraç etmelidir. Demokratik Suriye demelidir. Suriye'nin bütün halkları ve inançları kapsayacak bir noktaya gelmesini sağlamalıdır" dedi.

İktidara çağrı yapan Bakırhan, "Öcalan milyonların yüreğidir, umududur. Milyonların umudu bir hücrede izolasyon altında kaldığı müddetçe de biz sizin samimiyetinize güvenemeyiz. 12 metrekarede müzakere olmaz. 12 metrekarelik hücrede demokrasi olmaz. Öcalan'ın Amed halkıyla buluşmasını sağlayın, Amed halkının Öcalan'la buluşmasını sağlayın" ifadelerini kullandı.

'GÜÇLÜ ÖRGÜTLENİRSEK GÜÇLÜ BARIŞI SAĞLAYABİLİRİZ'
Bakırhan, şöyle devam etti: "Birlikte olursak ve güçlü örgütlenirsek güçlü barışı sağlayabiliriz. Bizim köklerimiz sizlersiniz. Sizler olduğunuz müddetçe ve biz bu kaynaktan beslendiğimiz müddetçe emin olun ki Kürtler, Türkiye'de yaşayan herkes güzel yaşayacaktır. İnsanların kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği, gazetecilerin tutuklanmadığı ve katledilmediği, siyasi tutsakların serbest bırakıldığı bir Türkiye'yi oluşturuncaya kadar sizlere söz olsun ki Vedat Aydınlara, Apê Musalara, Mehmet Sincarlara, Sevê Demirlere layık bir mücadele ortaya koyacağız."

Miting boyunca sık sık, "Bijî serok Apo", "Jin, jiyan, azadî" ve "Bijî berxwdana Rojava" sloganları atıldı.

MİTİNG SONRASI POLİS SALDIRISI
Miting sonrası Gevran Caddesi'ne doğru yürüyen bir genç, "polise mukavemet" gerekçesiyle yerde sürüklenerek gözaltına alındı.

Buna engel olmak isteyen DEM Parti Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş ve gençler, polisler tarafından darp edildi. Biber gazıyla halka saldıran polisler. 5 kişiyi yaraladı. Miting sonrası Çand Amed Kongre Merkezi'ne doğru giden gençlerin önü de polisler tarafından kesilerek, 4 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan birinin 15 yaşında olduğu öğrenildi.

Kuzey ve Doğu Suriye'de Türkiye'nin SİHA saldırısıyla katledilen gazeteci Nazım Daştan'ın fotoğrafını taşıyan genç bir kadın da gözaltına alındı.

Öte yandan, polis şiddetini görüntülemek isteyen JINNEWS muhabiri Rojda Aydın şiddete maruz kaldı. Rojda Aydın'ın kamerası zarar gördü.