Edremit Demokrasi Platformu: Halkın İklim Kanunu'nu istiyoruz

Meclis'e getirilen İklim Kanunu'nun şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlandığını vurgulayan Edremit Demokrasi Platformu ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, "Halkın İklim Kanunu'nu istiyoruz" dedi.
Edremit Demokrasi Platformu ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Altınoluk Cumhuriyet Meydanı'nda yaptıkları ortak açıklamayla İklim Kanunu'na tepki gösterdi.
Kapalı kapılar ardında 2020'den beri devam eden hazırlık çalışmaları sonrası iktidar tarafından Meclis'e sunulan "İklim Kanun Teklifi"nin 26 Şubat'ta Çevre Komisyonundan geçtiği ve yarın Meclis genel kuruluna gelmesi beklendiği hatırlatılan açıklamada, "Ülkemizde iklim politikaları maalesef doğayı ve toplumu değil, sermayeyi korumak üzerine inşa edilmektedir. Ticari kaygılarla yürütülen her yasal değişiklik, şirketlerin dereleri kurutmasına, tarım arazilerini yok etmesine; bölgelerin ormansızlaştırılmasına, soluduğumuz havanın kirletilmesine neden oldu. İşçiler haklarını alamadı, kadınlar kamusal alanlardan uzaklaştırıldı, çocuklar hasta doğdu, insanlar göçe zorlandı. Yaban hayatı yok edildi" denildi.
'HALKIN İKLİM KANUNUNU İSTİYORUZ'
Bu kanun teklifinin de iklim krizini önlemeye yönelik değil şirketlerin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlandığı vurgulanan açıklamada, "İklim krizine neden olan politikalardan vazgeçmeyi içermeyen ve iklim krizinin etkilerini önlemeye yönelik politikalar barındırmayan kanun gerçek bir iklim kanunu değil, ticaret kanunudur. Görüşülecek olan iklim kanun teklifi, şirketlerin ihtiyaçları için, ihracat sırasında karşılaştıkları engelleri aşmaya yönelik hazırlanmıştır. Suyun ambalajlanıp sıradan bir mal haline getirilmesinden sonra; şimdi de sıra bir diğer hayati madde olan havanın alınır-satılır hale getirilmesine gelmiştir" ifadeleri kullanıldı.
"Yaşamı, doğayı, iklim adaletini ve insan haklarını savunan, katılımcı bir süreçle hazırlanacak gerçek bir İklim Kanunu istiyoruz. Halkın İklim Kanununu istiyoruz. TBMM Genel Kurulunda tasarı acilen geri çekilerek, sivil toplum kuruluşlarının ve bilim insanlarının görüş ve önerileri ile bilimi, iklim adaletini ve toplumsal ortak faydayı önceleyen bir perspektife uygun olarak yeniden yazılmalıdır" denilen açıklamada, talepler şöyle sıralandı:
TALEPLER
🔹"Ticaret kanunu değil, doğa, yaşam ve toplum için iklim kanunu olmalıdır. Öncelik sermayenin değil, doğanın ve toplumun ortak geleceği olmalıdır.
🔹Kömürden ve fosil yakıtlardan çıkış için net bir plan ortaya konulmalıdır. İklim krizine yol açan kömür ve diğer fosil yakıtlar, enerji denkleminden aşamalı ve planlı bir şekilde çıkarılmalıdır.
🔹Emekçiler için adil bir geçiş planlamalıdır. Fosil yakıtsız bir ekonomiye dönüşümün bedeli emekçi halkın sırtına yüklenmemeli, toplumun tüm kesimlerinin insan onuruna yaraşır bir geleceğe sahip olması garanti altına alınmalıdır.
🔹İklim adaleti perspektifiyle tasarlanmalıdır. Eşitsizliği besleyen kapitalist ekonomi-politik rejimin neden olduğu iklim krizine bağlı hak kayıpları adalet düzlemi içerisinde giderilmelidir.
🔹Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamalıdır. İklim krizi risklerine eşit maruz kalınmadığı hesaba katılmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımı benimsenmelidir.
🔹Halk sağlığını güvence altına almalıdır. Tüm doğa, canlılar ve toplum için sağlıklı yaşam hakkını güvence altına alacak düzenlemeler yapılmalıdır.
🔹Üst ölçekli ekosistem planlaması yapmalıdır. Ekosistemler plansız ve kâr odaklı madencilik, enerji, sanayi, endüstriyel tarım ve hayvancılık projeleri ve yapılaşma baskısından kurtarılmalı; ormanlar, sulak alanlar, denizler ve kıyılar rant ve talana karşı korunmalıdır.
🔹İklim değişikliğine uyum politikaları geliştirmelidir. İklim afetlerine dirençli kentler ve kırsal yerleşimler yaratılmalı, afet eylem planları, gıda ve su politikaları iklim krizi gerçekliği dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
🔹Halkın katılımı sağlanmalı ve hesap verebilir olmalıdır. İklim kanununun halkın nezdinde meşruluğunun sağlanabilmesi için tüm politika yapım süreçleri katılımcılığa ve hesap verebilirliğe açık olmalıdır.
🔹İklim suçlarına karşı denetim ve yaptırım içermelidir. Kamu idaresinin yanı sıra, kamu yararına çalışan meslek örgütlerinin de katılımıyla şeffaf ve hesap verebilir bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır."
Eylem boyunca, "İklimi değil, sistemi değiştir", "Havama, suyuma, toprağıma dokunma", "İklimi değil, sistemi değiştir" sloganları atıldı.