22 Şubat 2025 Cumartesi

Eğitim-Sen yöneticisine verilen ceza Dersim'de protesto edildi

Eğitim-Sen Dersim Şube Sekreteri Rojda Çiftçi'ye verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası protesto edildi. Artan gözaltı, tutuklama saldırılarına, itirafçıların beyanlarıyla verilen cezalara dikkat çekilen açıklamada, insan hakları örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve emekçilere hukuksuzluğa karşı dayanışma çağrısı yapıldı.

KESK'e bağlı Eğitim-Sen'in Dersim Şube Sekreteri Rojda Çiftçi'ye, bir itirafçının beyanlarıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. KESK Dersim Şubeler Platformu, Tunceli 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen cezaya tepki göstermek için  Sanat Sokak'ta eylem yaptı.

"Adalet, hukuk ve demokrasi için mücadelemize devam edeceğiz" pankartının açıldığı eylemde açıklamayı Eğitim-Sen Dersim Şubesi Sekreteri İlhan Öner okudu.

Artan baskılara işaret eden Öner,  özellikle sendikal mücadele yürüten emekçilerle, kadın özgür mücadelesi yürütenlerin hedef alındığını söyledi. Kamu emekçilerinin hak arama mücadelesinden kadınların eşitlik talebine kadar pek çok alanda yargının araçsallaştırıldığına tanık olduklarını kaydeden Öner, "İçinde bulunduğumuz dönemde derinleşen bu otoriterleşme eğilimi, ülke çapındaki yaygın gözaltılar, tutuklamalar ve yasaklar üzerinden kendini hissettirmektedir. Bu hukuksuz dalga Eğitim-Sen Dersim Şubesi Kadın Sekreteri Rojda Çiftçi arkadaşımızı da hedef almıştır. Arkadaşımız hakkında açılan dava, bir tanığın şu ana kadar yüzlerce farklı dosyada yüzlerce farklı kişiyi suçlaması ve üzerlerine ifade vermesi üzerine başlatılmıştır. Büyük bir adaletsizlik örneği olarak arkadaşımıza 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmiştir. Oysa aynı tanığın ifadeleri ile açılan benzer sayısız dosya çok değil, birkaç ay öncesine kadar takipsizlikle sonuçlanmaktaydı. Somut bir delile dayanmayan, yalnızca tanık beyanlarına dayandırılan bu karar, yargı mekanizmasının bağımsız ve tarafsız olması gerekirken siyasi ve keyfî uygulamalara açık hale geldiğini açıkça göstermektedir" dedi.

Dosyada birbiriyle çelişen, kolaylıkla çürütülebilecek itirafçı beyanlarının esas alınmasının, yargının hukuka değil keyfiyete dayandırıldığının kanıtı olduğuna işaret eden Öner, "Demokratikleşme yönünde bir seyir beklediğimiz bu dönemde, ne yazık ki şiddet ve baskı sarmalının giderek daha da derinleştiğine tanık oluyoruz. Medyaya yönelik sansür ve tehditler, muhalif kesimleri yargı yoluyla sindirme girişimleri, yerel yönetimlerin kayyum atamalarıyla işlevsizleştirilmesi hep birlikte değerlendirildiğinde, ülkenin demokratik ve hukuki değerlerden hızla uzaklaştığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu tablo, toplumun farklı kesimlerindeki endişeleri derinleştirerek, geleceğe dair umutları da gölgelemektedir" diye ekledi.

Çiftçi'ye verilen cezanın sendikal haklarını savunan emekçilerin, kadın hakları için mücadele edenlerin ve demokratik kazanımları korumaya çalışan herkesin cezalandırılması anlamına geldiğini vurgulayan Öner, "Kamu emekçilerinin sendikal haklarına yönelik hukuksuz ihraçlar, keyfî tutuklamalar ve artan baskılar, toplumsal dayanışmayı da hedef almaktadır. Özellikle kadınların hak talebinde bulundukları her alanda yükselen bu tür sindirme politikaları, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine ağır zararlar vermektedir" değerlendirmesinde bulundu.

KESK Dersim Şubeler Platformu olarak, adaletsizliğe sessiz kalmayacaklarını ve temel hakları için mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Öner, "İnsan hakları örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini ve tüm emekçileri ülkenin içinde bulunduğu hukuksuzluğa karşı dayanışmaya çağırıyoruz. Unutulmamalıdır ki, adil bir yargı sistemi ve özgür bir toplum, ancak toplumsal dayanışmanın güçlenmesi ve hak mücadelesinin ortaklaştırılmasıyla mümkündür. Arkadaşımızın yanında olmaya, adalet ve özgürlük talebimizi her alanda yükseltmeye devam edeceğiz" dedi.