6 Şubat 2025 Perşembe

Erdoğan'dan aileye teşvik, çocuk başına para, kadına esnek, güvencesiz çalışma

"Aile Yılı Tanıtım Programı"nda konuşan Erdoğan, nefret söylemini sürdürdü, LGBTİ+'ları siyonizmle eşitledi. Erdoğan, doğurganlık hızının düşüşünün "Türkiye Yüzyılı"na tehdit olduğunu söyleyerek, daha fazla çocuk yapma çağrısı yaptı, kadınlara bu uğurda esnek, güvencesiz çalışmayı "müjdeledi".

AKP-MHP iktidarının, içinde kadınların öldürüldüğü, çocukların istismara uğratıldığı "kutsal aile" dayatması son hızla devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki sarayda bulunan kongre merkezinde düzenlenen "Aile Yılı Tanıtım Programı"nda konuştu.

"Aile Yılı" kapsamında "aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi" için yıl boyu çok sayıda çalışmalar yapacaklarını kaydeden Erdoğan, bu çalışmaları "etkin ve verimli nüfus politikalarıyla" destekleyerek güçlü bir zemine taşımanın en büyük önceliklerinden biri olduğunu söyledi.

'AİLE KURUMUNU TAHKİM ETMEK HERKESİN GÖREVİDİR'
25 Aralık'ta bu amaçla Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu'nu kurduklarını hatırlatan Erdoğan, "Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek" dedi.

"Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir" diyen Erdoğan, "milli manevi değerlerin muhafazasında" ailenin vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu söyledi. "Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihi bir hakikattir" diyen Erdoğan, bundan hareketle aile kurumunu tahkim etmenin herkesin görevi olduğunu savundu.

BİR KEZ DAHA NEFRET KUSTU
"Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır" diyen Erdoğan, çocukları ve gençleri "zehirli düşüncelerden", "sapkın ideolojilerden" korumak gerektiğini söyleyerek, bir kez daha LGBTİ+'lara nefret kustu.

"Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor" diyen Erdoğan, LGBTİ+'ların "aile kurumunun kutsiyetini" tehdit ettiğini söyledi.

LGBTİ+'LARI SİYONİZMLE EŞİTLEDİ
LGBTİ+'nın "faşizan bir dayatmaya" dönüştüğünü öne süren Erdoğan, "LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkum edilmektedir" sözleriyle bir yandan mağdur rolüne büründü, diğer yandan LGBTİ+'lara dönük nefret söylemleriyle soykırımcı İsrail'e gösterilen tepkileri bir tuttu.

Gelecek dönemde LGBTİ+ düşmanlığına devam edeceklerinin mesajını veren Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye'nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır" ifadelerini kullandı.

'DOĞURGANLIK HIZININ DÜŞÜŞÜ BEKA SORUNUDUR'
"Genç ve nitelikli nüfusun devamının" önemine işaret eden Erdoğan, "Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hasılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız" dedi.

Doğurganlık hızının 1.51'e düştüğüne, evlenme yaşı ve boşanma oranının arttığına işaret eden Erdoğan, "Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır" dedi.

'KADIN HAKLARI İÇİN DEVRİM NİTELİĞİNDE ADIMLAR ATTIK'
Bu "tehlikeyi" 20 sene önce sezerek "en az üç çocuk" çağrısı yaptığını söyleyerek bununla övünen Erdoğan, şöyle devam etti: "Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye'nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık."

Doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi haline getirdiklerini kaydeden Erdoğan, bunun için "kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attıklarını" iddia etti.

İlk olarak deprem bölgesinde uygulamaya konulan "Aile ve Gençlik Fonu"yla evlenen gençlere sundukları 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği ile övünen Erdoğan, bu fonu 81 ile yayacaklarını söyleyerek, gençleri 150 bin TL ile krediyle evliliğe teşvik etmeye çalıştı.

AİLEYE TEŞVİK, ÇOCUK BAŞINA PARA, KADINA ESNEK, GÜVENCESİZ ÇALIŞMA
Erdoğan'ın bir diğer teşvik fonu ise doğum yardımı adı altında verilenlerden oluşuyor. Yeni doğacak ilk çocuk için tek seferlik verecekleri doğum yardımını 5 bin liraya yükselttiklerini söyleyen Erdoğan, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımı yapacaklarını öne sürdü. Çocuk yardımlarıyla doğurganlığa teşvik etmeye çalışan Erdoğan, çocuk paralarının kadınların adına yatırılacağını söyleyerek, bunu "müjde" olarak tarif etti.

Pek çok kamu kuruluşunda dahi ücretsiz kreş yokken, Erdoğan, çalışan anne-babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini iddia etti. Erdoğan "Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkanları hayata geçireceğiz" ifadelerini kullandı.

DÜĞÜN MASRAFLARININ SEBEBİ: SOSYAL MEDYA
Düğün masraflarının artmasının suçunu sosyal medyanın yaygınlaşmasında, "popüler kültür veya gelenek dayatmasında" bulan Erdoğan, erken boşanmaların nedenini de "olmasa da olur" denilebilecek diye tarif ettiği aşırı talepler olduğunu öne sürdü.