6 Şubat 2025 Perşembe

ESP: Ma rıhna nihna hon! Gitmedik, buradayız

Maraş ve Antakya depremlerinin yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yapan ESP, deprem katliamının üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen 700 bin kişinin hala konteynerde yaşadığını vurgulayarak, "Bu devlet, sermayeye yüksek karlı yatırım alanları yaratmayı tek görev bellemiş, bunun için emeği de doğayı en ucuz kaynak haline getirmeyi esas alan bir devlettir" dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Antakya ve Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

"Ma rıhna nihna hon! Gitmedik, buradayız!" denilen açıklamada, 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçtiği vurgulanarak, "İki yılda hükümet yıkılan kentleri sermaye için yeni yatırım alanlarına çevirmek için bütün gücünü kullandı, kullanıyor. Hiçbir bütünlüklü plan yapmadan, kentleri parsel parsel yandaş şirketlerine dağıttı, zaten yaptığı binaları insanlara mezar olan TOKİ'ye olağanüstü yetkiler tanıyarak inşaatları başlattı. Tarihi kültürel miras buldozerlerle ezilip geçildi" denildi.

Tapulu arazilere ve binalara "rezerv alanı" yasası dayatıldığının, kabul etmeyenlerin ise çaresizce ortada bırakıldığının belirtildiği açıklamada, "Zeytinlikler, sulak alanlar, dere yatakları hâlihazırdaki yasalara, yönetmeliklere bile uyulmadan hiçbir ayrıştırma yapılmayan moloz alanlarına çevrildi" diye kaydedildi.

'HALA 700 BİN KİŞİ KONTEYNERDE'
"Kaynaklarını savaşa, 'alım garantili mega projelere', sermayenin borçlarına aktaran iktidar, Mehmet Şimşek'in adıyla anılan ekonomi programı için uluslararası sermayeye verdiği sözleri yerine getirmek için 'tasarruf' yaparak, halkın geçici ve kalıcı barınma sorunlarının hiçbirine cevap üretememiştir" denilen açıklamada, hala yedi yüz bin kişinin konteynerlerde yaşadığı ifade edildi.

Konteynerlerin altyapısının yetersiz olduğunun, halkın sağlıklı ve güvenceli yaşam hakkından mahrum bırakıldığının, yeterli beslenme imkânlarına erişemediğinin vurgulandığı açıklamada, "Enkazda, göçükte, yangında, pandemide bizi kurtaracak bir devlet değil, arkamızdan 'güzel öldüler' diyen, halktan halka dayanışmayı yasaklayan, 'devlet nerede' diyenleri gazla boğan, coplayan, tutuklayan, sorumluluğu enkazda, göçükte, yangında can verenlere yükleyen bir devlet, iktidar gerçeğidir" denildi. Açıklamada, "Bu devlet, sermayeye yüksek karlı yatırım alanları yaratmayı tek görev bellemiş, bunun için emeği de doğayı en ucuz kaynak haline getirmeyi esas alan bir devlettir" diye belirtildi.

'DEPREMİN DE BOLU KATLİAMININ DA SORUMLUSU AKP'
AKP-MHP iktidarının emek ve doğa düşmanı birikim rejimi olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, deprem ve Bolu Kartalkaya'daki otel yangını katliamının sorumlusunun AKP-MHP iktidarı olduğu vurgulandı.

Deprem için oluşturulan fonların, deprem bağışlarının amaca uygun kullanılmadığı hatırlatılan ve AKP'nin yoksullaşma krizinin nedenini deprem olarak gösterdiği kaydedilen açıklamada, "6 Şubat depremlerinde binlerce insanın enkazda can vermesinin hesabını sormak, sağ kalanların güvenceli geçici ve kalıcı barınma sorunlarının çözülmesini sağlamak sadece boynumuzun borcu değil, yeni depremlerde, göçüklerde, yangınlarda, pandemilerde ölmemek, asgari ücretle sefalet içinde yaşamamak, her gün bir erkek cinayetiyle ölmemek için de mecbur olduğumuz bir görevdir" denildi.

Açıklamada, "Birleşik bir halk hareketini örgütlemek; ezilenleri, yoksulları faşist şeflik rejimine karşı saflaştırmak, bu sorumluluğun gereğini her ne pahasına olursa olsun yerine getirmek zorundayız" ifadeleri kullanıldı.