ESP MYK: Katliamcı HTŞ rejimine karşı birleşik mücadeleyi güçlendirelim

HTŞ'nin Dürzilere dönük katliamına katliamına karşı açıklama yapan ESP MYK, " Suriye'de ezilen halklara sahip çıkmaya, katliamları durdurmaya ve birleşik mücadeleyi büyütmeye" çağırdı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), katliamcı HTŞ rejimine karşı birleşik mücadeleyi güçlendirmeye çağırdı. 2012 yılından bu yana Dürzilere dönük katliam yapan El-Nusra ve devamcısı DAİŞ'in şimdi HTŞ ismiyle Dürzi halkını katlettiğini belirten ESP MYK, "Süveyda'nın köylerinin ağır silahlarla vurulması sonucu birkaç gün içinde Dürzi halkına mensup çok sayıda kişi katledildi. Dürzi inancına ait değerler aşağılanıyor, insanlar onur kırıcı muamelelere maruz bırakılıyor" dedi.
'HTŞ, DÜRZİ HALKINA DÖNÜK KATLİAM GERÇEKLEŞTİRMEYE BAŞLADI'
Geçtiğimiz mart ayında HTŞ ve Türkiye destekli SMO'nun, binlerce Aleviyi katlettiğini; uluslararası kurumların "yasa dışı Esad destekçisi teröristlerle" mücadele ediliyor denilerek katliama sessiz kaldığını, Türkiyeli yetkililerin ise provakasyon açıklamasıyla Golani'nin arkasında durduğunu hatırlatan ESP MYK, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Emperyalist devletlerin hegemonya sahası olan Ortadoğu; emperyalist küreselleşme döneminin bütün çelişkilerinin en keskin biçimde açığa çıktığı ve düğümlendiği bölge olma özelliğini koruyor. Bugün emperyalist devletlerin politik islamcı cihadist örgütlere karşı iki yüzlü tutumları da bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Suriye'nin limanları, doğalgaz ve enerji kaynakları üzerinden hesapları olan emperyalist devletler, HTŞ'ye uluslararası meşruiyet tanımakta gecikmedi. Paris Konferansına davet edilen HTŞ daha sonrasında ABD tarafından terör örgütü listesinden çıkarıldı. ABD tarafından Suriye'ye dönük yaptırımların kaldırılması, ardından ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın SDG hakkındaki tehditkar açıklamasından güç alan HTŞ, Dürzi halkına dönük katliam gerçekleştirmeye başladı.
'BİRLEŞİK MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYE ÇAĞIRIYORUZ'
"Suriye'de farklı ulustan ve inançtan halkların birlikte ve barış içinde yaşamalarının yegane yolu halkların kendi özsavunmalarını ve özyönetimlerini oluşturmalarından geçmektedir. Halkların eşit ve özgür bir yaşamı bölge ve Kürdistan devriminin ulaştığı en ileri düzeyi ifade eden Rojava devrimini ve oluşturduğu tüm birikimi ve değerleri sahiplenmekten geçmektedir. Demokratik, halkçı, kadın özgürlükçü bir rejim Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi etrafında toplanmış ve diğer halklara ve inançlara doğru gelişme potansiyeli taşımaktadır. Ortadoğu halkları bölge gerici devletlerine ve emperyalist devletlerin hegemonyasında yaşamaya mahkum değildir. Türkiyeli emekçiler yanı başımızdaki bu katliamcı ve tekçi HTŞ rejimine karşı halkların bir arada eşit ve özgür bir yaşamı için mücadele etmelidir. Ortadoğu'da, Bauzuzi'nin eyleminde, Mahsa Amini'nin isyanında açığa çıkan özgür ve onurlu bir yaşam isteğidir. IŞİD'e karşı Kürt halkının öncülüğünde Suriye halkları ve enternasyonal mücadelenin kazanımı olan Rojava devriminin 13., Kobanê'yi inşa etmek için yola çıkan sosyalist gençlerin katledilmesi üzerine başlayan adalet mücadelesinin 10. yılında tüm dünya halklarını geçmişte olduğu gibi bugün de Suriye'de ezilen halklara sahip çıkmaya, katliamları durdurmaya ve birleşik mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz."