FHKC'den 'Büyük İsrail Vizyonu' projesine ilişkin açıklama

FHKC, savaş suçlusu Netanyahu'nun "Büyük İsrail Vizyonu'na ilişkin yaptığı açıklamada, "Siyonist oluşumun kötü niyetlerini açığa çıkaran ve Arap ulusal güvenliğine tehdit oluşturan yayılmacı bir proje" dedi. FHKC, "Bu tehlikeli projeye karşı koymak, tüm Arap ülkelerinin çeşitli araç ve baskı biçimlerini kullanarak ortak çaba göstermelerini gerektiriyor" dedi.
Soykırımcı İsrail'in Başbakanı Benyamin Netanyahu, kendisinin tarihi ve manevi bir misyon üstlenmiş olduğunu hissettiğini iddia ederek, işgal altındaki Filistin topraklarını da içeren "Büyük İsrail Vizyonu"nu açıkladı. Katil Netanyahu'nun bu açıklamasına tepki gösteren Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FKHC), "Büyük İsrail Vizyonu"nun "siyonist oluşumun kötü niyetlerini açığa çıkaran ve Arap ulusal güvenliğine tehdit oluşturan yayılmacı bir proje" olduğunun altını çizdi.
'SİYONİST OLUŞUM ABD'NİN YEŞİL IŞIĞIYLA KAPSAMLI BİR YAYILMACI GÜNDEM UYGULAMAYA ÇALIŞIYOR'
FHKC, kökenleri onlarca yıl öncesine dayanan ve Filistin ile çevresindeki tüm Arap ülkelerini hedef alan bu saldırının, Arap topraklarına egemen olmayı ve halklarının kaynaklarını kontrol etmeyi amaçlayan sistematik bir planın parçası olup, Arap ulusal güvenliğine ve bölgenin istikrarına doğrudan bir tehdit oluşturduğunu kaydetti. Açıklamada, "Bugün sahada yaşananlar, Gazze Şeridi'ndeki siyonist imha savaşından, işgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşim birimlerinin genişlemesine, Lübnan, Suriye ve Yemen'e yönelik tekrarlanan saldırılardan, Ürdün ve Mısır'a yönelik tehditlere kadar hepsi şunu gösteriyor siyonist oluşum, uzun vadeli sömürge planları ve ABD'nin yeşil ışığıyla desteklenen kapsamlı bir yayılmacı gündem uygulamaya çalışıyor; amacı, Filistin halkının ve Arap ulusunun meşru hakları pahasına nüfuzunu pekiştirmek ve sahada yeni olgular dayatmak" denildi.
'ARAP HALKININ BU PLANA KARŞI BİRLEŞMESİ GEREKİYOR'
FHKC'nin açıklaması şöyle devam etti: "Siyonist oluşumun bu planı ısrarla desteklemesi ve doğrudan Mısır ile Ürdün'ü, özellikle de Mısır'ı hedef alması, Ürdün'ün Gazze sınırında Arap bölgesel gücü ve önemli bir ulusal güvenlik ekseni olarak temsil edildiğinin bilincinde olması ve bu nedenle Kahire'nin öncülük ettiği herhangi bir Arap ayaklanması veya hareketinin önündeki yol, aynı zamanda yerinden etme projesini ve bunun sonucunda Mısır ordusunu zayıflatma ve Arap ulusal güvenliğini korumadaki rolünü hedef alma girişimini reddeden tutumuyla bağlantılı olarak intikamcı bir karakter de taşıyor. Bu tehlikeli projeye karşı koymak, tüm Arap ülkelerinin çeşitli araç ve baskı biçimlerini kullanarak ortak çaba göstermelerini gerektiriyor. Bunların başında Gazze'ye yönelik savaşı öncelikli olarak durdurmak ve Arap ulusunun bu planı boşa çıkaracak ve kendisini istikrarsızlaştırmayı veya halklarının tarihi haklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan her türlü saldırıyı önleyecek yetenek, kapasite ve baskı araçlarına sahip olduğu gerçeğinden hareketle bu plana karşı birleşmeleri gerekiyor."