Güney Kürdistan'daki gazeteciler: Hakikatin kalemini kıramayacaklar
![](/Uploads/HaberFoto/etha-20250209-maxmur-gazeteciler.jpg)
Güney Kürdistan'da bulunan gazeteciler, işgalci Türk devletinin SİHA saldırısında katledilen gazeteci Aziz Köylüoğlu için yaptığı açıklamada, "Hakikatin kalemini asla kıramayacaklar" dedi.
Türkiye'nin SİHA saldırısıyla katledilen gazeteci Aziz Köylüoğlu için Güney Kürdistan'ın Süleymaniye kentinde ve Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampında gazeteciler açıklama yaptı.
GAZETECİLER SÜLEYMANİYE'DEN SESLENDİ
Süleymaniye metro merkezinde düzenlenen basın toplantısında açıklama yapan Aras İbrahim, "Özgür basın çalışanları maalesef bir kez daha düşman ve işbirlikçilerinin hedefi oldu. 27 Aralık'ta, işgalci Türk devletinin düzenlediği bir hava saldırısının sonucunda gazeteci Aziz Köylüoğlu şehit düştü. Şehit Aziz Köylüoğlu, yazdığı yazılar ve çalışmalarıyla başarılı bir gazeteciydi. O, kalemi ve kamerasıyla, faşist Türk devletinin gerçek yüzünü her zaman ifşa ediyordu. "Hakikati ortaya çıkarmak görevimizdir" diyerek mücadelesini sürdürdü. Mücadeleci ve gazeteci Aziz Köylüoğlu, 25 yılını Kürdistan'ın dört parçasında, gerçekleri ve hakikatleri ortaya çıkarmak için harcadı. Aziz Köylüoğlu 1976 yılında Amed'in Çınar ilçesinde doğdu. 2000'li yıllarda gazetecilik yapmaya başladı. O, gerçeklerin sesi ve rengiydi. Habercilik, kameramanlık, yazarlık, editörlük ve yayıncılık alanlarında çalışmalar yürüttü. Yaptığı her işte örnek bir duruş sergileyen Aziz Köylüoğlu, birçok gazeteciye yol gösterdi ve onların gelişiminde pay sahibi oldu" dedi.
'KALEMİMİZİ VE KAMERAMIZI ASLA YERE BIRAKMAYACAĞIZ'
Köylüoğlu'nun Hewlêr'den Süleymaniye'ye, Kerkük'ten Maxmur'a Güney Kürdistan'ın her köşesine kadar hakikatleri duyurmak için mücadelesini sürdürdüğünün altıın çizen İbrahim, "Yine Derîk'ten Afrin'e Rojava'nın her alanında özgür basın çalışmalarını yürüttü. Aziz Köylüoğlu yalnızca yazmakla kalmayıp aynı zamanda gerçekleri söylemekten de hiçbir zaman geri durmadı. İşgali ifşa etmek için bütün fırsatları değerlendirdi. Suçlarını ve işgalciliğini her zaman gizlemeye çalışan işgalci Türk devleti özgür basının susturmak için elinden geleni yaptı. Son bir yıl içinde Türk devleti, Güney Kürdistan ve Rojava'da 6 gazeteciyi katletti. Ancak işgalci devletin, özgür basının sesini kısmaya yönelik çabaları sonuçsuz kaldı. Aziz, Gülistan, Cihan, Nazım ve Hêro arkadaşlar, her zaman hakikatleri duyurmak için mücadelesini sürdürdü. Biz özgür basın çalışanları, Aziz Köylüoğlu'na yönelik bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Aynı zamanda Irak ve Kürdistan Bölgesi yetkililerinin, Türk devletinin suçlarına karşı duyarsız kalmalarını ve gazetecilere yönelik terörüne göz yummalarını da şiddetle kınıyoruz. İnsan hakları ve basın özgürlüğünü savunan kurumlara çağrıda bulunuyoruz. Irak hükümetinden ve Kürdistan Bölgesi'nden, Türk devletinin suçlarına karşı sınır koymalarını ve Türk devletinin gazetecilere yönelik terörüne son vermelerini istiyoruz. Son olarak, Aziz Köylüoğlu'nun ailesine, tüm gazetecilere ve Kürt halkına başsağlığı diliyoruz. Bizler, özgür basın mücadelesine bir kez daha azimle devam edeceğimizi, şehit Aziz Köylüoğlu'nun izinden yürüyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Kalemimizi ve kameramızı asla yere bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
'HAKİKATİN KALEMİNİ ASLA KIRAMAYACAKLAR'
Maxmur'da bulunan Şehit Rustem Cudi Mülteci Kampındaki gazeteciler de Aziz Köylüoğlu'nun katlinin hesabının sorulmasını istedi. Şehit Aileleri Kurumunda yapılan açıklama, saygı duruşu ile başladı. Ardından söz alan gazeteci Veysi Talli tarafından yapılan açıklamada, şunları söyledi: "Özgür basın emekçileri ve kamp halkı olarak yoldaşımız, öğretmenimiz Aziz Köylüoğlu'nun katledilmesini şiddetle kınıyoruz. Hakikatin kalemini asla kıramayacaklar. Özgür basın, savaşın bir cephesi olarak görüldüğü için sürekli saldırı altında. Bu süreçte özgür basın büyük bir rol üstlendi ve üstlenmeye devam ediyor. Hakikati kamuoyuna duyuruyor. Rojava'da Nazım ve Cihan, Güney Kürdistan'da da Gülistan, Hêro ve Aziz yoldaşlarımız katledildi. Bu cinayetler sıradan değil, planlı eylemlerdir. Bunlar uluslararası hukuka aykırıdır ve bir suçtur. Ancak ne yazık ki bunların hesabı sorulmuyor. Özgür basın olarak yürüdükleri yolun takipçisi olacağız. Onların doğrularını takip edecek ve hakikati ifade ettikleri seslerini yükseltmeye devam edeceğiz. Sonuna kadar takipçileri olacağız."
Basın açıklaması, "Bijî serok Apo" ve "Bimre dagirkerî" sloganlarıyla sona erdi.