19 Mayıs 2025 Pazartesi

Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç mezarı başında anıldı

Cumartesi Anneleri ve İHD İstanbul Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası sebebiyle gözaltında kayıplar mücadelesinin sembol isimleri Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'u mezarı başında andı. Anmada, kaç yıl geçerse geçsin gözaltında kayıplar için adalet ve hakikat mücadelesinin süreceği vurgulandı.

Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası sebebiyle gözaltında kayıplar mücadelesinin sembol isimleri Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'u mezarı başında andı. Gazi Mezarlığında düzenlenen anmaya, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Kezban Konukçu, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Devrimci Parti, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) ve çok sayıda kişi katıldı.

"Cezasızlık suçun tekrarına yol açar. Cezasızlığa son, adalet istiyoruz" pankartı açılan eylemde, ESP de "Hasan Ocak ölümsüzdür" pankartı açtı. Anmada, Hasan Ocak, Rıdvan Karakoç ve gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla karanfiller taşındı.

Mezarlık girişinde toplanan kitle, ilk olarak Rıdvan Karakoç'un mezarını ziyaret etti. Karakoç'un mezarına yapılan yürüyüşte, "Rıdvan Karakoç ölümsüzdür", "Hasan Ocak ölümsüzdür", "Kaybedenler kaybedecek", "Şehid namırin" sloganları atıldı.

Rıdvan Karakoç'un mezarı başındaki anma saygı duruşuyla başladı.

KARAKOÇ: BİN YIL DA GEÇSE MÜCADELEYİ BIRAKMAYACAĞIZ
30 yıldır mücadelelerinin sürdüğünü belirten Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, "Onlar herhangi bir maddi çıkar için mücadele ettiklerinden yaşamlarını yitirmediler. Onlar yarınlar daha da aydınlansın, yarının çocuklarına özgür bir dünya bırakalım diye, özellikle sömürülen, imha edilen, inkar edilen, katliamdan geçirilen halkların mücadelesini vererek ve canlarını siper ederek yaşamlarını yitirdiler" dedi.

Abisinin Kürdistan halkının özgürlüğü için mücadele ettiğini vurgulayan Karakoç, şöyle devam etti: "Devletin içerisindeki derin güçler, eli kanlı katiller hiçbir sorguya suale mahal vermeden gözaltına alıp işkenceyle abimi katlettiler. Cesedini dahi yok etmek istediler. 30 yıldır dosyamız devletin arşivlerinde ama bir arpa boyu alınmadı. 30 yıldır yitirdiğimiz değerli yoldaşlarımızın anıları peşinde mücadele diyoruz. Bir 30 yıl daha geçse bu mücadeleyi bırakmayacağız, bin yıl da geçse bu mücadeleyi bırakmayacağız."

KESKİN: BU DEVLET BU İNSANLARIN AİLELERİNE HESAP VERMEK ZORUNDA
Karakoç ailesinin avukatı Eren Keskin, gözaltında kaybetmenin bir devlet politikası olduğunu vurgulayarak, "Rıdvan bir devrimciydi. Kürt halkının özgürlüğü için mücadele eden biriydi. Bunu hiç unutmamak gerekiyor" dedi.

Bugün yeni bir süreç yaşandığına işaret eden Keskin, "İklimin ılımanlaşması her zaman iyidir ama iklimin ılımanlaşması demek bizim kaybettiğimiz insanlarımızı, katledilen insanlarımızı aramaktan vazgeçeceğimiz anlamına gelmez. Bu devlet bu insanların ailelerine hesap vermek zorunda ve bu hesabı bir gün er geç verecek. Biz insan hakları savunucuları olarak bu hesabın peşindeyiz" ifadelerini kullandı.

Ardından Hasan Ocak'ın mezarı başına geçildi.

YILDIZ: ACIMIZ DİNMİYOR
Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, "İnsanların katledilişini görmek bir ana için çok zor. Hiçbir ana kendisinden önce çocuğunun mezarı kazılsın istemez. Ne yazık ki ben buraya 30 yıl gidip geleceğimi sanmıyordum. Baba Ocak'ın çağrısıyla İstiklal Caddesi'ne geldim, 30 yıldır orada devam ediyoruz" dedi. Yıldız, "Ben hep o bir günü bekledim. O bir gün 30 yıldır hiç gelmedi ve çocuğumun yaşam hakkını elinden aldılar, mezar hakkını da aldılar ve benim de annelik hakkımı elimden aldılar. 30 yıldır ne hasret bitiyor, ne özlem bitiyor, ne yürekteki ateş sürüyor ki acılar dinsin. Biz kayıp yakınlarının acıları dinmiyor, yasları bitmiyor" ifadelerini kullandı.

OCAK: HASAN ŞAHSINDA BU MÜCADELEYİ YÜRÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Hasan Ocak'ın kardeşi Ali Ocak ise şu ifadeleri kullandı: "30 yıldan beri burada bir adalet ve hakikat mücadelesi verirken, aynı zamanda Hasan'ın da itiraz ettiği kirli savaş yürütücüleri, kontrgerilla elemanlarına karşı itirazı dillendirmeye çalışıyoruz. Hasan'ı da Gazi katliamında işlenen bu kontrgerilla katliamına karşı direnirken aramızdan aldılar, bir daha geri vermediler. 58 gün sonra onu Kimsesizler Mezarlığında bulduk. Bugün geçmişle bir yüzleşme emareleri görüyoruz ama Hasan'ın da itiraz ettiği gibi o kirli savaş yürütücüleri, kontrgerilla örgütlenmeleri tasfiye edilip lağvedilmedikçe ne hukuk, ne adalet, ne barış ne de hakikati göreceğiz. Biz Hasan şahsında bu mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz."

KONUKÇU: BAŞLARINA GELECEĞİ BİLEREK MÜCADELE ETTİLER
DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, kaybettikleri insanların başlarına gelecekleri bilerek mücadele ettiklerini dile getirdi ve "Onlar biliyorlardı ki bu ülkeye demokrasi gelecekse bu mücadeleyle gelecekti. Bizlere bıraktıkları en önemli miras bu diye düşünüyorum. Bizlerin en önemli sorumluluğu da onların katliamına yol açan bu devlet zihniyetiyle hesaplaşmadan, gerçek demokrasinin gelmeyeceğini bilmek ve bunun mücadelesini her yerde yükseltebilmek" dedi.

UÇAR: BİRLEŞİK MÜCADELEYLE GÖZALTINDA KAYBETME SALDIRISI GERİLETİLDİ
Gözaltında kaybetme saldırısının pek çok ülkede rejimin işçi ve emekçiler üzerinde baskı kurma, onların öncüsü olan devrimcileri imha etme politikasının bir sonucu olduğunu kaydeden ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, "Bugün insan hakları savunucularının, kayıp yakınlarının devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin verdiği büyük mücadeleler sonucu devletin bu politikası geriletilebilmiştir" dedi.

'ADALET MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR'
Cumartesi Anneleri'nin kayıplar mücadelesinde bir direnç merkezi olduğunu vurgulayan Uçar, Hasan Ocak'ın kaybedilmesiyle başlayan süreçte Ocak ailesinin, insan hakları savunucularının ve devrimcilerin yürüttüğü birleşik mücadeleye dikkat çekti.

Uçar, "Bu birleşik mücadele sayesinde devletin gözaltında kaybetme politikasını geriletebilmiş olduk ama adalet mücadelemiz hala devam ediyor. Adalet mücadelemizi büyütmeye ihtiyacımız var, Cumartesi Meydanının tamamıyla özgürleştirmeye ihtiyacımız var, faillerin tamamının ve tüm resmi sorumluların yargı önüne çıkarılması ve cezalandırılmasına ihtiyaç var" dedi.