'HDK biziz! Milyonlarız, tutsak olmayız'

HDK'ye dönük tutuklama saldırısını protesto eden İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, "Tutuklanan ve tehdit edilmek istenen gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler, feministler, sosyalistler, barış ve demokrasi savunucularıdır. İçinde bulunduğumuz dönemi demokratikleşme haline getirecek ve halklara soluk borusu olacak mücadeleyi sahipleniyoruz" ifadelerini kullandı.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Halkların Demokratik Kongresi'ne (HDK) dönük tutuklama saldırıları ve kriminalizasyon çabalarını protesto etmek için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde yan yana geldi. Eylemde, "Milyonlarız, mahkum olmayız" pankartı açıldı.
Eyleme, HDK Eş Genel Sözcüleri Meral Danış Beştaş ve Ali Kenanoğlu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Celal Fırat, Emek Partisi (EMEP) milletvekili İskender Bayhan, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sendika temsilcisi katıldı.
BEŞTAŞ: HDK'DEN BİR SUÇ ÖRGÜTÜ ÇIKARAMAYACAKSINIZ
HDK'ye yönelik saldırıların işçi ve emekçileri, kadınları, sosyalistleri, LGBTİ+ları, Kürt halkını ve tüm ezilen halkları hedef aldığını vurgulayan Beştaş, iktidara karşı çıkan herkesin suçlu olarak yaftalandığını söyledi.
İktidarın bu operasyonlarla topluma korku ve gözdağı salmak istediğini dile getiren Beştaş, "Türkiye'de demokrasiden, haktan, insanca yaşamdan yolu geçen herkesin yolu HDK'den geçmiştir" dedi. "1640 kişilik liste" tartışmalarına işaret eden Beştaş, "Biz 1640 kişi değil, biz milyonlarız. 40'a aşkın bileşenimizle, partilerle, derneklerle, federasyonlarla, vakıflarla HDK'liyiz. Siz HDK'den bir suç örgütü çıkaramazsınız. Biz her yerde mücadeleye devam edeceğiz. Bizler parçalayıp, ayrıştıramayacaksınız" ifadelerini kullandı.
TÜZEL: İNSANCA BİR YAŞAM, DEMOKRATİK BİR ÜLKE İSTİYORUZ
EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, hak, hukuk, adalet isteyen emekçilerin hedefte olduğunu söyledi. Gazetecilerin, hukukçuların, sendikacıların, siyasetçilerin topluma gözdağı vermek için gözaltına alınıp tutuklandığını belirten Tüzel, "Biz insanca bir yaşam için demokratik bir ülke istiyoruz ve onu er geç kazanacağız" dedi.
'HDK BARIŞ TALEBİNİN TOPLUMSALLAŞMASININ TEMEL ANAHTARIDIR'
HDK'yi "Başka bir yaşam mümkün" diyerek kurduklarını anlatan akademisyen Onur Hamzaoğlu, "Bu mücadele zenginleşerek devam ediyor. Bu mücadelenin neden hedefte olduğu çok net. Çünkü özgür, demokratik, birlikte farklılıklarımızın zenginliğiyle, demokratik cumhuriyeti hedefliyor. HDK, silahların yeniden sustuğu Türkiye'de barışın tesis edilmesi, barış talebinin toplumsallaşması ve demokratik mücadelenin normalleştirilmesinin temel anahtarıdır. Bugün HDK'ye yapılan müdahale doğrudan barışın tesis edilmemesi, demokratik cumhuriyetin ilan edilmemesi hedefiyle gerçekleştirilmiştir" dedi.
'SÖMÜRÜNÜN AĞIRLAŞTIĞI, DİRENİŞİN SUSMADIĞI BİR DÖNEM'
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan Yağmur Yurtsever, "Sömürü ve baskının ağırlaştığı, ekmeğimizin git gide küçüldüğü, savaşların, kıyımların, doğa yıkımlarının kapladığı ama yaşamın ve direnişin susmadığı bir dönemden geçiyoruz" dedi.
İşçi ve emekçilere sefalet ücretinin reva görüldüğünü, grevlerin yasaklandığını, sendikacıların tutuklandığını belirten Yurtsever, diğer yanda Gazze'den Suriye'ye halkların toplu kırımdan geçirildiğini ifade etti.
'TUTUKLANAN ARKADAŞLARIMIZIN MÜCADELESİNE ŞAHİDİZ'
"Ülkemizde de kardeşlikten, çatışmasızlıktan, demokrasinin genişlemesinden söz edilirken sivilleri de hedef alan sınır ötesi operasyonların, cezaevi kapasitesinin genişletildiğini, savaş ve barışın bir arada konuşulduğunu ve birbirine karıştırıldığını görüyoruz" diyen Yurtsever, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısından birkaç gün önce HDK'ye dönük operasyonla 30 kişinin tutuklandığını söyledi.
"Tutuklanan arkadaşlarımızın emek, barış ve demokrasi mücadelesine şahidiz, arkadaşlarımızı sahipleniyoruz" diyen Yurtsever, tutsak edilen ve ev hapsi ya da adli kontrol tebdiriyle serbest bırakılanların yanı sıra binlerce kişinin yer aldığı soruşturma dosyalarından söz edildiğini hatırlattı.
'HDK KURULDUĞU GÜNDEN BU YANA HER ÇALIŞMASINI AÇIK SÜRDÜRÜYOR'
Yurtsever, şöyle devam etti: "2011 yılında birçoğumuzun katıldığı, hep birlikte izlediğimiz bir genel kurulla siyasal partilerin, emek, kadın, gençlik, ekoloji örgütlerinin, yöre ve kültür derneklerinin, halk ve inanç topluluklarının ve bağımsız bireylerin kimliklerini, varlıklarını, ayrımlarını koruyarak bir araya geldiği bir ortak zemin olarak kuruluşunu ilan eden HDK, kurulduğu günden bu yana her çalışmasını açık alanda, her birimizin eleştirisine, denetimine, katkısına ve katılımına açık olarak sürdürüyor. Tutuklanan ve tehdit edilmek istenen gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler, feministler, sosyalistler, barış ve demokrasi savunucularıdır. İçinde bulunduğumuz dönemi demokratikleşme haline getirecek ve halklara soluk borusu olacak mücadeleyi sahipleniyoruz."
Bu siyasal yargı operasyonuyla yasa dışı ilan edilenin ifade, toplanma, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü olduğunu vurgulayan Yurtsever, "Seçilmiş yerel yöneticilerin yerine kayyumlar atanarak, kent uzlaşısıyla seçildi diye yerel meclis üyelerini hapse atarak seçme ve seçilme hakkına sınırlar çizmeye kalkıldığı gibi, şimdi bir kez daha siyasi faaliyete yasaların çizmediği sınırlar çizmeye kalkılıyor" ifadelerini kullandı.
'HALKLARIN BARIŞI VE EMEĞİN GÜCÜ İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Yurtsever, şu ifadeleri kullandı: "Tam da bu sınırları aşmaya, siyaseti toplumsallaştırmaya, toplumsal olanın siyasetini yapmaya ihtiyacımız olduğu için, hangi örgütten, hangi mücadele alanından, hangi çatıdan olursak olalım, bugün 'HDK biziz! Milyonlarız, tutsak olmayız' diyoruz. Bu hukuksuzluğa karşı Gezi davasının, Kobanê davasının, tüm diğer kumpas davalarının tutsaklarıyla birlikte HDK'yle ve HDK'li olduğu için tutuklanan arkadaşlarımızla dayanışmamızı dile getiriyor, emperyalizme, sömürgeciliğe, yayılmacılığa ve işgallere karşı halkların barışı ve emeğin, ezilenlerin siyasal gücünün arttığı bir demokrasi için birlikte mücadeleye devam edeceğimizi bildiriyoruz."
Eylem boyunca, "Birleşe birleşe kazanacağız", "Faşizme karşı omuz omuza", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber, ya hiçbirimiz", "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı.