19 Nisan 2025 Cumartesi

'Her yeri eylem ve direniş alanına çeviriyoruz'

İBB'ye dönük operasyonda tutsak edilen gençlerin yargılandığı duruşmalar ertelenirken, gün boyu İstanbul Adliyesi önünde nöbeti sürdüren üniversite öğrencileri, Çağlayan Meydanını direniş alanına çevirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) dönük operasyonun ardından patlak veren eylemlere katıldıkları için tutuklanan yüzlerce gence açılan davalardan ikisi Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde dün görüldü.

İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 99 sanıklı davanın duruşması 3 Ekim tarihine ertelendi. Duruşma, salon yetersizliği nedeniyle İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapıldı. Sabah oturumunda gazeteciler Ali Onur Tosun, Bülent Kılıç, Gökhan Kam, Zeynep Ceren Kuray, Emre Orman, Yasin Akgül, Hayri Tunç ve Kurtuluş Arı ile birlikte avukatlar Baran Nevzacanoğlu, Aziz Can Cengiz, Deniz Demirdöğen ve Mine Erdost'un dosyalarının ana davadan ayrılmasına karar verildi.

Tüm gün süren duruşmada, öğrenciler ve avukatlarının savunmalarının tamamlanmasının ardından mahkeme kararını açıkladı. Bazı sanıklarla ilgili müzekkereler yazılmasına, yargılananlardan Onur Akay'ın savunması alındığı için hakkında çıkarılmış olan yakalama kararının kaldırılmasına hükmedildi.

'ASIL YARGILANMASI GEREKENLER İŞKENCECİ POLİSLERDİR'
Duruşmada savunma yapan öğrencilerden biri, "Bana ve buradaki herkese yöneltilen suç isnadının dahi bir şaka olarak düşünülmeyip işleme konmasından ötürü yetkili kişileri esefle kınıyorum. Demokratik hakkımız olan eyleme hangi gün, nerede katıldığım dahi belirtilmemişken, bu konuda hiçbir delil dosyama konmamışken yine de, derhal beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

Yine bir öğrenci de "Biz Anayasal hakkımızı kullandık. Tutuklandık. Bu dosyada asıl yargılanması gerekenler Saraçhane'de bize işkence eden polislerdir. Beraat istiyorum" dedi. 

Başka bir öğrenci, "Bu ülkede birçok kadın katlediliyor, gençler umutsuzluktan intihar ediliyor. Gülistan Doku beş yıldır bulunamıyor, etkin soruşturma yürütülmüyor buna karşı nasıl sokaktaysak, 19 Marttaki darbeye karşı da sokaktaydık. Biz bunun suç gibi gösterilmesini kabul etmiyoruz. Beraat istiyorum" dedi.

ADLİYE ÖNÜ DİRENİŞ ALANINA ÇEVRİLDİ
Öte yandan yargılanan arkadaşları için polisin tüm ablukasına rağmen gün boyu adliye önünde nöbet tutan yüzlerce öğrenci, sloganlar ve marşlarla direncini bir an olsun kaybetmedi. Öğrenciler, yaptıkları konuşmalarla mücadelenin süreceğini vurgularken, 1 Mayıs'ta da Taksim'de olma çağrısı yaptı.

'SOSYALİSTLER ZİNDANLARDA MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYOR'
21 Ocak'ta devrimci sosyalistlere dönük operasyonda tutuklanıp yakın zamanda tahliye edilen Özgür Genç Kadın (ÖGK) üyesi Zeynep Tekin de alanda söz aldı. "Yoldaşlarımız halen tutuklu ve kuyu tipi hapishanelerde tutuklu. Güneşi bir saat aldıkları koğuşlarda bulunuyorlar. Avluya bir saat çıkıyorlar. Sosyalist öğrenciler, mücadele arkadaşlarımız mücadeleyi bizim burada Çağlayan'da, İstanbul Adliyesinde büyüttüğümüz gibi zindanlarda büyütüyor, büyütmeye devam edecekler. Onlara inancımız tam. Onların direnci ve umuduyla buradayız" diyen Tekin, tutsak devrimcilerden aldıkları güçle, erkek şiddetiyle katledilen kadınların, iş cinayetlerinde katledilen çocuk işçilerin hesabını sormak için 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını söyledi.

'1 MAYIS'TA TAKSİM'DEYİZ'
Tekin, şöyle devam etti: "1 Mayıs'ın sahipleri olarak oradayız. Görsünler, bilsinler sosyalistler, öğrenciler, kadınlar, gençler burada, terk etmiyoruz. Her yeri eylem ve direniş alanına çeviriyoruz. Bunu inancımız, kavgamız ve mücadelemiz ile yapıyoruz. İyi ki varız, iyi ki buradayız. Buradan da bir kez daha sesleniyoruz: 1 Mayıs'ta Taksim'deyiz. Yasaklanan, kapatılmak istenen her meydanı gençliğin coşkusuyla doldurmaya geliyoruz."

Çağlayan'da nöbet sürerken polis saldırısıyla gözaltına alınan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Volkan Atmaca ise bir gece mevcutlu tutulduktan sonra serbest bırakıldı.