6 Şubat 2025 Perşembe

Heyet Silopi'de yürüdü: Kameraları yerde kalmayacak

Katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in cenazelerini almak isteyen heyetin sınır geçişinin engellenmesini tepki göstermek için Silopi'de yürüyüş düzenlendi.

Kuzey ve Doğu Suriye'de haber takibi yaptığı sırada Türkiye'nin SİHA saldırısıyla katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in cenazelerini almak için 6 Ocak tarihinde Habur Sınır Kapısı'na giden heyetin geçişleri engellenmişti. Aralarında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Kamuran Tanhan, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ile ailelerin bulunduğu heyet Şırnak'ın Silopi ilçesinde engellemeyi protesto etti.

"Özgür basın susturulamaz" pankartının açılan yürüyüşe çok sayıda kişi katıldı. Sanat Sokağında toplanan kitle "Nazım Cihan Rûmeta me ye", "Şehit namirin" sloganları ile DEM Parti ilçe binasına kadar yürüdü. 

'CENAZELERE BİLE İŞKENCE EDİLİYOR'
Cenazelerin verilmemesinin insani olmadığını söyleyen DFG Eşbaşkanı Selman Çiçek, "Dünyada bütün savaşlarda her şey yaşanır ama cenazelere karşı her zaman hassas olunur. Çünkü bu evrensel hukukta garanti altına alınmıştır. Türkiye'de özellikle Kürtlere karşı bir düşman hukuku uygulanmıştır. Bu düşman hukuku öyle bir boyuta ulaşmış ki cenazelere bile işkence edilmektedir. Bugün Nazım ve Cihan şahsında yapılan bir işkencedir. Bu işkenceye dur demek için 3 gündür sınırda oluşturduğumuz heyet bekletilmektedir. Ancak devlet yetkilileri, keyfi bir şekilde cenazelerin getirilmesine engel olmaktadır. Neden olarak da 'sistem bozuktur' deniliyor, sistem Kürtlere gelince mi yok oluyor" dedi.

'GERÇEKLERİ YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ' 
Nazım ve Cihan'ın hakikat mücadelesini sürdüreceklerinin sözünü veren Çiçek, "Biz bu anlayışı daha önce de gördük ama hiçbir zaman yılmadık" ifadelerini kullandı. Çiçek, şöyle devam etti: "Rojava'da görkemli bir direniş söz konusudur. Kürtlere karşı bir soykırım dayatılmaktadır. Bu soykırımı ayağa çıkaran, gerçeği halka ulaştıran Nazım ve Cihan arkadaşlarımız katledildi. Yarın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Biz bu günü kutlamak yerine bugün iki meslektaşımızı çalıştığı esnada üzerinde basın yazan aracın bombalanması sonucu şehadete ulaşan cenazesini almak için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemiz karşısında düşman hukuku uygulanıyor. Kürtlere karşı düşman hukuku ulaşılmaz boyutlara gelmiştir. Biz kabul etmiyoruz. Onlara sözümüz olsun; mücadelelerini ileriye taşımak için yürümeye devam edeceğiz, gerçekleri yazmaya devam edeceğiz, ne kalemleri, ne kameralarını yerde bırakmayacağız. Hakikatleri yazmaya devam edeceğiz, özgür basın özgür toplum diyoruz."

'TÜM DÜNYAYA DUYURACAĞIZ' 
"Bize sistemimiz bozuldu, çöktü denildi. Ama aslında çöken şeyin onların vicdanı ve ahlakı olduğunu biliyoruz" diyen DEM Parti milletvekili Kamuran Tanhan, cenazelere eziyet edildiğini söyledi. Tanhan, "Nusaybin ve Qamişlo arasında 200 metre var, eğer isteselerdi Nisêbîn-Qamişlo sınırında cenazeleri verirlerdi. Cenazeleri defnetmek her dinde ve inançta vardır. Ama bu yapılan hiçbir kanunda görülmemiş ve yazılmamıştır. Eğer kanunlarınızı uygulamayacaksanız devletiniz ne işe yarıyor?" diye sordu.

Tanhan, şöyle devam etti: "Bu halktan neyi saklıyorsunuz? Bu gazeteciler neyi görmüşlerdi, neyi çekmişlerdi katlettiniz. Hükümet bunun cevabını vermeli. Kürtlere yaşattığınız soykırımdan mı korkuyorsunuz? Bu yapılanı bütün dünyaya duyuracağız. Eğer ki hukuku uygularlarsa bizler kazanacağız. Bize ilk başta söz verenlerin sözü sonra toz oldu. Herkes bilsin haklı mücadelemizden geri adım atmayacağız."

Açıklama "Özgür basın susturulamaz" sloganıyla son buldu.