7 Şubat 2025 Cuma

'İnsanca yaşam için bu düzeni değiştireceğiz'

İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri, Kartal Meydanında "İnsanca yaşam" mitingi düzenledi: "Savaşa, sömürüye, yoksulluğa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. İnsanca yaşam için bu düzeni değiştireceğiz."

İstanbul Emek Barış Demokrasi Güçleri insanca yaşam talebiyle Kartal Meydanında miting düzenledi. Başak Marmaray durağında toplanan kitle, "İnsanca yaşam istiyoruz. Bu düzeni değiştireceğiz" ana pankartı, "Genel grev genel direniş", "İnsanca yaşamak istiyoruz", "Katil ABD Orta Doğu'dan defol", "Bijî berxwedana Rojava", "Yaşasın devrim ve sosyalizm", "Savaşa değil emekçiye bütçe", "Yaşasın Rojava devrimimiz", "Jin, jiyan, azadî" sloganlarıyla miting alanına yürüdü.

ESP: KURTULUŞ DEVRİM VE SOSYALİZMDE
ESP, "Yoksulluğa ve savaşa karşı kurtuluş devrim ve sosyalizm", SKM, "Yoksulluğumuzun sebebi sermaye düzeni yıkacağız" pankartıyla mitinge katıldı. DEM Parti kortejinde sık sık Rojava Devrimine sahip çıkan sloganlar atıldı.

Mitinge DİSK, KESK, TMMOB, İstanbul Tabip Odası, DEM Parti, HDK, ESP, Partizan, Mücadele Birliği, SYKP, TÖP, SODAP, Kaldıraç, SMF, Devrimci Parti, DBP, EMEP'in de aralarında olduğu çok sayıda parti, sendika, meslek örgütü katıldı.

Türkçe ve Kürtçe iki dilli sunum yapılan kürsüden sık sık, "Bijî berxwedana karkeran", "İnsanca yaşamak istiyoruz", "Jin, jiyan, azadî", "Savaşa değil eğitime bütçe", "Kayyumlar gidecek biz kalacağız", "Çalışırken ölmek istemiyoruz" sloganları atıldı. Mitingde ortak açıklamayı Nilay Kuş ve Saliha Bahadır okudu.

'EKONOMİK, DEMOKRATİK HAKLAR SALDIRI ALTINDA'
Bu coğrafyada yaşayan herkesin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal haklarının saldırı altında olduğunu belirtilen açıklamada, "Emekçilerin işleri, ücretleri saldırı altında. Emeklilerin açlık sınırı üstünde bir aylık alma hakkı saldırı altında. Kamunun sağladığı ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri saldırı altında. Seçme seçilme hakkı saldırı altında. Kadınların şiddet görmeden, öldürülmeden yaşama hakkı saldırı altında. Halkların eşit ve barış içinde yaşama iradeleri saldırı altında. Her bir yurttaşın hak ettiği ekonomik refah, adalet ve demokrasi saldırı altında" denildi.

'OVP HALKIN CEBİNDE KALAN ÜÇ KURUŞU SERMAYEYE TRANSFER EDİYOR'
Yoksulluk krizine işaret eden ve AKP-MHP iktidarının Orta Vadeli Programını hatırlatılan açıklamada şunlar söylendi: "Bu program işçi emekçiyi ezmekten, halkın cebinde kalan üç kuruşu da sermayeye transfer etmekten başka bir şeyi amaçlamıyor."

'ENFLASYONUN SEBEBİ PATRONLARIN DURDURULAMAYAN KARLARIDIR'
Asgari ücret görüşmelerinin başlayacağını hatırlatılan açıklamada, enflasyon düşük gösterilerek işçi ve emekçilere açlık sınırı altında yaşam dayatıldığı kaydedildi. İktidarın emeğiyle geçinenin daha fazla ezilmesi, çalışıp ürettikleri emekçinin değil patronların cebine gimesi için uğraştığını vurgulanan açıklamada, "Hesap ortada. Enflasyonun sebebi ücretler değil, patronların durdurulamayan karlarıdır. Bütçe açığının sebebi emekli aylıkları değil, zenginlerden alınamayan astronomik orandaki vergilerdir" diye belirtildi.

İktidara seslenilen açıklamada, "Ekonomik gidişatla ilgili yalanlarınız nafile. İşçi emekçiler hak ettiklerini alana kadar mücadelemiz sürecek" diye eklendi.

Geçtiğimiz yıl sermayenin 2,1 milyar liralık vergisini almaktan vazgeçenlerin bir emekçinin ücretinin ortalama üçte birine vergilerle el koyduğu bilgisinin verildiği açıklamada, "Siyasi iktidarın Meclis’e getirdiği 2025 bütçe teklifi, amaçlarını ortaya koyuyor. İşçi emekçinin ödediği vergiler arttırılıyor, patronların ödemesi gerekenler affediliyor. Kamu hizmetlerine ayrılan pay her yıl düşerken faiz ödemelerine, savaş hazırlıklarına ayrılan pay rekorlar kırıyor. Eğitimde ve sağlıkta özelleştirmelerle halkın eğitim ve sağlık hakkının gasbı devam ediyor. Sarayın bütçesi, emekçiye daha çok yükün, zenginlere ise daha çok kıyağın bütçesidir. Sarayın bütçesine karşı halkın bütçesi demeye devam edeceğiz. Bir avuç kişinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutanlara karşı mücadelemizi büyüteceğiz" ifadelerine yer verildi.

'KAYYUMLAR GİDECEK BİZ KALACAĞIZ'
Kayyum saldırılarına da değinilen açıklamada, kayyumların ilk icraatının halka karşı belediyelerin etrafını beton bloklarla kapamak olduğu söylenerek şunlar eklendi: "Kayyumlar rantın, şaibeli ihalelerin önünü açıyor, emekçileri işten çıkarıyor, kadınlara, gençlere yönelik hizmetleri durduruyor. Kayyumlar dahil olmak üzere hiç kimse halk iradesinin karşısında duramaz. Kayyumlar gidecek, biz kalacağız."

Ardından kitle, "Kayyumlar gidecek biz kalacağız" sloganı haykırıldı.

TÜRK DEVLETİ ÇETELERLE BİRLİKTE YAYILMACI POLİTİKASINI SÜRDÜRÜYOR'
Emperyalistler ve bölge gerici devletlerinin Orta Doğu’daki soykırım saldırıları hatırlatılan açıklamada, işgalci Türk devletinin Suriye ve Rojava'da cihatçı çetelerle birlikte yayılmacı politikasını sürdürdüğü söylendi. İşgalci savaşın emekçileri yoksullaştırdığın savaş baronlarını beslediği söylenen açıklamada, "Savaşları, katliamları durdurmak için, emperyalist kapitalist düzen ve onun işbirlikçilerine yönelik mücadelemizden asla geri adım atmayacağız. Barışta ısrar edeceğiz. Bu topraklarda eşit ve kardeşçe, barış içinde bir geleceği kazanacağız" denildi.

'HİÇBİR BASKI BİZİ YOLUMUZDAN DÖNDÜREMEYECEK'
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri'nin daha iyi yarınlar için mücadeleyi her alanda sürdüreceği söylenen açıklamada, "Hiçbir baskı bizleri yolumuzdan döndüremeyecek.. Hep birlikte direneceğiz, hep birlikte kazanacağız" diye vurgulandı.

TALEPLER SIRALANDI
İnsanca bir yaşam için insanca bir ücretin herkesin hakkı olduğunu vurgulanarak şu talepler sıralandı: "Temel ihtiyaçlardan alınan dolaylı vergiler kaldırılmalı, zenginlere servet vergisi ve artan oranlı gelir vergisi uygulanmalıdır. OVP gibi halk düşmanı uygulamalara son. Halk düşmanı programlar yerine halkın çıkarlarını esas alan emekçi ve halkçı program tek çıkar yolumuzdur. Savaşa, sömürüye, yoksulluğa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz."

DİRENEN İŞÇİLERDEN DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Mitingde ardından direnen işçiler söz aldı. İlk sözü alan TKIS Blinds grevinden Batuhan Göldağ, TEKSİF'e üye olmalarının ardından 10 işçinin işten atıldığını hatırlatarak, 45 gündür direndiklerini söyledi. Taleplerinin atılan 10 işçinin geri alınması ve yetki alan sendikalarıyla toplu sözleşme masasına oturulması olduğunu söyleyen Göldağ, dayanışma çağrısında bulundu.

Birleşik Metal-İş Sendikasına üye Tarkett işçileri adına ise Selman Sakarya söz aldı. İşçiler "Yaşasın onurlu mücadelemiz" pankartıyla sahneye çıktı. Sendikaya üye olmalarının ardından yetki sürecinin yıllarca sürdüğünü söyleyen Sakarya, patronu toplusözleşmesi masasına oturttuklarını ancak talepleri kabul edilmediği greve çıktıklarını belirtti. Tuzla Deri Organize Yan Sanayi Bölgesindeki fabrika önünde 82 gündür direndiklerini aktaran Sakarya, grevlerinin kazanımla sonuçlanması için destek çağrısında bulundu.

Son olarak direnişlerinin 140'ıncı gününde Ankara'ya yürümek isteyen ve iki gündür polis saldırısı ile karşı karşıya kalan Polonez işçileri adına Onur Bayar ve Yasemin Sayım söz aldı. Yaşadıkları polis saldırısını anlatarak dayanışma çağrısında bulunan işçiler, Çatalca'daki eylem alanına çağrı yaptı.

KAYYUM DARBESİ YAPILAN BELEDİYE BAŞKANLARI SÖZ ALDI
Kayyum saldırısı yapılan Esenyurt, Ovacık ve Halfeti belediyeleri adına söz alındı.

CHP'li Esenyurt Belediye Meclis üyesi Sadettin Yıldırım'ın ardından Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül söz aldı. Bir belediye başkanının görevinin yaşadığı coğrafyanın rantiyeye peşkeş çekilmesine karşı direnmek olduğunu vurgulayan Sarıgül, "Biz Dersim'de doğamızı, kültürümüzü, dilimizi koruduk, korumaya devam edeceğiz" dedi.

KARAYILAN: SURİYE'NİN KADERİNE SURİYE HALKLARI KARAR VERECEK
Son olarak Halfeti Belediye Eşbaşkanı Mehmet Karayılan söz aldı. "Kürtlere özgürlük Orta Doğu'ya barış" pankartının miting alanına alınmamasına tepki göstererek, "Bu zihniyet Orta Doğu'da barış yapamaz" dedi.

Esad rejimin düşmesi, HTŞ çetelerinin Halep'ten sonra Şam'a girmesi, Rojava'ya ilişkin saldırılara değinen Karayılan, "Suriye'de yeni bir sayfa açılıyor. Dileğimiz adil ve demokratik bir yönetimin kurulmasıdır. Suriye'nin yönetimine karar verecek olan Suriye halklarıdır. Suriye Kürkleri de bu gerçeklikte önemli bir parçadır. Türkiye'nin de Suriye'deki bu yeni siyasal gerçeklik içerisinde atması gereken adım çatışma değil Kürtlerle diyalogtur" diye konuştu.

'KAYYUMLAR YÖNETİM BİÇİMİNE DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR'
4 Kasım 2016'dan bu yana demokrasiye kesintisiz darbenin devam ettiğini hatırlatan Karayılan, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine 4 Kasım günü kayyum darbesi yapıldığını söyledi.

12 Eylül ve 28 Şubat'ın ruhunun günümüzde AKP-MHP iktidarı tarafından yaşatıldığını kaydeden Karayılan, "2016'dan beri halk iradesine ipotek koyan kayyumları bu iktidar artık bir yönetim şekline getirmek istiyor. Biz cumhuriyetin demokratikleşmesi derken iktidar ise cumhuriyeti bir kayyumlar cumhuriyeti haline getirmek istiyor. Saraydan atanmış ittifak her gün hukuku, hakkı, demokrasiyi ihlal ederek Türkiye'yi yönetmeye çalışıyor. Bu bir yönetim biçimi değildir. Kayyum atamaları demokratik siyasete darbedir gayrimeşrudur" diye konuştu.

Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının gasp edilmesini hatırlatan Karayılan, Van halkının daha önce olduğu gibi bugün de direneceğini vurguladı.

Karayılan'ın konuşmasının ardından miting alanından "Kayyumlar gidecek biz kalacağız" sloganı atıldı.

TUTSAKLARIN MESAJI OKUNDU
Mitingde, kayyum saldırısının yaşandığı kasım ayında gözaltına alınarak tutuklanan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ ve Rojava Devrimine sahip çıkmak için Şişhane'de yapılan eylemin ardından tutuklanan Caner Kayhan'ın mesajları okundu.

Akdağ'ın mesajında şu ifadeler yer aldı: "Yaşadığımız coğrafyada emeğin hakkını alabildiği, onurlu bir barışın sağlandığı, eşit, özgür, insanca yaşam koşullarının sağlandığı günlere ulaşmak için yürüttüğümüz mücadele tüm saldırılara rağmen hedefine ulaşacaktır. Bundan bir an bile kuşku duymadık, duymayacağız. Bu saldırılara karşı İstanbul emekçilerinin, gençlerinin, kadınlarının, halkların itirazını yükseltmek için hayata geçirdiğiniz mitingimizin insanca, özgür, eşit yaşamı örgütleme mücadelemizde önemli bir adım daha anlamına geldiğini biliyor, emek veren, katılım sağlayan ve gönlü onurlu bir barış ve insanca yaşam için atan her birinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor."

Caner Kayhan ise, kayyumlara, düşük ücretlere karşı mücadeleyi büyütenleri selamladı mesajında şunları belirtti: "İnsanca bir yaşam mücadelesi için her alanda mücadeleyi büyütme zorunluluğu her zamankinden daha güncel. İşçi sınıfının, emekçilerin sırtından girilen işgal savaşına karşı çıktığımız, Kürt halkıyla omuz omuza mücadele ettiğimiz için Silivri'de tutuklu bulunuyoruz. Ancak bizler biliyoruz ki bu siyasi kararlar, baskılar bizi ve milyonları insanca yaşam mücadelesinden kopartamaz. Yaşasın işçi sınıfının ve ezilen halkların ortak mücadelesi."

Mesajların ardından kitle, "Devrimci tutsaklar onurumuzdur", "İçeride, dışarıda hücreleri parçala" sloganlarını attı.

Miting Hevra'nın müzik dinletisinin ardından sona erdi.

Mitinge DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti milletvekilleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu da katıldı.