'İran-İsrail savaşı derhal durmalıdır'

Partisinin Tekirdağ il örgütünün kongresinde konuşan Hatimoğulları, İsrail-İran savaşının halkların savaşı olmadığını, emperyalistlerin hegemonya savaşı olduğunu söyledi. Hatimoğulları, "Bölge barışı için, Türkiye'de Kürt sorununun barışçıl çözümü, Türkiye, Ortadoğu barışı için İsrail-İran savaşının bitmesi için barış diyoruz" ifadelerini kullandı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Paritsi (DEM Parti) Tekirdağ İl Örgütü, 2. Olağan Kongresini "Barış ve demokratik toplum için örgütleniyoruz" şiarıyla Ünal Baysan Konferans Salonunda gerçekleştirdi. Kongreye, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları'nın yanı sıra Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Mezopotamya Kültür Sanat Derneği yöneticileri, din alimleri ile çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.
'BU ÇAĞRI TÜRKİYE'NİN TAMAMININ DEMOKRATİKLEŞMESİ İÇİN'
Divan seçimi ve saygı duruşunun ardından başlayan kongrede DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuştu. Gelişmeleri değerlendiren Hatimoğulları, "Tekirdağ, su hakkı, kent hakkı, insan hakkı ve emeğin hakkı için mücadele eden ve mücadelesini daha da büyütmesi gereken bir kent. Süleyman Paşa'nın parlak ışıkları, Ergene'nin çamurunu gizleyemez. Tekirdağ'ın her mahallesi her sokağı eşit bir şekilde temiz sudan faydalanmak, temiz sokaklarda yaşamak hakkına sahiptir. Ama ne yazık ki Tekirdağ'da olduğu gibi sanayinin geliştiği bölgelerde her şey zehirleniyor. Kapitalist sistem sadece emeğimizi ve alın terimizi sömürmüyor. Kapitalist ve sermaye merkezli sistem, sadece bizi açlığa mahkum etmiyor. Ayrıca kirli bir suya, havaya sahip olmamıza sebep oluyor. Soluduğumuz havalardan her gün hastalanmamıza sebep olduklarını görüyoruz. Salonda da salona gelmeden önce de dışarıda görüştüğümüz çok sayıda arkadaşımızın merak ettiği sorular var; 'Süreç ne durumda? Kürt sorununun barışçıl çözümü için bir yol alındı mı, alınıyor mu?' Sayın Öcalan'ın 27 Şubat'ta yapmış olduğu 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrı'sının akabinde biliyorsunuz PKK Kongresi'ni gerçekleştirdi. Bir fesih kararı aldı. Önümüzdeki süreçte Türkiye demokratikleştikçe, süreç de hukuki ve yasal zeminde yol alındıkça silahsızlanma sürecinin de hızlanacağına dair açıklamaları oldu. Bugün Türkiye ve Ortadoğu'nun en temel gündemlerinden birisi bu. Dilim döndükçe de bu sorulara yanıt vermeye çalışacağım. Sayın Öcalan 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nı gerçekleştirdiği zaman şunu ifade etti; 'Bu çağrı Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü için ama bu çağrı Türkiye'nin tamamının demokratikleşmesi için. Eşit yurttaşlık hakkı için" dedi.
Devletin sürece ilişkin somut adım atması gerektiğini belirten Hatimoğulları, Figen Yüksekdağ, Leyla Güven, Ayşe Gökkan Semra Güzel ve Selahattin Demirtaş şahsında siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istedi.
'İSRAİL-İRAN SAVAŞI HALKLARIN SAVAŞI DEĞİL'
İsrail-İran savaşına işaret eden Hatimoğulları, ABD'nin İran'I bombalamasına ilişkin şunları söyledi: "Bu savaş çocuk oyuncağı değil. Bu savaş asla halkların savaşı değil, bu savaş emperyalist güçlerin Ortadoğu'da tahakküm kurmaya çalıştıkları bir savaştır. Bu savaş, yüz yıl önce Ortadoğu coğrafyasını şekillendirenlerin yeniden bölgeyi dizayn etme savaşıdır. Şayet savaş gittikçe derinleşir ve gittikçe yaygınlaşırsa bu savaş birinci ve ikinci dünya savaşından çok daha büyük tehlikelere gebe. Çünkü o zaman nükleer ve biyolojik silahlar bu kadar gelişmemişti. Çünkü siber savaş yöntemleri o zaman bu kadar güçlü değildi. Ama şimdi bütün bu tehlikelerle karşı karşıyayız. Bugün 'nükleer tesisler vuruldu' deniyor. Bir nükleer sızıntı olursa ne olacak? Orada yaşam bitecek, hiçbir canlı yaşamını sürdüremeyecek, on yıllar boyunca boy veremeyecek. Kongremizden bir kez daha çağrı yapmak istiyoruz; İran-İsrail savaşı derhal durmalıdır. BM başta olmak üzere her kesimin aktif görev alması şarttır. Bu çocuk oyuncağı değildir. Yeni bir Çernobil'i bu dünya kaldırmaz. Yeni bir Çernobil hatta daha da tehlikesi gündemde. Bu ciddiyetle ele almak ve yaklaşmak gerekiyor. Ama ne yazık ki dünyayı yöneten liderlere baktığımızda her biri kendinden menkul bir akılla emperyalist sistemin yürütücüsü ve yepyeni bir dünya düzenini kurmaya çalışan bir akılla, halkları, insanları ve insanlığı yok etmeyi göze almış durumda. Bunu kabul etmek mümkün değil. O yüzden kongremizden barış sesinin çok yüksek çıkmasını istiyoruz. Bölge barışı için, Türkiye'de Kürt sorununun barışçıl çözümü, Türkiye, Ortadoğu barışı için İsrail-İran savaşının bitmesi için barış diyoruz. Barışı bir kez daha alkış ve zılgıtlarımızla buradan tüm dünya duysun.
'BARIŞI, EŞİTLİĞİ VE ADALETİ ÖRGÜTLEMEK DIŞINDA SEÇENEĞİMİZ YOK'
"Türkiye'de de yeni değişimler oluyor ve olacak. Sayın Öcalan'ın çağrısı, PKK'nin kongresini gerçekleştirmesi. Bunun tüm siyasi yapılara etkisi olacaktır. Sağdan sola, milliyetçisinden her kesimden insanlarda şapkayı önüne koyacak ve kendini yeniden değerlendirmeye tabii tutacak. Bizler kongrelerimizde bunları yapmaya çalışıyoruz. Barışı, eşitliği ve adaleti örgütlenmek dışında bir seçeceğimiz yok. Bir mesajımız da 'barış olmaz' diyenlere olsun. Bu ülkede her şeye rağmen barış olacak. Bu ülkede her şeye rağmen karşıtlıklara, zıtlıklara, ayak oyunlarına ve aldatmacalara karşı öyle büyük bir irade ortaya koyacağız ki barışı bu topraklarda mutlaka ama mutlaka tesis edeceğiz. Bu duygu ve düşünce ile kongremizi kutluyorum. Yeni seçilecek arkadaşlara başarılar diliyorum."