4 Mart 2025 Salı

İstanbul Barosu hakkındaki dava 21 Mart'a ertelendi

İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu hakkında görevden alma talebiyle açılan davanın duruşması 21 Mart'a ertelendi.

Rojava'da Türkiye'nin SİHA saldırısıyla katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan hakkında yaptıkları açıklama nedeniyle İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve baronun yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yeni yönetim seçilmesi talebiyle açılan davanın duruşması görüldü. Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi, 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen duruşmayı çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi izledi.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada mahkeme, davaya müdahil olmak isteyen 100'e yakın kurumun talebini reddetti.

EPÖZDEMİR'İN GETİRİLMEMESİNE TEPKİ
İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Fırat Epözdemir'in avukatı Baran Doğan, müvekkilinin salona getirilmesi gerektiğini ancak getirilmediğini vurguladı. Doğan, "Fırat Epözdemir burada olmalıydı. Fırat SEGİS ile bağlanmak istemiş ama siz kabul etmemişsiniz. Dolayısıyla Fırat burada olmadan bu dava yapılamaz. Davanın görülmesi şartları oluşmamıştır. Biz Fırat Epözdemir'in duruşmaya getirilerek, savunmasının alınmasını talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme, talebi not ederek, duruşmaya devam kararı verdi.

'AYKIRILIK' VURGUSU
Davanın özünde 81 baroya açıldığını ve Anayasa'ya aykırı olduğunu vurgulayan İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, "Baronun amaç dışı faaliyetlerinin değerlendirilmesi ancak idari yargının konusu olabilir. Bu yönde Asliye Hukuk Mahkemeleri'ne yetki veren kanun maddesi Anayasa'ya aykırıdır. Yerel yönetimlerin görev ve yetkileri idari yargıdayken, baroların yargılanmasının adli yargıda olması Anayasa 135 ve Avukatlık Kanunu 76'ya aykırı olarak eşitlik ilkesine aykırıdır. Baroların böyle bir sürece tabi tutulması hukuk güvenliği açısından belirsizlik yaratmaktadır" diye kaydetti.

'DOSYA AYM'YE GÖNDERİLMELİ'
"Amaç dışı faaliyet" suçlamasının nedeninin somut olmadığını vurgulayan Kaboğlu, "Baroların görevlerine ilişkin Avukatlık Kanunu insan hakları konusunda barolara geniş yetki veriyor. Amaç dışı faaliyetle kastedilenin yasal olarak somutlaştırılmaması hukuk güvenliğini ortadan kaldırmaktadır" dedi.

Anayasa'ya aykırılık itirazlarının dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Kaboğlu, "Uluslararası sözleşme ve ilkelere göre avukatların adli hizmetlerini güvenle, herhangi bir müdahaleye maruz kalmadan yürütmesi gerekir. Anayasa aykırılık itirazlarımızın ciddiyetle ele alınmasını ve dosyanın Anayasaya Mahkemesi'ne (AYM) gönderilmesini talep ediyoruz" dedi.

'HEPİMİZE DÖNÜK BİR MÜDAHALENİN AYAK SESLERİ'
Türkiye Barolar Birliği (TBB) olarak davaya katılmak istediklerini ifade eden TBB Başkanı Erinç Sağkan, açılan davanın hukuktan uzak olduğunun altını çizdi. Sağkan, şöyle devam etti: "Hepimize dönük bir müdahalenin ayak sesleri olduğu kaygısıyla buradayız, barolar burada. Türkiye'nin her döneminde yargı baskı altında olabilir. Yargı baskı altında olduğunda meslek örgütleri çok önemlidir. Herkesin sustuğu yerde birileri en azından doğruyu söyleyebilsin. Barolar çok önemlidir. Çünkü herkesin sustuğu yerde barolar konuşabilirler. Bağımsız kalma yetkisi olan avukatların tanıma yetkisini Meclis veriyor. Meclis, 'Özgürce bu alanda savunma yap' diyor."

Mahkeme heyeti, TBB'nin katılma talebinin kabulüne, dosyanın idari mahkemeye gönderilme talebinin reddine, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Fırat Epözdemir'in gelecek duruşmada SEGBİS ile savunmasının alınmasına karar verdi. Duruşma 21 Mart tarihine erteledi.