İstanbul Barosu: Soykırım önlenmeli, Küresel Sumud Filosu korunmalıdır

İstanbul Barosu, Gazze'ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na yönelik saldırıların uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu belirterek, İsrail'e somut yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu.
İstanbul Barosu, Gazze'ye insani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu'na yönelik saldırılarla ilgili bir açıklama yaptı. Yaşananların yalnızca insan haklarının değil, uluslararası insancıl hukukun da açıkça ihlali olduğu vurgulanan açıklamada, İsrail'in Gazze'de işlediği soykırım suçuna karşı artık yalnızca kınamayla yetinilmemesi, somut adımlar atılması gerektiği belirtildi.
'İSRAİL SOYKIRIM SUÇU İŞLİYOR'
Baro'nun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Gazze'de iki yıldır devam eden İsrail saldırılarının on binlerce sivilin hayatına mal olduğu, binlercesinin yaralandığı, tedaviye erişimin engellendiği ve insanların zorla yerlerinden edildiği hatırlatıldı. Gazze'ye yönelik ablukanın ağırlaştırıldığı, insani yardımın sistematik biçimde engellendiği ve açlık nedeniyle yüzlerce insanın hayatını kaybettiği vurgulandı.
Baro, bu eylemlerin yalnızca birer insan hakkı ihlali değil, aynı zamanda 1948 tarihli 'Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi' kapsamında bir soykırım suçu olduğunu kaydetti. Bu tespitin, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nin görevlendirdiği Uluslararası Soruşturma Komisyonu'nun 16 Eylül 2025 tarihli raporunda da yer aldığına dikkat çekildi.
'FİLO VE GÖNÜLLÜLER KORUNMALI'
İstanbul Barosu, gönüllülerin oluşturduğu ve 44 farklı ülkeden katılımcıların yer aldığı 50'den fazla sivil gemiden oluşan Global Sumud Filosu'nun Gazze'ye insani yardım ulaştırmak üzere yola çıktığını hatırlatarak, bu filoya yönelik saldırıların artarak devam ettiğini açıkladı. Son olarak 24 Eylül'de Girit açıklarında gerçekleştirilen dron saldırıları sonucu bazı gemilerin hasar gördüğü, ancak can kaybı yaşanmadığı belirtildi. Filo bünyesinde hukukçuların da yer aldığı ve bu kişilerin hem ihlalleri belgelediği hem de yasal süreçleri takip ettiği belirten Baro, meslektaşlarının ve tüm sivil gönüllülerin korunması gerektiğinin altını çizdi. Açıklamada ayrıca, insani yardım taşıyan bu filonun korunmasının uluslararası hukuk açısından bağlayıcı bir zorunluluk olduğuna dikkat çekildi. 1949 tarihli IV. Cenevre Sözleşmesi ve I. Ek Protokol'ün 70. maddesi uyarınca, insani yardımların hızlı ve kesintisiz biçimde ulaştırılması gerektiği hatırlatıldı. Baro, hem kıyı devletlerinin hem de uluslararası toplumun bu yükümlülüğü yerine getirmekle sorumlu olduğunu vurguladı.
YÜKÜMLÜLÜKLER HATIRLATILDI
Açıklamada, Filistin halkının işgal, abluka ve ayrımcı uygulamalara karşı direndiği bu süreçte, söz konusu yükümlülüğün yalnızca sözleşmelere taraf ülkeleri değil, tüm devletleri bağlayan evrensel bir nitelik taşıdığı ifade edildi. Baro, başta Türkiye olmak üzere tüm devletleri şu konularda yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı:
- Gazze'deki soykırımın durdurulması,
- İsrail'e yönelik somut yaptırımlar uygulanması,
- Soykırım suçlularının uluslararası mahkemelerde yargılanması,
- Yasa dışı ablukanın kaldırılması,
- Global Sumud Filosu'nun güvenliğinin sağlanması,
- İnsani yardımın engellenmemesi.
Açıklama, "Gazze'de yaşayan iki milyon sivilin yaşam hakkı için bu yükümlülüklerin ihmal edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz" ifadeleriyle sona erdi.